Üç gün önce Gemlik’te olan deprem çok kısa sürdü …
Uzmanların verdiği haberlere göre kaçınılmaz bir son olarak öldürücü yıkım bir gün gelecek …
Siyasetçilere göre ise Gemlik Belediye başkanlığı inanılmaz istek ve arzuya dayalı bir makam .
Lakin;
depremin ölümcül tehdidine karşı ne tip bilgileri, becerileri ve bilimsel çözüm yolları var benim için meçhul…
Hepsinin ağzında kentsel dönüşüm.
Bu ise tam TOTOLOJİ …
Kaplamsal olarak bize bir bilgi veriyor .
Ancak nasıl gerçekleşeceği hakkında içleme dair bilgi vermiyor .
Çünkü bina maliyetleri için yüklenici firma bir ay sonrası için önünü göremiyor .
Binasından olacak mağdur dışarıdaki anormal kiraları nasıl ve kaç yıl karşılayabilecek ?
Ve yüklenici firmaya ödeyecek ek maliyet farkını nasıl karşılayacak ? …
Binaları yıkılıp evdeki hesap çarşıya uymadığı için henüz inşaatı başlanamayan mağdurlar var …
Yaşı 65 olan ve daha yaşlı olanların ömürleri bu borcu ödemeye yeter mi?
Politika yapıcısı için sallamak kolay RETORİKLE konuştunuz mu her şey mümkün, çünkü edebiyat yaparak kitleyi ikna edersiniz .
Lakin biraz ekonomiden anlayan adam gelsin karşıma beni ikna etsin …
Bildiğim tek şey hepsi pimi çekilmiş bir bombanın üstüne oturmak için çok iştahla bir biri ile yarışıyor …
Ancak ortada bir iktidar gerçeği var …
O iktidarın rasyonel politikaları olması gerekir ki şu ana kadar bu işin uzmanlarının hiçbir önerisini dinlemediler.
Bir yandan kentsel dönüşüm denilen mantıklı gibi gözüken ama çıkar gruplarının rantına dönüşen bir süreç diğer yandan imar barışı denilen ve dayanaksız yapıların hukuken aklanması ve insana bu ne perhiz bu ne lahana turşu dedirtecek büyük hata …
Twetter’den alınmıştır
Akıl dışı ve hiç rasyonel olmayan inatla fay hattı üzerinde kamu kaynağı ile yapılan yatırımlar en son inatla nam olsun kâr olmasın cinsinden kanal İstanbul projesi Allahtan yargıdan döndü …
“Kahramanmaraş merkezli deprem bölgede büyük bir yıkıma neden olurken binlerce kişi hayatını kaybetmişti. Fay hattı üzerine inşa edilen pist nedeniyle Hatay Havalimanı ilk günden itibaren uçuşlara kapatılmak zorunda kalmıştı.” Kaynak Hatay Havalimanı kapatıldı, yeni pist yapılacak – Tolga Özbek (tolgaozbek.com)
Gemlik bu hale nasıl geldi?
Son 1999 depreminden sonra Gemlik belediyesi bir çok akademisyeni davet etmişti.
Paneller ,konuşmalar…
Artık topraktan para kazanma devri bitti deniliyordu …
Birkaç yıl inşaatlar durduruldu…
O günden bu güne bir çok plan değiştirildi …
Belli bölgeler çok katlı inşaatlarla yoğunlaşmış insan nüfusu yaratıldı …
Riskli bölgelere insanlar adeta davet edildi …
Toprak aynı topraktı ama üstündeki binaların ekonomik değerleri bireyin iştihanı kabartıyordu …
Manastır denilen bölge böyleydi …
Ancak son 20 yıldır hiç bir belediye BAŞKANI
SORUMLULUK ALMADI …
Gemliyi bu hale ben getirdim diyen olmadı …
Deniz dolduruldu ,doğa tahrip edildi …
İnanılmaz çılgın kamu kaynakları harcandı …
Su kaynaklarının oluşturduğu doğal güzergahlar allem edildi kalem edildi su yolları değiştirildi, kaybedildi …
Sınır tanımaz bir kazanma arzusu politika
yapıcısı, bürokrasi sınıfı ve müteşebbis eli ile Gemlik depremde ilk akla gelen yer oldu .
Biz göçebe bir toplum olmayalım ?
Yerleşik düzende bir otorite vardı .
Fakat bizde sanki yok …
Ruhsatı kim veriyor ?
Bakanlığımız var …
Başkanlar , fen işleri ve içlerinde harita, inşaat mühendisleri ,mimarlarda var .
Hatta yapılan işlerin hukukiliğini denetleyecek avukatlar da var …
Fakat buna rağmen Gemlik nasıl bu hale geldi dediğimizde bir tek sorumlu belediye başkanı yok …
Suçlu olan yok …
Bu deprem Gemlik halkını uyandırır mı ?
Birden aklıma Hatay halkı geldi …
Gene umutsuzluğa düştüm …
Bir fıkra ile daha açık anlatayım…
Adamın biri idama mahkûm edilir.
Duruşma boyunca hiç sesi çıkmaz.
Asmaya götürürken bir kez daha sorarlar “son sözün?” diye…
Ses çıkarmaz ve ipi çekerler.
Tam da o sırada el kol işareti yapmaya başlar; görevliler, “durun, bir şey söyleyecek, itiraf edecek galiba” diye ipi çıkarırlar boynundan.
Ve mahkûm; “ne yapıyorsunuz, az kalsın boğulacaktım” der…
Gemlik halkı bu fıkradaki gibi …
İdama mahkûm ama idamın boğulma ile ilişkisini henüz düşünemiyor …
Sonuç yerine ; kimi seçeceksiniz bilemem…
İstediğinizi seçin …
Ben ise ;
Bir kere tuzağa düşersem, hasmımın zekâsıdır… İkinci kere tuzağa düşersem, benim salaklığımdır…diyenlerdenim …
Onun kadar zeki değilim çünkü tüm şeytani ayak oyunlarını o biliyor ama salakta değilim …
Fakat akıllıyım .
Teorik Akıl ile pratik akıl (zeka) arasındaki felsefi farkı şuan açıklayamayacağım.
Lütfen bunu da siz araştırın bulun ..