“Platon neden demokrasiye karşı çıkıyordu? (1)” Abidin Uyar yazdı

“Platon neden demokrasiye karşı çıkıyordu? (1)” Abidin Uyar yazdı

 “Sorgulanmamış Hayat Yaşanmaya Değmez”  

 

Sokrates’e göre insan hayatında maddiyat ve maddi hazlar önemli olsa da kalıcı değildir ve bu bakımdan da belirleyici değildir. Önemli olan, her şeye rağmen ahlaklı ve doğru bir hayat sürmektir.

Sokrates’e göre insan, yaşadığı hayatı ve bu hayatın temel değerlerini sorgulamalıdır. Ona göre sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez.

                                   Yazar falan değilim. 

               Yazdıklarımın kerameti kendinden  menkuldür. 

 

                Bütün mesele at sineği olup toplumu rahatsız etmek, zihin konforunu bozabilmek, düşündürtmek.

                    

Okur yazıyı merak ederse okur.

Okumaya zorlamak saçmalık.

Aksi takdirde;

Ya okumadığı halde kalemine sağlık diyecek.

Ya fırsat bulduğumda ilk işim okumak diyecek .

Ya sadece başlığını okuyup harika bir yazı olmuş diyecek.

Özetle muhatabı yalan söylemeye zorlamak söz konusu.

                            Seçimler yaklaşıyor. 

 Bu yazımda anlatmak istediğim ana fikir şudur.

Batıdan maddi şeyleri ithal edebilirsiniz, ama erdem ahlakını ve öz bilinçi ithal edemezsiniz.

Ahlak felsefesi ithal edilebilecek bir şey değildir.

Öz bilinçte öyle.

Sandığı, seçimi, demokrasiyi  hatta anayasayı bile ithal edebilirsiniz.

Ama bu sizi demokrat yapmaz, seçimi adil kılmaz.

Anayasamız olabilir, bu bizi en fazla anayasası olan bir devlet yapar.

Fakat asla anayasal bir devlet yapmaz.

                               Öz bilinç ve bilinç 

Öz bilinç kendini tanımaktır fark etmektir.

Ben diyebilmektir.

Bilinç ise nesneler dünyasını  fark etmektir .

                       Aşırı politikleşmiş bir toplumda öz bilinç yoktur. 

Biz vardır . 

Biz Sosyalistler, biz Kemalistler, biz Ülkücüler biz Müslümanlar  vs vs .

Her biz “Ben’i(öz bilinci) yok eder.

Şahsiyet ortaya çıkacak zemini bulamaz .

O artık bir daire çizmiştir o dairenin içine kendini, hapsetmiştir.

Ne o daireden kendi düşüncesinin dışarı çıkıp başka düşüncelerle buluşmasına izin verir ne de o dairenin içine başka düşüncesin girmesine izin verir.

O artık entegral varlıktır.

Bir lideri vardır, bir doktrini vardır bir davası vardır.

Onlar bir gün biz artık her şeyden vaz geçtik dese o birey kafayı üşütür.

Çünkü tüm varlık nedeni,  yaşam sevinci, onu ayakta tutan şey o lider ,dava, ideolojisidir.

Şahsiyeti bu yüzden gelişmez.

Düşünme dediğimiz devinim (praksis) onda hiç var olmamıştır.

O hiç düşünemez.

İçinde bulunduğu kimlik ona dur der.

Düşünmeye başladığında ise şahsiyet kazanır ki zincirleri de anında kırılır.

(Platon aşağıdaki mağara alegorisi)

                             Platonun hikayesi .       

 

          Demokrasi teorisi seçmeni bilinçli yapmaya yeter mi ? 

   Yetmez…

            Sandık her zaman seçmenin adil, işinin ehli, liyakatli devleti yönetecek partiyi işin başına getirir mi ? 

      Hayır…

            Seçmenin her zaman aldatılarak ikna edilmesi imkân dahilinde midir?  

Kesinlikle evet.

                Geleneksel toplumlarda kültürel muhafazakarlık ve milliyetçilik seçmen tercihini belirler mi?   

 Kesinlikle evet.

                    Erdem ahlakı ithal edilebilecek bir şey midir?  

Ahlak maddi bir şey değildir. İthal edilemez bireyin öz bilinci ile oluşur.

Eğitimsiz ve felsefi düşüncesi olmayan ama tüketim tercihlerini değiştirmiş toplumu demokrasi modern  toplum yapar mı?   

Kesinlikle yapmaz.

                   Modernleştirilmiş   toplum bilinçli seçmeni ortaya çıkartır mı?  

Asla çıkartmaz.

Çünkü modernleştirilme tepeden aşağıya oluşur.

Modernlik ise aşağıdan yukarı oluşur.

O külünden doğar .

Çenede sakal bırakmak ,pahalı  gözlük kullanmak, rolekx saat takmak la modern olunmaz.

Sadece tüketim tercihlerinizi ve şeklinizi değiştirmiş olursunuz.

Fakat asla eğitimli kent soylu bir orta sınıf yaratılmış olmaz.

Bizde onun için burjuva sınıfı yoktur.

Burjuva sınıfı olmadığı için köylü sınıfı da yoktur.

Bu ikisi olmadığı için işçi sınıfı hiç olmamıştır.

Şaşıranlar ve itiraz edenlerin cahilliğine veriyorum.

Burada kast edilen iktisadi sınıflardır.

Adamın babası memur, kendi işçi, oğlu fabrikatör .

İktisadi tabakalaşmada yani burjuva ,köylü, işçi sınıfında bu asla mümkün değildir.

Bunların sınıf çıkarı sandıkta kendini belli eder.

Her biri ayrı partiye oy verir.

Oysa bizde ;

Bir fabrika bekçisi ile fabrikanın sahibi aynı partiye oy veriyorsa burada sınıftan bahsedilemez.

Çünkü iki seçmenin sınıf çıkarlarının o partide buluşması imkansızdır.

Platonun iddiası çok basit…  

Bir gemide yolculuk ediyorsunuz.

Geminin kaptanı aniden ölüyor.

Yola devam edebilmek için bir kaptan gerekli.

                 Peki ama gemi kaptanını kimler arasından ve hangi yöntemle seçmeliyiz?(Platon soruyor )

a-Gemi mürettebatı arasından mı seçmeliyiz ?

b-Yoksa bütün yolculara seçilme hakkı verilerek mi seçmeliyiz ?

      Hadi diyelim ki kaptan olacak kişiyi uzmanlar arasından seçelim.

Peki ama o uzmanı seçme hakkını kime verelim?

a-Mürettebata mı?

b-Gemicilik hakkında bilgi sahibi olan birtakım yolculara mı ?

c-Yoksa tüm yolculara mı ?

               Platon bu örnekle devleti bir gemiye benzetir ,geminin kaptanını da devleti yönetecek kişilere benzetir.

           Platon bu benzetmeyi yaparken neyi amaçlamıştır ?

                          Platonun demokrasi eleştirisi … 

 Platon bir hayli eğitimli oldukça aristokrat bir aileden gelir.

Bu kadar güçlü bir aileden gelen bir kişi neden siyasete atılıp güçlü bir konuma gelmek istemez?

(Bir an için Türkiye gerçeğini düşünün. Bir partinin il  başkanı olmak için insan neler veriyor)

Aslında platonun yaşadığı tarihte herkes kendinden bunu beklerken o siyasetten uzak kalmış.

Halbuki her iki kanattan da yani hem oligarşi kanadından hem demokrasi kanadından kendine büyük teveccüh varken ve çok güçlü bir konuma gelmesi mümkün iken o bunu tercih etmiyor.

Platonun hayatında onu derinden sarsan bir olay olmuştur.

Çok sevdiği hocası Sokrates’in demokratik yolla seçilmiş birtakım kimseler tarafından yine demokratik bir oylama ile haksız olarak idama mahkûm edilmesidir.

        Platonun demokrasiye karşı olmasında ki neden…   

Platon gemi örneğinde ki gibi, nasıl ki bir geminin yürütülebilmesi için  o konuda uzman olan bir kaptan olması gerekiyorsa, devlet yönetimi içinde uzman gerekiyor .

Ve demokratik bir yolla herkese seçme ve seçilme hakkının verildiği bir yerde yapılacak bir seçimin, her zaman doğru sonuçlar vermeyeceğini söylüyor.

                Platonun akıl yürütmesindeki örnekler… 

Fırtınalı bir gemi yolculuğunda kaptansız kalan gemiyi yürütecek kaptan seçimi için farz edelim iki aday olsun .

a-Bu adaylardan biri gemiyi yürütecek niteliklerle donatılmış birikimli ve işin ehli insan olsun.

Gemicilik faaliyetlerini biliyor ve bu konuda uzman .

b-İkinci aday ise gemicilik faaliyetin den hiç anlamasa da insanları etkilenmeyi beceren, demagoji, mugalata, hazır cevap ve söz ustası olan biri olsun . 

Yani retorik ile konuşan, edebi hitabet sanatını bilen davudi ses tonu ile muhatabını etkileyen bir aday yani o seçimi kazanabilecek bir aday … 

                      Şimdi tekrar başa dönelim.

Başlangıçta bizim gemi kaptanı seçerken amacımız neydi?.

Gemiyi yürütebilecek o işten anlayan konunun uzmanı bir kaptanı bulup çıkartmak ve onu seçmek mi, yoksa insanları etkili konuşması ile etkileyen, hitabeti kuvvetli demagog ancak  gemiyi yürütmede hiç tecrübesi olmayan bir adamı geminin başına geçirmek mi ?

İşte platon bu noktada demokrasilerde bir sıkıntı olduğunu söylüyor.

Gerçekten şöyle bir düşünelim cami cemaatine deseniz ki bu günkü iktisattaki FAİZİ size bilimsel olarak kim açıklar, siz kimi dinlersiniz?

 Acem Derenoğlu’nu mu ? (Dünyada en saygı isimler arasındaki Türk iktisatçısı)   

Yoksa VAAZ EFENDİYİ, fıkıhçıyı mı?  

Tabi ki vaaz efendi ve fıkıhçıyı dinler…

(devam edeceğim)

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ; “BURSA OVASI DA, SANAYİSİ DE TÜM DEĞERLERİ DE SAHİPSİZ DEĞİLDİR” – Atatürkçü Düşünce Derneği Orhangazi Şubesi: […] ADD Bursa’dan ‘Soğuksu’ tepkisi: Değerlerimizi yok etmenize
2024-05-05 12:22:30