“Platon neden demokrasiye karşı çıkıyordu? (2)” Abidin Uyar yazdı

“Platon neden demokrasiye karşı çıkıyordu? (2)” Abidin Uyar yazdı

         Geçen hafta Platonun demokrasi karşındaki çekincelerinden bahsetmiştim.

Ve şunları yazmıştım;

Fırtınalı bir gemi yolculuğunda kaptansız kalan gemiyi yürütecek kaptan seçimi için farz edelim iki aday olsun .

a-Bu adaylardan biri gemiyi yürütecek niteliklerle donatılmış birikimli ve işin ehli insan olsun.

Gemicilik faaliyetlerini biliyor ve bu konuda uzman .

b-İkinci aday ise gemicilik faaliyetin den hiç anlamasa da insanları etkilenmeyi beceren, demagoji, mugalata, hazır cevap ve söz ustası olan biri olsun . 

Yani retorik ile konuşan, edebi hitabet sanatını bilen davudi ses tonu ile muhatabını etkileyen bir aday yani o seçimi kazanabilecek bir aday … 

Fakat bizim amacımız neydi ?

Gemiyi yürütebilecek o işten anlayan konunun uzmanı bir kaptanı bulup çıkartmak ve onu seçmek mi, yoksa insanları etkili konuşması ile etkileyen, hitabeti kuvvetli demagog ancak gemiyi yürütmede hiç tecrübesi olmayan bir adamı geminin başına geçirmek mi ?

İşte platon bu noktada demokrasilerde bir sıkıntı olduğunu söylüyor demiştik .

 

                       Platonun ikinci örneği şekerci dükkânı ve doktor misali… 

 

Doktor insanların sağlığı için bazı şeyleri yemelerini yasaklar, onlara ilaç verir ki bu ilaç tat olarak hiç hoş olmayabilir.

 Şekerci ise insanların hoşuna gidecek fakat onların sağlığını bozacak damak tadı olarak çok hoş gelen şekerler verir.

Bu durumda şekerci doktoru kötülemek için;

“Bakın doktor size bir sürü yasaklar koyuyor ve size acı ilaçlar sunuyor ben ise size çok hoş tatlı şeyler veriyorum “ dese şekerin kötülüğünü bilmeyen halk rahatlıkla doktora düşman olup  şekerciye inanır .

Çünkü şekerci onları ikna etmiştir.

Fakat bir süre sonra sağlığı bozulur dişlerinde çürümeler başlar. Tıpkı bunun gibi devleti yönetmeyi bilmeyenlerin halkı etkileyerek iş başına gelmeleri sonunda devlet kokuşmaya çürümeye başlar. Yolsuzluk, hukuksuzluk, adaletsizlik ve rezaletler devletin her yanını sarar .

                       Fakat şunu platona sorabiliriz… 

Evet bu dediklerin olabilir.

Demokrasi hatasız tümü ile mükemmel bir yönetim şekli değildir.

Ama kötünün iyisidir .

Yani monarşi veya aristokrasi ye göre gene de daha iyidir.

İşte Platon cevap olarak  meşhur mağara alegorisinde bu güne kadar değerini hiç kaybetmeyen o ünlü örneği verir.

                  Platonun cevabı ve ünlü  mağara alegorisi… 

Hikâye şöyledir.

Doğdukları andan itibaren bir mağaranın duvarına zincirlenmiş insanlar vardır.

Boyunlarını dahi kıpırdatamadan zincirli bu insanların yüzleri duvara, sırtları ise mağara kapısına bakmaktadır .

Mağaranın kapısından vuran ışık dış dünyadaki belli nesnelerin gölgesini mağaranın duvarına yansıtmakta .

Zincire vurulu insanlar sadece duvardaki bu gölgeleri gördükleri için o gölgeleri hakikat zannetmekteler .

Örneğin her sabah aynı saatte doğan güneşin ışığı bir kuşun gölgesini duvara yansıtmakta, güneş kaybolduğunda gölgede kaybolmakta yok olmakta .

Aynı şekilde bir dalın rüzgarla hareket etmesi ve bunun ışıkla gölge olarak duvara yansıması o zincirlenmiş insanlarda dans eden çizgiler olarak belirmekte.

Koca bir dünyayı sadece tanık oldukları o mağara ve kainattaki tüm bitkileri ve canlıları da duvara yansıyan o gölgeler zanneden bu insanlar dan biri o zincirlerden kurtulur.

Ve mağara kapısına doğru hareket edip dış dünyadaki durumu görür. Gözleri kamaşır ve az sonra alışır.

O andan itibaren gerçek dünyayı görür ve deneyimlemeye başlar.

Gerçek nesneleri  görür.

Onlar gölgelerden çok farklıdır.  Dış dünyadaki renkler çok farklıdır ve çok çeşitlidir.

                 Bu durumdaki o insan yoluna devam edip mağara dışına mı çıkmalı, yoksa geriye dönüp o insanları uyarmalı mı? 

 İşte platon bu durumdaki insanların geriye dönerek mağaradaki insanları uyarması gerektiğini söylüyor .

              Fakat doktor ve şekerci hikayesini hatırlayalım.

Mağaranın duvarına zincirlenmiş o insanları zincirlerini kırıp mağaranın dışına çıkartmayı ikna etmek çok zordur.

(bir ideolojisi ,taptığı partisi ve siyasi lideri veya davası olan adamı düşünün )

Hatta mağaradaki o insanlar kendilerini kurtarmak için geri dönen o arkadaşını linç de edebilirler.

Nitekim bu hakikati Sokrates’in savunmasında görebiliyoruz.

                            At sineği ve Sokrates 

Sokrates ünlü savunmasında tıpkı at sineğinin atı rahatsız edip uyandırması gibi kendisinin de Atinalıları rahatsız edip uyandırmayı amaçladığını söyler.

Ancak buna rağmen Sokrates demokratik yolla idama mahkûm edilir.

 Çok dramatiktir.

Bu örnekte olduğu gibi platona göre devleti yönetenlerin tıpkı doktor gibi hastayı yaşatacak bilgi ve eğitimi alarak devletin başına geçmeli.

Fakat bu adayı seçecek olan kişilerinde bilinçli ve eğitimli olmaları gerektiğini savunuyor.

 Halk kendini ikna eden şekerciyi de seçebilir.

Çünkü demagoglar çıkacaktır.

Şiirsel konuşma ile halkı ikna eden, dinsel söylemle halkı rahatlıkla kandıran kutsal üzerinden halkın duygu dünyasına girip onları etkileyen insanlar çıkıp devletin başına geçeceklerdir.

Oysa devlet yönetimi bilgi ehliyet liyakat ve adaletle ile olur.

Platon böyle düşünüyor .

Ya siz nasıl düşünüyorsunuz?

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ; “BURSA OVASI DA, SANAYİSİ DE TÜM DEĞERLERİ DE SAHİPSİZ DEĞİLDİR” – Atatürkçü Düşünce Derneği Orhangazi Şubesi: […] ADD Bursa’dan ‘Soğuksu’ tepkisi: Değerlerimizi yok etmenize
2024-05-05 12:22:30