Güney Afrikalı hukukçular çalışmış, 84 sayfalık dosya hazırlamışlar.
Fotoğrafta ;
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’e karşı ‘soykırım’ suçlamasıyla LAHEYE TAŞIYAN GÚNEY AFRİKA HUKUK EKİBİ görülüyor …
Bu fotoğraflar çok şey anlatıyor …
Benim de en çok gülerek izlediğim mahallemin oportünist dindarının
kafasına Filistin şapkası takıp mitingde Show yapması .
Hala IHH yı sivil toplum örgütü diye yutturuyorlar .
İktidar sus diyor susuyor, ,kalk diyor kalkıyor …
Bana mı sordun mavi Marmara’yı yolarken diyor tık yok ..
İtiraz edemez ki .
Çünkü iktidara bağımlı ondan besleniyor …
Bagajında belli bir ideolojiye dönüşmüş inanç var .
Toplum sivil toplumun ne olduğunu henüz bilmiyor.
Oysa sivil toplum özgürdür.
Kimseye bağımlı değildir .
Onun dini, ırki kimliği olmaz .
İsterse putperest olsun zulme uğramış ise ona yardım eder.
Özetle bir yandan Show yapmayı ihmal etmiyorlar diğer yandan bütün güçleri ile içte malum siyaseti tüm güçleri ile destekliyorlar …
Kim destekliyor ve izin veriyor Türk limanlarından kalkan gemilere? …
İşte oportünizm budur…
Ağızlarından tek bir eleştiri cümlesi
çıkmıyor.
Çıkamaz ki…
İsrail’e ihracatta Türkiye üçüncü sırada,
https://serbestiyet.com/
Fakat yukarıda resimlerini yayımladığım Güney Afrikalı hukuk ekibi nasıl bir rejimden sonra doğdu biliyor musunuz ?
Nasıl oldu da bu gerçekleşti?
Biraz bundan bahsedeyim okura …
Bu hukukçular Apartheid rejiminden sonra doğdu.
Güney Afrika rezil bir ırkçı ülkeydi, …
İsrail’le inanılmaz ilişkileri vardı tıpkı bizim gibi …
O ülkeden Mandela diye bir adam çıktı …
Sonra ne oldu?
Çok şeyler oldu…
Yıllarca hapis yattı .Çıktı ve halk onu seçti.
Onlar ırkçılıktan çok çektikleri için ibret aldılar …
O hukukçular nasıl çıktı o rejim
sonrası?
Güney Afrika Cumhurbaşkanı şöyle diyor …
“Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa mahkeme öncesinde yaptığı açıklamada kendi ülkesindeki Apartheid’e gönderme yaparak
“Bir zamanlar mülksüzleştirmenin, ayrımcılığın, ırkçılığın ve devlet destekli şiddetin acı meyvelerini tatmış bir halk olarak, tarihin doğru tarafında duracağımız konusunda netiz” dedi”
Yusuf Ziya Cömert
https://www.karar.com/
Hadi şimdi bizdeki oportunist show Müslümanına taşra milliyetçisine seçmene soralım ,
SİZİN TUTTUĞUNUZ VE DESTEKLEDİĞİNİZ SİYASİ OLUŞUMLAR (PARTİLER) Apartheid rejimi gibi bir rejim yaşamadılar en fazla 28 şubat rejimi belli kesimi çok mağdur etti.
Peki o kesim iktidar olunca ,biz hukuksuzluktan çok çektik, liderimiz bir şiir okudu diye hapse atıldı partimiz az kalsın kapatılıyordu biz bu işten büyük ders aldık.
Yargıyı özgürleştirdik.
Hukuku adaleti üstün tuttuk…
yolsuzlukların, mafyanın üstüne gittik.
Diyebildi mi?
Şu ayetler ;diyanetinde hutbeleri hazırlayanlarda en ufak deprem etkisi yarattı mı ?
Ama nasıl partili olduğunu hepimiz bilkiyoruz…
“Şüphesiz Allah size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adâletle hükmetmenizi emrediyor. Böylece Allah size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah her şeyi hakkiyle işiten, kemâliyle görendir.”
“Ey iman edenler! Kendinizin, ana-babanızın ve yakın akrabanızın aleyhinde bile olsa, Allah için doğru dürüst şâhidlik yaparak, adâleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun! Hakkında şâhidlik yaptığınız kimse zengin de olsa fakir de olsa böyle davranın. Çünkü Allah, ikisine de sizden daha yakındır, hâllerini daha iyi bilir. Şu hâlde, sakın âdil davranmaktan yüz çevirip nefsin arzularına uymayın. Eğer dilinizi eğip büker, gerçeği olduğu gibi söylemekten çekinir veya büsbütün ondan yüz çevirirseniz, başınıza geleceği siz düşünün! Zira Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdârdır.”
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan ve adâletle şâhitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz öfke, sakın sizi adâletsiz davranmaya sevketmesin! Adâletli olun; takvâya en uygunu, en yakışanı budur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdârdır.”
Bizde seçimler öncesi politika yapıcısı çok sevimlidir …
Gelirler seni bulurlar.
Hatırını sorarlar.
Dertlerini dinler …
Kartını verirler …
Seninle resim çektirir…
Cenazende en ön safta yer alırlar.
Hiç maçtan hoşlanmayan adam dahi her amatör maça gider.
Seçimden sonra ve de seçilmiş ise;
İşte o zaman durum şöyledir .
Maske görevini tamamlamıştır artık çıkartma zamanıdır.
Aslında toplum olarak biz bir maskeli balodayızdır …
Bunu hepimiz biliriz…
EONARD COHEN’nin dediği gibi “Aslında herkes biliyor zarların hileli olduğunu,kaptanın yalan söylediğini geminin su aldığını “
Muktedir olan için seçim kazanmak için her yol mubahtır…
Seçimin şekil şartları yerine getirmişte olabilir …
Hele bizim gibi toplumlarda hukuk dahil her şey elinin altındadır .
Fakat sorun şuradır .
Kitabına uydurulmuş seçim adil midir ?
İKTİDAR OLARAK SEÇİME KATILMAK İLE MUHALEFET OLARAK SEÇİME KATILMAK …
Zannedilmesin ki burada iktidar kavramı ile özel bir partiyi kast ediyorum …
Ben bizim türümüzdeki toplumlarda gayet olağan olan davranışlardan bahsediyorum …
Bu bir tür Ortadoğu toplumlarının seçim metafiziği…
Mesela YSK veya yüksek yargı mevcut olan kuralları muktedir lehine rahatlıkla yorumlayabilir .
Roller değişince muhalefet iktidara geldiğinde iktidar nimetlerini bu sefer muhalefet kullanacaktır …
Çünkü iktidar demek nimet paylaşım aracıdır.
Mülkiyeti sahiplenir.
Kamuya ait devasa para ve kaynakları elinde bulundurur ve onları istediği gibi dağıtma tekeline sahip olmak demektir …
İktidar olarak seçime girersem ne olur?
Ben iktidarım tüm cari propaganda araçları benim elimde ,istediğim anda rakibimi engelleyecek güçteyim, kamu kaynakları da benim elimde istediğim gibi seçimde harcıyorum ..
Devletin araçları da benim elimde ve emrimde .
Bir anda bir bakanım benim adayıma oy istiyor, makam otosu ve diğer otomobil konvoyları hepsi kamunun malı ve güvenlik güçleri de emrimde …
Eğer o beldeye o güne kadar gitmemiş yol su gibi hizmetler varsa bir emrimle bir haftada hallediliyor …
Emeklinin cebine rahatlıkla istediğim parayı koyuyorum ..
Vali de benim valim, bakanda …
Bakanın geldiğini bildiği için tüm yolları kesiyor bir anda tüm kamu görevlileri polisler sirenli onlarca araç ve kamu kaynakları o belediye başkanın seçilmesi için propaganda aygıtına dönüşüyor …
Seçim konuşması için istediğim meydan da emrime tahsis ediliyor .
Ve seçmene bir sürü ikram yapıyorum …
Fakat bunların tamamı kamu kaynağından karşılanıyor …
YA MUHALEFET OLARAK SEÇİME GİRERSEM NE OLUR?
Miting yapmak istiyorum ama bir gerekçe ile yasaklanabiliyor…
Şu meydanda yapacağım diyorum olmaz denilebiliyor …
Araç ve miting masrafları için oradan buradan yardım istiyorum …
Basın yayın organlarında konuşma ve propaganda yapmam gerek fakat bana tanınan konuşma süresi çok kısa …
Neyse gene de seçim hiç yoktan iyidir ..