Bir tiyatro oynanıyor …
Bana da seçmen olarak rol verilmiş …
Düşünmek zahmetli ve emek isteyen bir iştir …
Öğretilmiş ezber şöyle diyor …
“Oyunu kullanacaksın bu yurttaşlık görevindir”
Doğru gibi gözüküyor lakin ortada büyük bir sorun var …
Çünkü ;
Oyunun kurallarını koyan kurallara uymuyor …
İmzasız oy pusulası kabul edilmez denmiş …
Ama ben kabul ediyorum diyebiliyor …
Anayasa mahkemesi kararları herkesi bağlar uyulması zorunludur denmiş …
Ama ben uymuyorum diyebiliyor …
Milletvekili seçilmiş olanın dokunulmazlığı vardır denmiş …
Ama ben dokunurum diyebiliyor …
Milletin iradesi önemlidir denmiş …
Ama ben istediğim anda her şey elimin altında yok sayarım diyebiliyor …
Ben kitaba uymam, kitabına uydurur senin iradeni yok sayarım diyen bir sistemde “Oyunu kullan bu bir yurttaşlık görevidir” diyen benim aklımla alay ediyor olabilir mi?
Bir hukuk skandalı olarak Can ATALAY olayı…
(vakı-ı adiyeden yüzlerce olaydan sadece biri )
Bir hukuk skandalı gerçekleşti.
Meclis anayasa üstüne yemin ettiği anayasayı ihlal etti …
Yok saydı …
YARGITAY ESKİ BAŞKANI PROF DR SAMİ SELÇUK’TAN ÇARPICI “CAN ATALAY” TEPKİSİ!
YARGITAY ESKİ BAŞKANI PROF DR SAMİ SELÇUK’TAN ÇARPICI “CAN ATALAY” TEPKİSİ! (youtube.com)
(Meraklısı videonun detayını izleyebilir )
Anayasanın kesin hükmüne uymadı…
Oysa anayasa mahkemenin verdiği karar kesindi ve her mahkeme ve herkes bu karara uymak zorundaydı …
Bunu bilen Meclis başkanı, tarihe bu suçla adının yazılmasını istemediğinden olsa gerek oylama günü orada bulunmadı …
Çünkü meclis bizzat kendi eli ile anayasa yargısını yok etmiş olacaktı …
Ve oylamayı başka biri emaneten üstlendi …
O bir hukukçuydu hukukçu olmasına ama rahatlıkla o işi üstlendi…
Sonradan öğreniyoruz ki işin içinde bir çok hata varmış ,
baştan usul hatası yapılarak bu iş gerçekleşmiş …
Usul ;Önce Adalet bakanlığına, Adalet bakanlığı Cumhurbaşkanlığı makamına, Cumhurbaşkanlığı da bir teskere ile meclis yollaması gerekiyormuş.
Meclisin de bu teskerenin okuması gerekiyormuş…
Peki anayasa mahkemesi niçin bu karara itiraz etmiş?
Çünkü gezi olaylarına katılıp işlenen suç anayasanın 14 maddesine dayandırılmış, ancak bu 14.madde son derece muğlak ve asla işlenen suçu somut olarak ispatlamaya yetmiyormuş …
Ve anayasa mahkemesi böyle muğlak ve apaçık olmayan bir maddeye dayandırılarak bir insana 18 yıl hapis cezası verilemez demiş …
Tekrar yargılanması gerekir ve milletvekili olması sebebi ile hemen salıverilmesi gerektiğini belirtmiş .
Demek ki milletvekilliği hapiste yatmasına engel ve onun için milletvekilliği düşürüldü …
Peki bunca zaman neden milletvekili olarak hapiste yattı o zaman?
Can Atalay’ın siyasi kimliği ,ideolojisi umurumda değil.
Sayın Erdoğan’a haksızlık yapılıp ceza evine atıldığında ve partisi için kapatılma davası açıldığında itiraz etmiştim …
İşte dindar seçmenin hiç ekletmediği, anlamadığı, anlamak istemediği yer burası.
KURANIN ADALET İLKESİ onlar için hiç önemli değil ..
Onun için yazılarımda HUKUK diyorum …
Niçin ?
Çünkü hukuk yozlaştığında suçu cezalandırma aracı olması gerekirken suçu aklama aracı haline gelir .
Bu dünyada Şeytana yapacak iş kalmadı ve şeytan istifa etti…
Çünkü onun mesleğini elinden aldı otoriter ve totaliter liderler, siyasi partiler ve politika yapıcıları …
Bir kötülük ,bir adaletsizlik sıradan bir insan eli ile yapıldığında lanetleniyor ,ayıplanıyor, kınanıyor, ahlaksız bir eylem oluyor da, bir kral, bir prens, bir yargıç eli ile yapıldığında nasıl oluyor da bu zulüm bir anda ahlaki oluyor diye soruyor Halil Cibran
MEZARLARIN ÇIĞLIĞI /Halil Cibran
Bu hikayede prens üç İnsanın vahşice ölümüne karar veriyor …
Ve yargılayan prens,karar veren prens, tanıklar ve suçu iddia edenlerde prensin askerleri.
Yani savcıda kendilerinden yargıçta …
Ve üç suçlu ve bu suçlulara verilen üç idam …
Hikayenin sonunda yargılamanın adil olmadığı ama üç insanın haksız yere öldürüldüğü ortaya çıkıyor …
MEZARLARIN ÇIĞLIĞI
“Kan dökmek haramdır. Ama onu prens için kim helal kıldı ? “
“Malları gasp etmek suçtur ama, canları gasp etmeyi kim erdeme çevirdi?”
“Kötülüğe daha büyük kötülükle karşılık verip “işte kanun bu mu diyeceğiz ? “
Kanun…
Nedir kanun?
Hepsine karar veren yargıç koltuğuna bağdaş kurmuş oturmuş bir Prens…
Suçu açıklayan suçluyu itham eden sarayın askerleri..
Bir insan başka bir insanı öldürünce “bu katildir” dediler …
Prens onu öldürünce “bu adil bir prens dediler “…
HALİL CİBRAN /MEZARLARIN ÇIĞLIĞI
Gemlikte seçim heyecanı başladı.
Bana sorsanız Gemlikte bir şey değişir mi diye kesinlikle hayır derim…
Önce belediyecilik bilim olarak olarak bu ülkede görülmüyor …
Gemliği bir Amerikalıya,Almana, Japona 20 yıllığına verseniz ve sonra alsanız nasıl bir Gemlik bulursunuz ?
Hayal bile edemiyorum…
Sadece isteğim en azından bundan sonra doğayı muhafaza etsinler, denizi doldurmasınlar aptalca kamu kaynağını harcamasınlar.
Kültürel etkinlik adı altında saçma sapan yerlere para harcayarak yandaşlarını zengin etmesinler.
Ve imar rantına (Rant kollamaya)izin vermesinler …
Bakın mücadelesini verdiğim;
Bu bölgenin yeşil alan kuşağınının daha da yok edilmesini önledik gibi ama bu adamlar Makemenin iptal ettiği planı delmek için ,
T.C.
BURSA
2. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO : 2021/1091
KARAR NO : 2022/1692
tam üç kez değiştirip aynı plan gibi geçirdiler .
Sırf bir inşaatı kurtarmak için…
Yani öyle bir çete/korsanlık faaliyeti ki her gün belediye kapısında yatıp askıya neler asılıyor onu kontrol etmek lazım …
İtiraz etme süresini geçirdiniz mi işiniz bitti .
Bunu biliyorlar bu adamlar …
Velhasıl bizim gibi az sayıdaki insanın bu şeytani işleri yapman politika yapıcısı ile uğraşması çok zor.