Abidin Uyar Yazdı; “Oy kullanmalı mıyım, yoksa kullanmamalı mıyım?”

Bu yazı benim içinde bulunduğum dilemmanın(ikilemin)nasıl aşılacağı sorunsalı ile alakalıdır…

Benim için bu ülkedeki her seçim iki olasılıklı bir çelişki durumunu barındırıyor …

Birinci şık …

Neden“ Oy kullanmamalıyım”

Gerekçelerim …

1-Çünkü bir tiyatro oynanıyor…

Bana seçmen olarak rol verilmiş ancak ben özne eğilim.

Oyum için seçim döneminde itibar görüyorum .

Seçilecek adayı ben belirlemiyorum.

Meclis üyelerini ben belirlemiyorum …

Oy kullanacaksam önüme konanlardan birini beğenmek zorundayım.

Bu yüzden oy kullanmamalıyım …

2-Geri dönülmez öldürücü yıkımı hizmet diye sundular…

Ve Gemliye çok büyük kötülük yapanlar, doğayı tahrip ettiler, denizi doldurdular, sahili yok ettiler, kamu kaynaklarını hesapsız kitapsız harcadılar, depremin ölümcül tehlikesine imar rantı için davetiye çıkarttılar.

Görevlerini kötüye kullandılar. (Ör;Borusan arık parsel meselesi, Kıyı kenar çizgisin değiştirilmesi vs vs )

Mahkeme kararlarına uymadılar.

T.C.

BURSA

2. IDARE MAHKEMESI

ESAS NO : 2021/1091

KARAR NO : 2022/1692

‘ARTIK PARSEL’ DİYE SATILAN ARSANIN SATIŞINA, MAHKEME ENGEL OLDU – Bursa Haberleri (milliyet.com.tr)

Ve hiç biri yargılanmadı …

Arkamda kapı gibi güç var benden kimse hesap soramaz dercesine gözümün içine baka baka bu işleri yaptılar …

Oy versem ne olur vermesem ne olur ?

Benim oyum hiçbir işe yaramıyor ki !

Bu yüzden oy vermemeliyim…

3-Çıkar grupları siyasetin finansmanını sağladıkları için her partide konuşlanmış.

Zenginler sınıfı da her partide söz sahibi.

Ve onların sözünden asla çıkamayacaklarını biliyorum .

Kimisi partili olmadan dışarıdan, kimisi içeriden siyasi partileri yönetiyor.

Arsalarını, arazilerini imara açmak için meclis üyesi, imar komisyon üyesi olanları var …

Bu yapı plütokrasiye çok benziyor

*Plütokrasi: (etimolojik kökeni eski Yunanca ploutos (zenginler) +cratos (iktidar) kelimelerine dayalıdır.) bugün için parasal gücü elinde tutan çıkar ve baskı gruplarının egemenliğini ifade etmektedir.

Kendi perde arkasında olsa da dayısının, amcasının,

halasının, teyzesinin oğlu, en azından kendi köylüsü hemşerisi orada, bunların çıkarları halkın çıkarlarının

çok önünde onun için oy kullanmayacağım …

4-Demokrasinin yerleşmemesi ve hukukun üstünlüğü den ziyade üstünlerin hukukun olması sebebi ile karar verici; Hukuk ve anayasa ilkelerini rahatlıkla ihlal edebilecek , hesap sorulamaz varlık (layüsel) olarak seçimi dahi iptal edebilecek güçte iken ben neden oy kullanayım?

5-Karar verici elindeki kamu kaynaklarını hazineyi boşaltmak pahasına seçimi kazanmak için kullanacak ve bunda başarılı olacak, benim ise desteklediğim parti olsa da o imkandan yoksun bu seçim yarışına girip kaybedecek.

Çok açık bir şekilde eşit ve adil olmayan bu yarışta ben neden oy kullanayım?

6-Yönetilen (halk-seçmen ) pragmatik davranıp uzun vadeli olması gereken çıkarlarının muktedir tarafından seçimi kazanmak için öne çekilmesi ile ,emekli maaşına, bayram ikramiyesine veya bedava kamudan alacağı hizmetlere kanarak rahatlıkla ülkeyi iktisadi uçuruma götürecek tercih de bulunması ihtimali yüksek bir durum iken ben neden oy kullanayım?

7-Muhalefet başta imar rantı, yolsuzluk, usulsüzlük olmak üzere kazandıkları belediyelerde bir çok şaibeli ,işe bulaşmaları ve kendinden önceki yönetimden hesap sor(a)madığı için değişen bir şey olmayacağı inanıyorum.

Bu durumda neden oy kullanayım?

https://www.bursahakimiyet.com.tr/ekonomi/gemport-taki-103-milyon-liralik-satis-davalik-oluyor-167034

8-Muhafazakarlık ve geleneksel dindarlık bu seçimi ahlak felsefesi üzerinden değil ritüel dindarlık üzerinden ve mezhebi görüş üzerinden suni- alevi, solcu sağcı, kafir-mümin diyalektiği üzerinden değerlendirecek.

Ve seçimin ve ülkenin kaderini bu seçmenin belirleyecek olmasına olan inancım sebebi ile oy kullanmayacağım…

İkinci Şıkkın nedenleri …

Niçin oy kullanmam gerektiğinin ahlaki(koşulsuz ahlak-Kategorik imperatif ) gerekçesi …

1-Görev ahlakı;

Benim bireysel olarak yapmam gereken bir şeyler var.

Doğru inanç ve doğru eylem…

Bu asla çıkar odaklı bir ahlak değil.

Seçilenle seçildikten sonra ilişkim olmaz .

Bir kez dahi ne tebrik için ne başka şey için makamına gitmem .

Onla fotoğraf çektirmem..

Asla meşru olmayan hiçbir talebim olmaz olamaz .

Evet sadece bir oyum var .

Fakat birde savunduğum ahlak felsefem var.

Madem kötüler kendi aralarında müthiş örgütlü dayanışma içinde, ahlaklı olduklarını iddia edenlerinde örgütlenmesi ve dayanışma içinde olması gerekir.

Onun için mutlak oy kullanmalıyım …

2-Her kes iyi bildiği konuda halkı aydınlatmalı …

Her kes gibi bende umutsuzluğa düşmeden bir yerden başlanılması gerektiğine inanmalıyım.

Bir oy çok şeydir.

Onun için oy kullanmalıyım …

3-Bir gün hukuk devleti olursak seçeceğim insan eli ile bu Gemlik örnek bir belde olabilir …

Hukuk devleti olursak bu adamlardan hesap sorabiliriz…

Bu adamları yargılatabiliriz.

Bunun için elimi taşın altına sokmam lazım…

Buna inanıyorum …

Onun için muhakkak oy kullanmalıyım.

4-Savunduğum ahlak, dinden, Müslüman’dan cami ve diyanetten bağımsız bir ahlak …

Bu ahlak muhafazakarların ve dindarların sayabileceği azami 5 bilemediniz 6 adet bilinen ahlaktan çok fazla sayısız ahlaki kuralı kapsıyor …

Özetle bu huduri bilgi.

Çalışılarak elde edilen husuli bilgi değil…

İçime kodlanmış vicdan …

Sistemin çok kötü olduğunu biliyorum…

Fakat bir aydın olarak birde görevim var …

Hiç kimsenin ikazına ve hatırlatmasına gerek duymadan kendimin kendime vereceği görev.

Yani koşulsuz ahlak .

Arabayı özürlü rampasının önüne park etmekten tutunda, çöpü doğaya, denizi kirletmeye, İmar rantına, nepotizme ,kamunun parası ile makam otosu dahil yurt dışı gezilerine, kültürel etkinlik adına kendi ideolojilerindeki sanatçılara ekonomik kaynak yaratmaya, her çeşit irrasyonel harcamaya, adaletsizliğe karşı çıkmaya kadar sayısız ahlaki ilkeyi içeriyor …

Onun için muhakkak oy kullanmalıyım

6-Bıkmadan usanmadan gençlere de neden ahlaklı olmamız gerektiğini anlatmalıyım…

Toplum ahlakı ancak ahlaklı bireylerden oluşur.

Ancak ahlaklı bir toplum ahlaklı bir adayı arayacaktır .

Ahlaksız bir toplumun hiçbir derdi yoktur .

O toplum ahlakçılık yapar…

O ahlakçıdır(ahlaksızdır) …

Ahlak ile ahlakçılık çok farklı ve zıt iki kavramdır.

Ahlakçılık kendi yapmadığını karşındakinde arar.

Müslüman bir kötülüğü gördüğünde önce eli ile olmazsa dili ile oda olmazsa kalbi ile lanetler ve engel olur der .

Ama kendi asla bir kötülüğü itiraz etmez.(ahlakçılık)

Adaletsizliğe hep sessiz dir.