Ben sadece vatanseverim. Kantın Kategorik imperatif dediği görev ahlakı veriyor. Vicdanım (huduri bilgi) veriyor.
Bu toplum nedensellik ilkesini bilmiyor …
NEDENLİ – NEDEN İLİŞKİSİ
Mafya nedenli ise bunun bir nedeni vardır.
Bebek çetesi nedenli ise bunun bir nedeni vardır.
Yolsuzluk nedenli ise bunun bir nedeni vardır ..
BİLMEK NEDENLERİ BİLMEKTİR (ARİSTOTALES)
Bilme süreci merak ve şüphe ile başlar …
Fakat bu toplum merak etmiyor .
Aşırı politikleşmiş toplumda birey lidere TAPAR …
Partisinden hiç şüphe etmez …
Çünkü hiç okumaz .
Biz avamı cahil halktan biri olarak kullanırız ama avam isterse akademisyen olsun ise öğretmen olsun dogma fikirlere sahip olan, düşüncesini mutlaklaştırmış, din, partili ve ideoloji sahibi herkes avamdır …
Çünkü bunlar aklını hiç kullanmaz.
O aklını bir ideolojiye, bir inanca, bir siyasi partiye teslim etmiştir .
Bu sınıf sloganla konuşur …
SLOGANLAR GÜZEL ELBİSE GİBİDİR ASILDIKLARI YERDE ÇOK GÜZEL DURUR. SORUN GİYMEYE KALKILDIĞINDA ORTAYA ÇIKAR(Abidin Uyar)
Kahrolsun kapitalizm dedik ve suçluyu bulduk öylemi?
İyide kapitalizm sadece üretim biçimidir .
O sömüremez …
Aklı yoktur iradesi yoktur organik varlık değildir.
Fakat kapitalist farklı…
O kâr maksimizasyonu arttırmak için her haltı karıştırabilir …
Devlete rağmen devleti soyabilir …
Ama bir dakika bunu devlet rağmen nasıl yapar?
Yani bürokrasi sınıfına rağmen mi yapar?
Yani politika yapıcısına bakanına milletvekiline rağmen yapar?
Bir parantez açayım bu yeni doğan çetesinin bulaştığı hastanelerin sahipleri hangi partilerle ve kimlerin dünürü olarak bu imtiyaz elde etti ?
Dilimizde tüy bitti …
Mafya kendiliğinden oluşmaz …
Muhakkak arkasında koruyan kollayan ona uygun yasalar çıkartan, yasaların açık kapısından yorum yolu ile onları arka kapıdan salan birileri vardır.
Af çıkartıldı daha ne diyeyim …
İmar rantı kesinlikle belediye başkanı, imar komisyon üyesi, belediye meclisi ve belediye teknokratı işin içinde olmadan asla gerçekleşemez .
Mümkün değil …
İşte Akif Beki şunu yazıyor…
“Yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı, devlette 4 bin 738 iken özelde 7 bin 248. Neredeyse iki katı.
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2022 sonu rakamları bunlar.
Devlet hastanelerinde böyle bir açık olmasa özele sevk ederek kirli para kazanmak için öyle bir çete yine kurulur muydu?”
İşte bakın buna nedensellik ilkesi diyoruz …
Devlet inanılmaz lüzumsuz harcamalar yaparken sağlıkta yoğun baskım üniteleri açmaz bunu bilerek veya ihmalinden yapar ve hastayı özel hastaneye sevk ettirir ona dünyanın parasını öder.
Ödediği harcamayı da denetlemez …
Taki tesadüfen bir ihbarla veya yürekli bir savcı veya vatan sever bir bürokrat ortaya çıkartıncaya kadar .
Yahu bu nasıl olur?
Devlet nasıl olurda kendini soydurur ?
Çok mu zor yoğun bakım ünitesi kurmak?
Bir bakın normal doğumlar bile anormal gözükmeye başladı …
Sezaryansız doğum yok neredeyse .
Özel hastanelerin nasıl soygun yaptıkları hala muamma mı bu ülkede?
Hadi izleyin bu videoyu …
Şu video ülkenin düzenini çok mükemmel açıklıyor …
Fakat yozlaşma ve kirliliğe bu yaşıma geldim böyle bir dönemine hiç rast gelmedim .
Her şey aleni …
Ha onlar devleti soyamazlar hastayı soyarlar ona da biz karışmayız denilebilir tabi …
Ama öyle değil devleti soyuyorlar …
Neden bu soygundan, doğanın tahribatından ,denizin doldurulmasından, imar rantından kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesinden, merkezdeki kayıp dövizlerden (tabi ki kaybolmadı )ahbap çavuş kapitalizminden, nepotizmden, partili dindar bilinç ve tabela milliyetçileri hiç sıkılmıyor utanmıyor hiç rahatsız değil?
Bak hepsinin arkasında bunların siyasi tercihleri yatıyor.
Neden bir avuç insan kahroluyor …
Kim soyuyor devleti?
Kim izin veriyor ?
Hasta ölümle karşı karşıya gelmesin tabi …
Allah korusun hele kanser hastası varsa işi bitti …
Ben yaşadım zaten hastalıkla yüzleşemeden para bulmanın derdine ve ahlaklı doktorun peşine düşüyorsunuz.
Randevu almak, tomografi çektirmek veya diğer tetkikler için uzun süre gerekli .
Tabi siz bu arada KANSER KARDEŞE sen burada bekle sakın ilerleme diyorsunuz .
O da tamam abi emrin olur diyor …
Ama devletin sloganı “KANSERDEN KORKMA GEÇ KALMAKTAN KORK”…
oluyor…
BU SLOGAN DA ASILDIĞI YERDE ÇOK GÜZEL DURUYOR …
Koca fakültede, devlet hastanesin de 6 ay da alacağın randevuyu veya tomografi çekimi için verilecek süreyi özel hastane de aynı gün alıyorsunuz .
Hadi felsefe yapalım sorular soralım.
Devletin dahi sahip ol(a)madığı bu devasa imkanlara özle hastaneler nasıl sahip oluyor?
Nasıl oluyor da tomografi cihazımız arızalı deniliyor hastaya ?
Ve neden beni özel hastanelerin kucağına düşürüyorsun?
Ve onlara sorgusuz sualsiz milyar ödemeler yapıyorsun…
Bende bir yürekli savcı çıksın da şu çetelerle alakalı soruşturma açsın veya kamuda görevli ahlaklı bir doktor çıksın da bu pisliği ortaya çıkarsın diye bekliyorum …
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Denetim Birimi’nde uzman olan Dr. Malik Türkay Esin’ bunlardan biri .Savcıda tabi…
Yani sürekli iyi adam (tekil veya tikel varlıklar )aramak zorundayım.
OYSA BEN TIKIR TIKIR ÇALIŞAN BİR SİSTEM İSTİYORUM…
CİMER ihbarıyla ortaya çıkan ‘Yenidoğan çetesi’ne dair neler biliniyor?
Günlük 8000 TL
Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın pek çok özel hastaneyle olan sözleşmelerine bağlı olarak, doğum sonrası bebek ölümlerini azaltmak için yenidoğanların kaldığı yoğun bakımlara günlük 8000 TL ödeme yapılıyor.
Örgütün ise devletin gün bazlı hesaplanarak ödemesini yaptığı “yoğun bakım tedavisi” kapsamında “sözde tedavi” uygulaması üzerinden kazanç edebilmek adına 19 özel hastane ve birçok “112 Acil” personelini organize ettiği ortaya çıktı.
Entübe edilmediği halde entübe gösterilen bebeklerin kayıtları yapılarak, durumları manipüle edildi.
‘Yenidoğan’ skandalının ardından bakanlık harekete geçti: 10 hastane kapatıldı
Ama bu konuda eski bir rapor var. Neden bu kadar beklenildi?
Teftiş Raporuna rağmen geciken karar: Bebek öldüren hastaneler 20 gün sonra kapatıldı Bebek ölümlerine neden olan “Yenidoğan Çetesi” soruşturmasında,
hastanelerin ruhsat iptali Teftiş Kurulu’nun 28 Eylül’deki raporuna rağmen kamuoyu baskısıyla 20 gün sonra gerçekleşti.
O hastanelerin siyasi ayakları var mı?
Ortakları hangi partide siyaset yapıyor bunlar bilinmeli …
Hani Müslüman bir kötülüğü gördüğünde eli ile olmazsa dili ile oda olmazsa kalben lanetleyecekti …
Bu müntesipler tefsir çalışmalarında retorik üzerinden çok hava atar.
Yakından bildiklerim var …
Ama bir teki ne bulunduğu mahfilde ne sosyal mecrada gerçeği haykırmaz.
Hiç ses vermez.
Yoksa bunlar sosyal medyayı kullanıyorlar çoğunun facebook twitter de takip ettikleri var .
Üstelik bunlar konuşsa benden fazla ilgi çekerler .
Toplumu aydınlatırlar bilgilendirirler…
Toplum onların yazılarını da okur sözlerini de dinler.
Benim gibi vasat ve sıradan insan değildirler …