Ben SSK emeklisiyim …
Emekli maaşım seçimler sebebi ile azar azar artırıldı …
Keşke her gün seçim olsa …
Seçimin maliyeti hiç umurumda değil …
Önce 37.57’lik bir atış yapıldığı açıklandı sonra 42.6’ya yükseldi.
Sonrasında yapılan ek zamla birlikte
ocak ayı zam oranı yüzde 49.25′ olarak açıklandı …
Oyumu da bal gibi hak ettiler …
Fakat zammı Sayın Erdoğan tek başına yaptı…
Kimin parası ile bu zammı yaptı bu beni ilgilendirmez …
Kendi cebinden çıkıp çıkmadığı beni hiç ilgilendirmez …
Yaptı ya!
Kamu kaynağı elinin altındaydı …
O paradan veriyor …
Bana ne verdi ya!
Peki Merkez bankasının sıkı para politikası nereye gitti?
Umurumda değil …
Mehmet Şimşek neden tekrar göreve çağrıldı ?
Bana ne!
Neymiş efendim enflasyon ile savaşmak için iktidarların maliye politikaları ile merkezin para politikaları eş zamanlı yürümesi gerekirmiş …
Bana ne bundan! …
Yani kurallı ve iktisat biliminin gereğini yapan modern devletlerde merkez sıkı para politikası yürütürken,
“ey iktidar devletin tüm harcama kalemlerinde muslukları kapatmamız gerekir” derken, iktidar, ” bana ne ben seçim kazanmak için ülkeyi yangın yerine çevirir muslukları açarım isterse enflasyon iki katına çıksın “diyemezmiş …
Olur mu öyle saçma şey yahu?
Sana mı soracağım ey Merkez Bankası?
Efendim bizde iktidar şöyle bakarmış konuya …
“Muhalefete seçimi kaptırmam, onun elinde emekliye dağıtacağı kamu kaynağı yok bende var .”
“Ben istediğimi yaparım “dermiş …
Bence çokta haklı …
Şimdi gelelim bana ;
BEN ÖNCE MİLLİYETÇİYİM SONRA SEÇMENİM ..
Ben;
Öyle iktisattan, ekonomiden, sosyolojiden, felsefeden falan anlamam …
Cahil bir adamım …
Benim gibi iki cahil adam İlber Ortaylı karşında bir fazla oy demektir …
Yani üçümüz seçime girsek ve ülke için çok önemli bir devlet adamını seçmek için oy kullansak ,
bizim adayımıza iki oy çıksın ,adayımız istese marangoz olsun bizimki kazanır…
Ben seçmenim yahu!
Ben ne dersem o !
Ha! seçimden seçime adam yerine konurum !…
Olsun!
Onu bulamayanlarda var .
Bir günlük beylik beyliktir.
ÜLKEMİN milli çıkarları nedir dense öyle çok derin felsefi bilgim yok …
Vatan, Devlet, Bayrak ,Ezan diyen benim oyumu kapar …
Yok hazine garantili ihalelerle
devlet zarara uğratılıyormuş, yok
yolsuzluk varmış, yok merkez el
altından dolarları satıp birileri
bundan aşırı kâr etmiş VE devlet
zarar ediyormuş, yok gayri iktisadi ve hiç verimli olmayan yatırımlar yapılıp ülkem çaktırmadan soyuluyormuş, yok şehir hastaneleri şuan satışa çıkıyormuş bunun sebebi de şehir hastanelerinden vurgunu vuranlar hazineyi zarar sokmuşlarmış, yok yapıldığından beri iki kez uçak inmemiş hava alanları varmış da devlet çok zarar ediyormuş ,yok iktidarın milletin parası ile şatafatlı hayat yaşıyormuş, yok hukuk olmadığı için imar rantından kimse yargılanmamış, bunların benim kitabımda yeri yok …
BEKA ne demek onu bilmesem de demek ki yolsuzluktan imar rantının dan şikeli ihalelerden, kıyıların yağmalanmasından, ahbap çavuş kapitalizminden, kamu kaynaklarının çarçur edilmesinden bağımlı yargıdan, mafyaya çıkartılan aftan daha önemli bir şey bu beka …
Sonra ben isterim ki devlet beni 45 yaşında emekli etsin , isterim ki benim ürettiğim zeytini, fındığı, çayı devlet pahalıya alsın ondan sonra isterse çöpe atsın …
İsterim ki bana hiç çalışmadan bedava para versin …
Kimin cebinden alırda bana verir bu beni hiç ilgilendirmez .
Çünkü ben kısa vadeli çıkarlarıma bir an önce ulaşmak isterim …
Ama ülkemin ekonomisi felç olacakmış bana ne?
Ben seçmen olarak cahilim ama şurada buz gibi haklıyım …
Devlet baba kendisine harcarken hiç hesap kitap yapmıyor, devlet parası ile anormal maaşlar, yurt dışı gezileri ,saraylar da oturmaklar, uçaklar vs vs .
Banim emekli maaşıma gelince mi ülkenin ekonomisi düşünülecek ?
Bana kim yemek ısmarlarsa oyum ona …
İsterse çaktırmadan benim paramla bana yemek ısmarlasın …
Umurumda değil …
Yeter ki bana beleş gibi gelsin yerken …
Beleş dünyanın en tatlı şeyidir …
Lakin bilim öyle demiyormuş …
Mesela duayen iktisatçı MİLTON FRIDMAN şöyle dermiş …
“Bedâva diye birşey yoktur..
Çünkü üretilen her mal veyâ hizmetin
mutlakâ bir değeri, bir karşılığı vardır..
Bu değeri/fiyatı siz ödemiyorsanız, mutlakâ birileri ödüyordur..”
MILTON FRIEDMAN...
Halt etmiş Milton Friedman
Sonra bana ne bunlardan …
Tamam kabul …
Bana verilen ve toplumun diğer katmanlarına dağıtılan kamu kaynakları bize bedava geliyor ama bunu halkın başka kesimi ödeyecek …
Bunları hiç bir siyasetçi cebinden maaşından ödemeyecek …
Bakanın, milletvekilin, belediye başkanının cebinden çıkmayacak .
Zaten onların maaşlarını da halk ödüyor vergileri ile …
İyide bana ne bundan ! …
Bağ kurlunun, SSk lının primlerine , hayatın her alanına yansıyan vergilere ,MTV sine(ÖR; ek mtv ) araçların fenni muayenelerine ,harçlara, noter masraflarına, motorine, benzene ,sigaraya içkiye bir yandan dolaylı olarak zam yapılarak karşılanacakmış …
Bunlar benim hiç umurumda değil
…Bana ne bundan …
Zaten bana ilk iktisat dersini benden biraz daha okumuş bir arkadaş vermişti…
Bendeniz ilk üçten terk etmiştim oda dörtten terk etmiş …
İlk defa emekliye bayram ikramiyesi verildiğinde arkadaşlar arasında bunun felaket bir bütçeye yük getireceğini söylemiştim …
Ve o cahil aklımla bana bin TL verilecek çok hoşuma gitti ama , henüz emekli olmamış insanıma yazık olacak demiştim.
Çünkü bu kaynağı bulmak için devlet muhakkak birilerin cebine elini sokacak demiştim .
İşte bu filozof ve çok bilgili ilk dörtten terk arkadaşım bana şöyle cevap vermişti.
Abidin abi beğenmediysen parayı al bizim oğlana verelim .
Bu bilge arkadaş karşısında bana tabi ki susmak düştü …
Ulan tahsilli olmak ne kadar güzel bir şey be demiştim!!!
Bende ilk dörtten terk etseydim bende bilge olsaydım fenamı olurdu?
Eşeklik yaptığımı anlamıştım …
Sonra sana ne?
Al parayı at cebine …
Zaten muhalefet biz olsak bunun beş mislini veririz demiyor mu?
Sanki muhalefet babasının parasından mı verecek?
Oyum maaşıma zam yapana.
O kadar …
Maaşıma zam yap al oyumu …
Buna politik mübadele deniyormuş.
Yani politik değiş tokuş…
Ver zammı al oyumu …