Jeoloji Yüksek Mühendisi Engin Er On Medya Ekranlarında Konuştu:
“FAY HATLARININ BELİRLENDİĞİ BÜTÜNCÜL PLANA GEÇMELİYİZ”
On Medya ekranlarında yayınlanan On’ da Son Nokta Programının konuğu olan Jeoloji Yüksek Mühendisi Engin Er, Bursa ve Marmara Bölgesi’nin deprem riski konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. 27 Ocak tarihinde saat 13.43’te meydana gelen ve merkez üssü Nilüfer olan 4,1 büyüklüğündeki depremin uyarıcı bir deprem olduğunu vurgulayan Engin Er, 1999, 2007 ve 2018 yıllarında çıkarılan deprem yönetmeliklerinin yanı sıra, belediyelerin gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm çalışmalarındaki eksikleri de anlattı.
Gazeteci Cemal Kırgız’ın hazırlayıp sunduğu On’ da Son Nokta programının konuğu olan Jeoloji Yüksek Mühendisi Engin Er, Türkiye’nin deprem kuşağında bir ülke olduğunun altını çizdi. Kuzey Anadolu Fay hattı ve Güney Anadolu Fay hatlarının ortasında yer alan Bursa’nın da deprem riski en yüksek şehirlerden birisi olduğunu vurgulayan Engin Er, “Bursa Kuzey Anadolu Fay hattının üç kolunun da ortasında ve merkezinde olan bir şehirdir. Birinci kol Marmara’nın kuzeyinden geçen koldur. Burada olası 7 ve üzerindeki büyüklükteki deprem Bursa’yı da etkileyecektir. Orta kolu ise İznik, Gemlik, Mudanya altından geçen Karacabey’e kadar uzanan fay hattıdır. Bir diğeri de 1855 yılında meydana gelen ve Bursalıların küçük kıyamet dedikleri fay hattıdır. 27 Ocak tarihinde meydana gelen Nilüfer depremi de bu hat üzerindedir. Çünkü 1855 yılında meydana gelen depremin uzandığı fay hattı, Ulubat gölü çevremsinden geçip, Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerine kadar uzanan fay hattıdır. Son deprem de bu hat üzerine yakın bir yerde olmuştur. Bu depremi uyarıcı bir deprem olarak kabul edebiliriz” dedi.
1855 yılında meydana gelen depremin oluştuğu fay hattında stres birikiminin fazla olduğuna dikkat çeken Jeoloji Yüksek Mühendisi Engin Er, fay hatları üzerindeki yapılara, sıvılaşmaya ve alüvyon alanlara yapılan binalara da vurgu yaptı. Bursa’nın yüzde 60’ının riskli olduğunu ifade eden Engin Er, “Binaların birçoğu 2000 öncesi yapılmış binalardan oluşuyor. Hazır beton yok, yönetmelik yok, mühendislik hizmeti almamış, zemin etüdüne çok dikkat edilmemiş, bilimsel planlamadan uzak yapılar bunlar. Kentsel dönüşümde de öncelik bu binalara, bu yapılara verilmelidir” diye konuştu.
Bursa’nın yanı sıra ilçelerdeki deprem riskleri konusunda da önemli bilgiler veren Engin Er, Türkiye’deki fay hatları sayısının son yıllarda 150’den 500’e çıktığını anımsatarak, Bursa’da da Kayapa Yenişehir arasında yeni bir fay hattının ortaya çıktığını belirtti. Gemlik, Yenişehir, İnegöl başta olmak üzere Bursa merkez ilçelerinde de sıvılaşma olan bölgeler ve alüvyon zeminler üzerine yapılmış binalar olduğunu hatırlatan Jeoloji Yüksek Mühendisi Engin Er, “İlçelerimizde de, Bursa’da da fay hatları üzerinde, sıvılaşma içeren bölgelerde, alüvyon zeminlerde binalar var. Bursa’da öyle mahalleler biliyorum ki, olası bir depremde bırakın araç girmesini, insanlar bile girip, çıkamazlar. Yine öyle sokaklar var ki, depremi on veya on beş dakika önceden bilip söylesek bile, o sokağı boşaltıp çıkmaları mümkün değil. Yine ortak tapulu binalar bulunmakta. Tapu sorunları bile çözülmüş değil. Bunların öncelikli olarak çözülmesi gerekli. Bütüncül bir plana bir an önce geçmemiz şart. Fay hatları belirlenmeli, zemin denetlemeleri yapılmalı, hazırlanan bütüncül plan uygulama aşamasında da büyük bir ciddiyetle denetlenmelidir. Bunun için, akademisyenler, üniversiteler, yerel yönetimler birlikte hareket etmelidir. Merkezi hükümet, bütüncül plana destek vermeli, denetlenme aşamasında da sorumluluğunu yerine getirmelidir” dedi.
Fay hatları üzerine ve yakınına, ayrıca sıvılaşma olan zeminlere, alüvyon zeminlere bina yapılmaması gerektiğini bir kez daha vurgulayan Engin Er, “Geldiğimiz noktada; fay hatları planlara işlenmediği için, tehlikeli, riskli bölgelere kamu binaları bile yapılıyor. İtirazlar yapılsa bile sorunlar yaşanıyor. Uygulanma aşamasında denetlenebilir bütüncül planların yapılması bu açıdan da önemli. Bu planlamalar olmadan kentsel dönüşüm çalışmaları 50 yıl daha bitmez. Peki, deprem 50 yıl bekler mi? Bunu düşünmek gerekli. Vatandaşın endişe ile beklediği sorulara net yanıtlar verilmelidir. Bursa için bir başka riskli konu da sanayi bölgeleridir. Sanayi candır, maldır ama milli ekonomidir de. Mesela sanayi bölgeleri denetimlerinde jeoloji mühendisleri yok. Oysa jeoloji mühendislerinin de denetleme yetkisi olmalıdır. Zemin etütleri, uygulama aşamalarından itibaren denetlenmelidir. Bütüncül, denetlenebilir planlara acilen geçmemiz şarttır” diye konuştu.