“Basit ekonomi (2) Bu günün iktisadi problemlerini fıkıh çözebilir mi?” Abidin Uyar yazdı

“Basit ekonomi (2) Bu günün iktisadi problemlerini fıkıh çözebilir mi?” Abidin Uyar yazdı

Bu günün iktisadi problemlerini fıkıh çözebilir mi ?

 Geçen hafta ekonomin nasıl çalıştığını anlatmıştım.

 Sanayi devrimi sonrası ulusların zenginliği üretim ve   sermaye temerküzü ile gerçekleşir …

  Bunun için tasarruf çok önemli demiştim.

         Ve tasarruf gelirin harcanmayan kısmına denir .

                        Fıkıh mı, iktisat bilimimi?

Kültürel muhafazakarlık felsefi muhafazakarlıktan çok ayrıdır …

Muhafazakâr toplumlarda “dindar iktidar” aynı zamanda itikadı bir varlıktır …

Eğer bir toplumda iktidar itikatlaşırsa  artık iktisat bilimine ihtiyaç olmaz …

Yerini inanç alır …

                         Swap işlemi nedir?

Dini otorite size bu işlemi açıklayamaz nas var der .

Ve işlemi anlamlandırır .

Oysa şu an Türkiye swap işlemlerine çok yüksek faiz ödüyor .

Ancak klasik banka faizine  hiç benzemiyor…

 Nas var dediğinde ;

O andan itibaren hiçbir şey sorgulanamaz…

Çünkü  “nas” kavramı aksiyom olarak kullanılmıştır. 

Aksiyomlar kendinde doğru olan veya yanlış olan şeylerdir…

Onlar çıkarım sonucu elde edilmez.

Onlar “önermedir” ve onlara dayanılarak çıkarım yapılır.

Nas var faiz haramdır der ve çıkarımını “mutlak” olarak önüne koyar. 

Mutlak ne demek ,mukayyet ne demek? 

Önce Allah mutlak olandır ,yaratılmış olan ise mukayyet tir. 

Kendi “mukayyet” olan varlık, kendi subjektif düşüncesini muhayyilesinde, kendi kültürel terkibinde, yetiştiği mezhebi fıkhi görüşü ,zihninde canlandırdığı imgeyi mutlaklaştıramaz.  

Mutlak olan Allahtır . 

Peki nesnesine (bu nesne felsefedeki nesnedir. )gidip  “Allah’ım ben senin Riba ayetinden yola çıkıp kıyas yaptım, yaptığım kıyası da kesin mutlak bilgi olarak Müslümanlar yaydım, acaba vardığım sonucu senin onayından geçti mi ?” deme şansı hiç yoktur .

Çünkü Allah ona cevap vermez.

Onun içinde yaptığı çıkarımı mutlaklaştırır .

Oysa bu konuda ki tek yetkili Allah ve onun izin verdiği kadarı ile Peygamberdir.

Olsa olsa din adamı benim öznel çıkarımım budur,

ben bunun haram olduğuna hükmettim,

Ancak yanılmam her an mümkün.

Bu görüş sadece beni bağlar.

Benden daha iyi akıl yürüten birileri de çıkabilir.

Doğrusunu Allah bilir demelidir.

Fakat bizim din ulemamız asla son cümleyi ağzından çıkartmaz. 

Kesin konuşur. 

Onun için ben, bizde din adına “şari” olan ,yani hükmü var eden iki varlık vardır derim.

İslam tarihi bunun mebzul örnekleri ile doludur.

Biri Allah’tır.

Diğeri Allaha ait bu yetkiyi kendinden çok emin kullanan ulema sınıfı …

Oysa çağcıl finans işlemleri konusunda ne vahiy ne peygamber hiçbir şey söylememiştir?

Zaten HZ Alin dediği gibi Kuran konuşmaz onu konuşturan insandır.

             Elde bir tek “cahiliye Ribası” bilgisi vardır? 

Özellikle adı konmuş CAHİLİYE RİBASI neydi ?

Cahiliye Ribası kavramından,”Cahiliye” kavramını çıkartırsan (asıl anahtar kavram ve ribayı anlamlandıran bu kavramdır) elinde sadece Riba kalır…

Onunla da istediğin sonucu elde edersin.

Oysa ;kıyas önce  “cahiliye ribası ile ne kast edilmiş olabilir ?” üzerine olmalıydı.

Ve fıkıhçı bu günkü karmaşık ve çok uzmanlık isteyen finansal işlemlerde muhakkak kıyas ta şu nedenleri aramalıydı…

1-Maddi (özdeksel )neden;

2-Formel (suri ) neden ;

3-Gai (gayesel amaçsal ereksel)neden;

4-Fail(şari) neden (burası çok önemli bu günkü uzmanlık isteyen finansal işlemlerde ki haramı belirleyen kim?

Yapılan kıyasta bunların hiçbiri yoktur sadece analoji vardır.

Yani iki şey arasındaki benzerlik

(Benim dedem sakalıydı ,karşımdaki adamında sakalı var demek ki o da benim dedem )

Toki ‘den kredili alınan evimin haramlığını belirleyen fail neden kim?

Hükmü kim belirliyor ?

Allah mı ?

Fıkıhçımı?

Diyanet mi?

İlahiyatçı mı ?

Bu felsefi tartışma dindar bilinci aşar.

Ancak çok ben ciddi bir tevhidi problemle karşı karşıyayım . 

(meraklısına çok önemli bir not ) 

Reşid Rıza, (bkz. Menâr I, 345 vd.):İlk Müslüman nesiller için şöyle der ; 

“  Onlar meseleleri kendi içinde giriftleştirmediler ve böylece onlar için, şeriat (dîn), tabii, kolay ve müsamahakar idi 

. Ama sonradan gelenler, kendi kıyaslamaları (ictihâdları) yoluyla çıkardıkları (bazı) buyrukları dine ilave ettiler; ve bu (ilave) buyruk ve yasakları o kadar çoğalttılar ki şeriat, toplum için ağır bir yük haline gelmeye başladı.” İslam Hukuku’nun gerçek emir ve buyruklarının, yani, Kur’an’da ve Hz. Peygamber’in öğretilerinde açık ve kesin olarak vaz‘edilmiş olanların -neden detaylardan adeta tamamen uzak olduğunun sosyolojik sebepleri konusunda State and Government in Islam adlı kitabımı (s.11 vd. ve muhtelif bölümleri) salık veririm. (Türkçe çevirisi, İslâm’da Yönetim Biçimi -T.ç.n.) Yukarıdaki sığır kıssasında tasvir edilen ve Hz. Peygamber’in Ashâbı tarafından doğru şekilde kavranan bu problemin önemi, sureye neden “Bakara” (sığır) adı verildiğini izah eder. (Keza bkz. 5:101 ve ilgili notlar 120-123.) 

 

 

  

                           

 

                    İktisadi krizler ve tanımları 

Bu çetin problemlerin çözümünü fıkıh bilebilir mi?

Eğer bilir denirse beyin ameliyatını da rahatlıkla yapabilir.

O zaman kapatın tıp fakültelerini …

Ne mutlu bize her ilahiyatçı enflasyonu var .

Enflasyon ; 

Enflasyon en basit tanımıyla fiyatlar genel düzeyinde ortaya çıkan sürekli artış demektir.

 Tek tek fiyat artışları enflasyon olarak tanımlanamaz.

 Fiyatlar genel düzeyinin sürekli bir artış içinde olması gereklidir.

 Bir veya birkaç malın fiyatının sürekli artış göstermesi, ya da bütün malların bir defa artış göstermesi enflasyon değildir.

Deflasyon; 

Deflasyon en kısa tanımıyla fiyatlar genel düzeyinde sürekli düşüş halidir. Burada dikkat edilmesi gereken konu fiyat düşüşünün genel olması ve süreklilik göstermesidir. Bir başka ifadeyle bir ya da iki malın fiyatının düşmesi ya da bütün malların fiyatının bir defaya özgü olarak düşmesi deflasyon olarak tanımlanamaz.

Resesyon;

Resesyon ekonomide küçülme halidir. Bununla birlikte ekonomide bir çeyreklik dönemde yaşanacak bir küçülme hali resesyon olarak tanımlanmamaktadır. Ekonomide üst üste iki çeyrek GSYH küçülmesi yaşanmışsa resesyon söz konusu demektir.

Depresyon; 

Bir ekonomide ekonomik küçülmenin sürekliliği ve diğer ekonomik faaliyetlerin uzun süre canlılığını yitirmesi hali depresyon durumunu ifade eder.

Stagflasyon;    

Bir ekonomide enflasyon olgusu yaşanırken ekonomi büyümüyorsa yani sıfır dolayında bir reel büyüme sergiliyorsa o ekonomide stagflasyon (enflasyon içinde durgunluk) hali var demektir.

Slumpflasyon; 

Bir ekonomide enflasyon olgusu yaşanırken ekonomi küçülüyorsa o ekonomide slumpflasyon (enflasyon içinde küçülme) hali var demektir.

Bunlara ek olarak bir de genel olarak kriz diye tanımlanmayan ama krize yakın bir durum vardır: Enflasyon içinde büyüme. Bu, bir ekonomide reel büyümeye normal kabul edilen enflasyon oranının (yüzde 2 – 3) üzerinde bir enflasyonun eşlik etmesi halidir.(alıntıdır)

                              En büyük sorun tasarrufun olmayışı veya az olmasıdır … 

Tasarrufun fiyatına Faiz denir …

Prof İbrahim Turhan

Enflasyon, faiz ve kur ilişkisi ne? Prof. Dr. İbrahim Turhan anlatıyor – YouTube

Bir başka ifade ile üretim araçları içindeki sermayenin zaman değerinin kiralanmasıdır .

Bu kiralama işleminde zaman değeri önemlidir.

Aynı şekilde ev, işyeri kiralanmaları içinde geçerlidir .

1 aylık ,3 aylık ,6 aylık vs vs …

Bunun adı da Ranttır.(topraktan elde edilen gelir)

Rant , rant kolama ile karıştırılır .

Rant kolama çete faaliyetidir ve gayri ahlakidir .

Rant ise ahlaki ve meşrudur .

Buradan kira geliri elde edene Rantiyeci denir.

Sömürü her ikisinde olabilir ancak sömürü lafızda (adının faiz veya işyeri kirası)değil ,ekonomik güdüsünde saklıdır.

Yani fiyatın(oranının ) fahişliğinde saklıdır.

Bu anlamda çok yüksek faizde taciri batırır, çok yüksek kirada.

Kirasının çok pahalı olması nedeniyle batan birçok ticaret erbabı vardır.

Oysa çağcıl iktisadi problemler inanç ile çözülmez .

Her iki alanın paradigması farklıdır

 Bu sorunların hiçbiri tarım toplumunda görülmez .

 Problemlerin tamamı iktisat biliminin konusudur.

Sorunların hepsi nedensellik ilkesi gereği ortaya çıkar.

Yani neden nedenli ilişkisi ile olur .

Din bunların hiçbirine değinmez.

Çözüm yolunu da göstermez.

Allah onu insana bırakmıştır .

Fıkıh yukarıdaki saydığım problemlerin bir tekini dahi bilmez onları haramı helal mi diye tartışmaya açmaz, açamaz …

Fakat iktisadi problem olarak Faizi sürekli tartışamaya açar.

Onun elinde tek bir RİBA ayeti vardır tüm iktisadi sorunları bununla açıklar .

Tabiri caizse elinde çekiç olan, tüm sorunlar çivi gibi görür.

Oysa çekiç beyin ameliyatında işe yaranmaz.

 (devam edeceğim)

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ; “BURSA OVASI DA, SANAYİSİ DE TÜM DEĞERLERİ DE SAHİPSİZ DEĞİLDİR” – Atatürkçü Düşünce Derneği Orhangazi Şubesi: […] ADD Bursa’dan ‘Soğuksu’ tepkisi: Değerlerimizi yok etmenize
2024-05-05 12:22:30