Abidin Uyar Yazdı; “Politika ,Siyaset ve Asgari ücret …”

Abidin Uyar Yazdı; “Politika ,Siyaset ve Asgari ücret …”

Doğuda siyaset batıda politika yapılır …

Politika ve siyaset aynı şey değildir .

Galat-ı meşhur olarak vatandaşa öğretilen yalan …

Neymiş efendim POLİ  çok demekmiş TİKA yüz demekmiş ve çok yüzlü demekmiş …

Yanlış tabi …

Eski Yunancada politika kelimesinin kökenini, “şehir” anlamındaki “polis” kelimesi oluşturmaktadır. Aristoteles’in “Politika” kitabı şehirle, yani polisle ilgili olup politikanın konusunun, toplum ve devlet olduğunu ele alır.

Nişanyan Sözlük’te politika kelimesinin anlamı “şehir veya devlet yönetme sanatı” olarak açıklanır. 

 Şehir, polis, kent, site, medine aynıdır …

Şehri yönetmektir…

Siyaset ise ülkeyi, yönetmektir …

Seyis kökünden gelen azgın atın teskin edilmesi anlamındaki  (Arapça sws kökünden gelen siyāsa(t) سياسة “1. at bakım ve eğitimi, seyislik, 2. devlet yönetme, yönetim” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça sāˀis سائس “at bakıcısı, seyis” sözcüğünün fiˁāla(t) vezninde masdarıdır. NİŞANYAN ETİMOLOJİK SÖZLÜK)

Fakat biz tipik bir Ortadoğu toplumu olduğumuz için lider tapıcılığı etrafında bir toplanırız .

Zaten Lider öldüğünde toplum dağılır …

Yani seyis öldüğünde atlar başı boş kalır onları terbiye edecek kimse gereklidir…

Lider çok önemlidir böyle toplumda …

Onun için beni kim yönetecek sorusu bizim gibi toplumlarda çok önemlidir …

-“Kimi seçeceğiz”? der vatandaş …

Ahmet mi gelsin başımıza Mehmet mi gelsin? der  …

Zaten siyasi halk anlatımında bu eseri menderes yaptı, şunu Ecevit getirdi şu hava limanını Demirel yaptı denir. .

Burada ne kabinenin ne bakanların ne milletvekilleri ,ne hazinenin ne  merkez bankasının ne başarısı ne ehliyeti yoktur …

Oysa Batı bu tartışma 16.yüzyıldan sonra yerini artık sistem yönetim kuramına bırakmıştır …

Beni kim yönetsin değil beni hangi sistemle yöneteceksin ?der seçmen…

Çünkü hukuk vardır …

Savcılar hakimler seçilirken inanılmaz testlerden geçer …

O hâkim ve savcı sadece yasaların emrindedir .

 Onlar TRUMP bile olsa gözünün yaşına bakmaz …

Bizim yeminimiz ve sadakatimiz sana değil yasalarıdır der.

ASGARİ ÜCRET

Bursa’dan bir ağabeyim aradı.

Asgari ücret ne kadar oldu diye sordu …

Bilmiyorum abi dedim üstelik inan hiç ilgilenmiyorum …

Nedenlerini anlattım …

Siyasi oy aracı olarak asgari ücret …

  Asgari ücret politik mübadelede(seçmenin oyunu almakta ) siyasi partiler için çok önemlidir …

 Birde sendikalara da…

Biz asgari ücreti şu kadar arttırdık der ve bunu sanki ekonomik başarı imiş gibi anlatır halka, halk zaten kısa vadeli menfaatlerini uzun vadeli menfaatlerine tercih eder.

Haklıdır da .

Çünkü çok çekmiştir .

Üç ay olsun rahatlayayım der …

Oysa facia bundan sonra başlar …

Peki ne olur?

Önce bu karar politika yapıcısı ile alınır .

Oysa onun cebinden ne çıkan vardır ne cebine giren …

Bir ülkede işsizlik tavan yapmışsa ve işçiye talep az ise normal piyasa şartlarında siyasi partiler iş ve işçi   bulma kurumu gibi çalışırlar.

Özelikle belediyeler ve devlet inanılmaz bir şekilde emek arzı  “arz” yaratırlar  …

Gemlik’te Azot ,Sunğipek,Tekel siyasilerin oy deposu idi …

 Bir yumurtanın beş kişiye taşıtırlar …

Tabi yumurta gene de kırılır

Şimdi bu insanlar ne yapsın?

Çok haklı olarak bu para bana yetmez demekteler …

Son derece haklılar .

O para ile geçinilir mi?

Fakat o asgari ücrete zam yaptığınızda da sorunu da çözmüş olmazsınız.

Bu artık zincirleme domino etkisi yaratır.

Hayatın her alanına zam olarak yağar .

Memur -işçi emeklisine de vermek zorundasınız 

Onlara verebilmek için Bağ-kurlunun veya SSK’lın   primlerine de zam yapmak zorundasınız .

Esnaf ve SSK primi ödeyen müteşebbis perişan olurken,  

 anında üretim maliyetine bu işçilik ve giderlere de yansıyacaktır .

Ortaya maliyet enflasyonu çıkacaktır.

Bu sefer merdiven altı pazarlıkları başlayacak işveren ya işçi çıkartacak ya tam gün göstermeyecektir(piyasada inşaatlardan ,marangozuna kadar kurumsal olmayan tüm 

İşyerleri böyle yapacak ve yapıyor )

Yani devlet eli kayıt dışına çıkacaktır bu işverenler .  

 Oysa ücret denilen olayda arz ve talep kanuna göre geçekleşir.

Verimlik >ücret …

Eğer tersi yani ücret verimlilikten büyük olursa ekonomi tepe taklak olur .  

Bakmayın siz emek kutsaldır diyenlerin  atıp tutmalarına … 

Evet kutsaldır lakin bu hiç işlevsel değildir ve pratiğe dökülmez …

Nedenini arz edeyim …

Sanayi devrimden sonra sabit sermaye alet edevat olağan üstü değer kazanmıştır …

Artık hiçbir müteahhittin  on birim emekle on işçinin elle çimento karıştırıp bir katın betonunu dökme ve sökmek dahil bir ay bekleyecek zamanı yoktur…

Bir zeytin bakıcısı 5oo ağaç zeytini 10 birim emekle bir ayda pazı gücüne dayalı bel ile toprağı sürdürmez …

Bankadan Erzurum’da okuyan çocuğuna eskisi gibi PTT aracılığı ile bir ay sonra   10 birim emek le gerçekleşecek para transferi yapmaz…

İnternet bankacılığı ile bedava anında parayı çıkartır oğluna kızına .

Marksın emek değer teorisini,  Rothbardın zaman tercih teorisi yerle bir etmiştir …

   Rothbard’a göre, insanlar ulaşmak istedikleri amaçları en kısa zamanda gerçekleştirmeye çalışırlar. Bu durum zamanın kısıtlı ya da nadir olmasından, dolayısıyla idareli kullanılması gereğinden kaynaklanır.

 Amaca ne kadar kısa sürede ulaşılırsa o kadar iyidir. Aynı şekilde, bir üretim süreci ne kadar kısa süreli olursa üretici için o kadar iyidir. Rothbard zamanlar arasında yapılan bu tercihi zaman tercihi olarak adlandırıyor ve evrensel bir olgu olduğunu söylüyor.”

  Bizdeki sorun nedir?

Dengelerin aşırı bozulmuş olması…

Yolsuzluk, devletin ve iktidarların aşırı masraflı olması ve iktisadi olmayan yatırımlar yapması kamu kaynağını heba etmesi .

 VE HUKUKUN YOZLAŞMASI 

   Claude Frédéric Bastiat;

Yozlaşmış bir hukuk toplumunda rant arayışlarının ve çıkar çatışmalarının temel noktası olmaktadır…

Yozlaşmış hukuk sayesinde çıkar gurupları lehlerine kararlar ve uygulamalar ile rant elde etmektedir.

 Hukukun yozlaşması ile birlikte devletin güvenlik fonksiyonunda da bozulma sürecine girilmiştir .

Hukukun kendi asıl amacının tam aksi istikamette yönetilerek her türlü hırs ve aç gözlülüğün silahı haline dönüşür.

SONUNDA SUÇU DENETİM ALTINA ALARAK AZALTILMASI BEKLENEN HUKUKUN KENDİSİ CEZALANDIRILMASI GEREKEN KÖTÜLÜKLERİN KAYNAĞI HALİNE GELİR …

 SONUÇ YERİNE ;Bu asgari ücret konusunda tek haklı kesim yoksulluk sınırına mahkûm edilen

Asgari ücretli işçidir.

Ve de emeklidir .

Ancak asgari kitapta ve söylemde durduğu gibi durmaz.

Tam 24 alanda hayatı zamla buluşturur .Bu da enflasyonu patlatır…

– İşçi ve işveren sosyal güvenlik primleri

– Bağ-Kur primleri

– Genel Sağlık Sigortası primi

– İşsizlik Sigortası primi

– Sosyal Güvenlik Destek Primi

– Kıdem tazminatı

– İhbar tazminatı

– Sosyal Güvenlik Kurumu idari para cezaları

– Çeşitli vergilerle ilgili para cezaları

– Ücretten kesilen gelir ve damga vergisi

– Çıraklar ve stajyer öğrencilerin SGK primleri ve ücretleri

– Doğum, askerlik ve yurt dışı borçlanması

– İsteğe bağlı sigorta primleri

– Taksici, dolmuşçu, rehber ve part – time çalışanların sigorta primleri

– İkili sözleşme bulunmayan ülkelere çalışmaya giden işçilerin sigorta primleri

– Genel Sağlık Sigortası ödemelerinde gelir testi kriteri

– Geçici işsizlik ödeneği

– İşsizlik maaşı

– Asgari geçim indirimi

– Evde bakım ücreti

– 65 yaş ve engelli aylığı

– Emekli aylıkları

– Teşvik uygulamalarındaki sübvansiyonlar

– Bireysel Emeklilik Sigortası için sağlanan devlet katkısı

Ve bu asgari ücret 4 ay içinde gene eriyecektir .tekrar asgari ücret pazarlığı başlayacaktır .

Ve güneş doğarken hiç umut yok mu?

Umut, umut, umut…

Umut insanda(Nazım …)

Tek umut toplumun değişmesinde o değişmeden politika yapıcısı asla değişmeyecektir.

Yeni yılın barış esenlik ve mutluk getirmesi dileğiyle   

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ; “BURSA OVASI DA, SANAYİSİ DE TÜM DEĞERLERİ DE SAHİPSİZ DEĞİLDİR” – Atatürkçü Düşünce Derneği Orhangazi Şubesi: […] ADD Bursa’dan ‘Soğuksu’ tepkisi: Değerlerimizi yok etmenize
2024-05-05 12:22:30