Bir kez daha belirtmek isterim; partim,ideolojik dogmam, taptığım lider, atalarımdan bulduğum sorgulanmamış inancım yoktur…
Doğduğumda bir bebeğimiz dünyaya geldi demiş ailem bir insanımız dünyaya geldi dememişler …Demek ki bebeklik durumumda bende insana ait özelikler henüz fiile çıkmamıştı.
O kabiliyet potansiyel olarak bende vardı tabi ama çok ileride ortaya çıkacaktı…
Örneğin; doğar doğmaz insan canlısına ait düşünmemi, konuşmamı ve dik yürümemi hiç kimse benden beklemedi …
Çünkü İnsanlaşma bir tekamüldü…
Beşer olarak doğan bebekten insana doğru bir evrimdi …
Onun için düşünebildiğim kadar insanlaştığımı hissediyorum…
Fakat o düşünme sıradan bir düşünme değil…
DÜŞÜNMEYEN KİMSE OLMAZ HERKES DÜŞÜNÜR…
Ödeyeceği doğal gazı, yakınının hastalığını, ekmek almaya karar vermeniz bile düşüncedir …
Bu anlamda düşünmeyen insan yoktur.
Bahsettiğim düşünce bu değil …
Ben yöntemli(sistemli/refleksiyon faaliyeti)düşünceyi kast ediyorum…
Sizi bir hedefe götürecek, sizi bilgi ve “ERDEM AHLAKI” ile buluşturacak düşünceden bahsediyorum …
Özetle bu düşünme tarzı ,
beni iyi ile kötü arasında tercihte bulunduracak…
Kötüden uzaklaşacağım …
O kötülüğü yapan ile arama mesafe koyacağım…
Örneğin geleneksel dindar İslam’dan konuşmaya bayılır.
Fakat o Kuran üzerinde hiç düşünmez…
“ Bir topluluğa karşı duyduğunuz kin, sizi adaletten saptırmasın, adil davranın, bu Allah’a karşı sorumluluk bilinci duymaya en yakın olan davranıştır. “MAİDE 8
Size anlatılan en büyük yalan namazın dinin direği olduğudur …
Hayır dinin direği adalettir …
O bir eylemdir. Somuttur Sonuçlarını rahatlıkla gözlemlersiniz GÜVEN DİR …
Namaz sizi İslam dairesi içine alır öyle tanımlatır.
Fakat İmana kefil değildir …
İşte dindar bilinç
Hiç bir zaman;
Biz, intikamcı, hukuk tanımaz bir topluluk içinde bulunduk …
Binlerce ailenin hayatını söndürdük, işlerinden oldular, ceza evlerinde yattılar, mahkemede aklandıkları halde işlerine dönmelerine izin vermedik, aileleri parçalandı diye hiç düşünmedik diye hiç düşünmediler…
Allah’ın adalete yaptığı vurguyu hiç düşünmeden namaz da kıldılar …
HUCURAT 14…
Bedeviler, “Biz imana erdik” derler. De ki (onlara, ey Muhammed!): “Siz (daha) imana ermediniz. ‘Biz (zahiren) teslim olduk’ demeniz daha doğrudur; çünkü (gerçek) inanç henüz kalplerinize girmiş değil”. Ama Allah’a ve Elçisi’ne (gerçekten) kulak verirseniz O, hiçbir işinizin boşa gitmesine izin vermez çünkü şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır.
Ayet şunu diyor .
O bedeviler formel ve biçimsel olarak namaz kılıyorlardı …
Müslümanız diyerek(namaz da kılıyorlardı)bir çok avantaj da elde etmişlerdi (zekattan pay dahi almışlardı)
Ancak Allah, siz sadece İslam oldunuz dedi onlara …
Ya işin asıl özü olan eylem?
Düşünme faaliyeti
tekil ve bireysel aktivitedir …
Camide, tarikatın içinde, bir partide, bir partinin gençlik örgütünde asla düşünemezsiniz …
Zaten sizden düşünmeniz değil itaat etmeniz istenir.
Düşündüğünüz anda tehlikeli olursunuz onlar için …
Yöneten, yönetilenden düşünmesini istemez…
DÜŞÜNÜYORUM VE SORUYORUM …
A- İKTİDARLAR İHALE KANUNU İLE NEDEN OYNARLAR?
Bunun adı aslında ; Crony kapitalizmidir…
Yani devlet eli ile fert zengin etme işi…
Önce bir alıntı yapayım …
Prof. İskender ÖKSÜZ yasal soygunun metafiziğini açıklamış …
İskender Öksüz
“Anayasa değişmeli!” – İskender Öksüz (karar.com)
“En sık değiştirdiğimiz kanun, yanılmıyorsam, İhale Kanunu.
“Çünkü topladığımız vergileri dilediğimiz yandaşlara vermemize engeldi.”
Yandaşlarımızı zengin edemeyeceksek, bizim iktidarda olmamızın bir anlamı var mıdır? Hele bunca arkadaşımızın seçilmek için harcadığı paralar ne olacak? O paraları bir şekilde geri almaları hakları değil mi?
İhale kanunu niçin vesayet kanunuydu?
Çünkü IMF, bize borç verirken, verdiği paraları bizim adamlara vermemizi istemiyordu.
Bu da besbelli vesayettir. Bizim paramızı kime vereceğimize ancak biz karar veririz. Bunun önündeki dâhilî ve haricî bütün engeller kaldırılmalıdır. Dâhili engel, meclis denetimi, Sayıştay ve benzeri unsurlardır. “
Evet İskender hoca neden ihale kanunu sık sık değiştirdiğimiz çok güzel izah etmiş …
B-Devlet NEDEN borçlanır?
Gelirleri, giderlerini karşılayamadığı için…
-Ülkem ;geçen yıla göre yüzde 39 artış: Hazine 3 ayda 337 milyar borçlanmış…
kaynak Geçen yıla göre yüzde 39 artış: Hazine 3 ayda 337 milyar borçlandı (karar.com)
Devletin çok ciddi zararları var.
Fakat ben devleti zarara uğratanların henüz yargılandığın görmedim ..
Aşırı borçlanmanın bir çok nedeni bu zararlardır…
Basından takip edelim …
1- KKM’nin Merkez Bankası’na faturası ağır oldu: Zarar 818 milyar
KKM’nin Merkez Bankası’na faturası ağır oldu: Zarar 818 milyar (karar.com)
8 garantili projede 37.5 milyar dolar zarar (gazeteduvar.com.tr)
3-İrrasyonel ve iktisadi olmayan yatırım zararları …
25 Ağustos 2022
17 Aralık 2019
4-Merkez’in rezervlerinde 3 haftada 6.9 milyar dolar kayıp…
(NOT; Kayıp demek buharlaştı yok oldu demek değildir. Bu anlamda kayıp olmaz. Merkezin döviz satışı yasaların verdiği haktır. Fakat bu rezervler nasıl, kime ve nereye kapalı kapılar arkasından mı satıldı sorusu hala cevaplanmadı uzmanlara göre)
Merkez’in rezervlerinde 3 haftada 6.9 milyar dolar kayıp – Ekonomim
Bu soruları partili kalarak soramazsınız …
Hele birde DİNDAR GÖZÜKÜYORSA İslam la yatıp İslam’la kalkıyorsa yapacağı tek şey beyninin konforunu bozmamak ve bu olayları tevil etmektir …
Mantık çarpıtmasına gitmesi zorunludur …
C- Devlet neden vergiye ihtiyaç duyar ?
Vergi kamu hizmetlerine harcanmak üzere devletin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya ya da kimi maddelerin, hizmetlerin fiyatları üstüne ekleyerek dolaylı yoldan yurttaşlardan topladığı paraya vergi denir…
Özetle ;
Vergi; devletin elini vatandaşın cebine sokup cebri /zorla aldığı paradır …
Devlet olmak ona böyle bir hak tanımıştır …
Bunu sen yaparsan adı hırsızlıktır …
Kaba kuvvet ile yaparsan adı gasp tır …
Fakat devlet yaparsa bu meşrudur .
Çünkü bir tek ona bu hak tanınmıştır …
Vatandaş bunu hiçbir zaman gönüllü vermez …
Zaten devlette bunu vatandaşın
isteğine, gönlüne, rızasına bırakmaz .
Devleti en çok memnun eden vergi türü nedir?
Dolaylı vergilerdir …
İktidarların çok hoşuna gider.
Bunu itiraf etmezler.
Dolaylı vergileri istedikleri gibi arttırırlar …
İçki, sigara, benzin, motorin, şans oyunları, eğlence haz merkezli alışkanlıklar zamlanır …
Ödediğiniz vergiyi fark etmezseniz bile …
Dindar bilinç bu ürünlere gelen zammı alkışla karşılar …
İçkiye gelen zammı düşünün.
Beter olsun der dindar bilinç.
“Cübbeli Ahmet fetvayı vermiş zaten
“Ekonominin bozuk olması, çoğu günahı engelleyici bir şey. İçki pahalı, kumar pahalı, zina pahalı… Fahişelerin fiyatından haberim yok ama zam vardır herhalde.”
Lütfen izleyin …
https://twitter.com/i/status/