Huzuru kim sağlayacak ?
Adaleti kim uygulayacak ?
Yolsuzluğu kim önleyecek ?
Sorumluları kim cezalandıracak ?
Yukarıda sorduğum soruların cevabını tabi ki biliyorum …
Prof. Mümtazer Türköne bir video paylaştı.
Benim sorduğum soruların özeti olabilecek çok hayati bir soru soruyor .
KAMU KURULUŞUNDA ÇALIŞANLAR, KAMU YETKİSİ KULLANANLAR NEDEN VARLAR ?
Varlık sebepleri ne?
Bu soruların cevabını da tabi ki biliyorum .
Peki toplum biliyor mu ?
Hiç emin değilim .
VARLIKLAR İKİYE AYRILIR …
a-Objektif var olanlar
b-Sübjektif var olanlar
OBJEKTİF VAR OLANLAR…
Varlıklar aleminde, varlıkları insanın varlığına bağlı olmayan varlıklara objektif varlıklar denir .
Örneğin Tabiattaki her şey . Diğer canlılar.
Bunların varlığı insana bağlı değildir …
İnsan canlısı olmasa da bunlar vardır …
SUBJEKTİF VAR OLANLAR…
Bunların varlığı insana bağlıdır. İnsanın olduğu yerde bunlar vardır .
Örneğin; Din ,devlet, hukuk, ahlak, siyaset ,sanat bunların varlık nedeni insandır .
Ancak dindar bilincin en temel sorunu “dindarlık” her sorunu çözer inancıydı …
Dindar iktidarlar dini ritüelleri yerine getiren çoğu imam hatip mezunu veya ilahiyat eğitimi almış olan insanlardan oluştuğu için yukarıdaki sorunları rahatlıkla çözerdi.
Çünkü bunlara göre dindar iktidarlar yargının adaletsiz davranmasına , yolsuzluğa ,mafyaya iktidar ilişkisine, rüşvete, ihale kanun da yapılan değişliklerle ihalelerin belli güdümlü sermayede kalmasına, adam kayırmacılığına , imar rantına ve sayısız kötülüğe Allah korkusu ile izin vermezdi .
Yıllar geçtikçe samimi dindar acı bir tecrübe ile gerçeği gördü …
Bende bu kadarı olmaz diyeceğim her şeyi gördüm …
Bunlar ortalama bir zekanın rahatlıkla tanık olabileceği şeylerdi …
Hiçbir tevili yoktu …
Apaçık yapılıyordu …
Ve din bu dindarlar eli ile tüketim nesnesi dönüşmüştü …
DİN TÜKETİM NESNESİ HALİNE GELİRSE NE OLUR ?
Tüketim nesnesi olmak şudur…
Nesne, öznenin yaptığı şeyden en çok etkilenendir …
Ve gittikçe tükenir …
Soluksuz kalır …
Buradaki nesne felsefedeki nesnedir .
BU NESNE DİN, PEYGAMBER VE TÜM KUTSALDIR …
Özne ise dini kullanan politika yapıcısı, veya her lahza “dinden” bahseden kişidir…
Din öyle tükendi ki hiçbir beklentiyi karşılayamaz oldu …
Samimi inançlı insana hiçbir şey veremez oldu …
Sorun ahlak sorunuydu …
ELİNDE ÇEKİÇ OLAN HER PROBLEMİ ÇİVİ OLARAK GÖRÜR…
Ayetler çekiç değildir ……
Çünkü her problem çivi değildir …
Çekiç ile çiviyi çakabilirsiniz ama onunla kalp ameliyata yapamazsınız…
Cep telefonu tamir edemezsiniz…
Çekiç tornavidanın yapacağı işi yapamaz …
DİN FELSEFESİ ÖĞRENİLMEDEN OLUŞMUŞ DİNDARLIK DİNE ÇOK BÜYÜK ZARAR VERİYOR …
Din adamlarının, ilahiyatçıların %90 avam düzeyinde …
Avam sadece cahil halk değildir .
Dogmatik bilgiye sahip, bilgisini sorgulamamış alıcı antenlerini yeni bilgiye kapatmış
her insan isterse akademisyen olsun avamdır .
DİN FELEFESİ ŞUNU DİYOR …
Önce her dinin bir hümanist bir de otoriter yorumu vardır .(Eric From)
Yorumcu dini aşuk- maşuk ilişkisi haline de getirebilir
Dinden faşist, otoriter, despotik rejimde çıkartabilir.
Her din bu iki potansiyeli içinde barındırır .
Fıkıh ikinci yolu seçer …
Dini yorumlayanın zekası ,mizacı, ahlakı, yetiştiği iklim buna karar verir .
Hayatın her alanını yasak ve cezalarla donatır …
Hayatı kabusa çevirir .
Ortada doğudaki radikal cihatçı örgütlerin hepsinin dayanağı fıkıh tır .
İNSAN DİN İÇİN VAR OLAN DEĞİLDİR . “DİN” İNSAN İÇİN VAR OLANDIR …
Din insana erdem ahlakını anlatan, öğüt veren bir araçtır …
Amaç insanın mutluluğu, vicdanını kullanması, güven ve adalet içinde yaşaması ,akıllı varlık olarak Allaha, tüm insanlığa, doğaya karşı sorumluluğunun bilincinde olması, kötülük problemini ortadan kaldırmasıdır …
Onun için Ali Şeraiti din bu dünyada yaşarken işe yarar der ahirette dine ihtiyaç yoktur .
Eğer din insanın temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa ,bir başka ifade ile dinin öğütleri dindarı ahlaklı , kamu adına iş gören insanı adaletli, politika yapıcısını yolsuzluktan, hukuksuzluktan, kamu malının talan edilmesinden ,kıyıların yağmalanmasından , kamu malı ile şatafatlı gösterişçi tüketimden alıkoymuyorsa , şikeli ihaleleri, ahbap çavuş(crony) kapitalizmini ,imar rantını engelleyemiyorsa, şımarık, intikamcı ,kindar, hedefe giden her türlü yolu mubah görene bir şey anlatamıyorsa dinin iktidarlar üzerinde ve dindarlar üzerinde işlevi kalmamış demektir.
O zaman insan bu ihtiyaçlarını karşılayacak başka bir şey bulduğunda anında dinden yüz çevirecektir .
Diyanet neden agnostik, ateist deist sayısı her gün çoğalıyor hiç düşündü mü?
NİCELİK OLARAK ARTIŞ VAR YA NİTELİKTE Kİ ARTIŞ?
Görkemli camiler, diyanete verilen dev bütçeler , her gün açılan imam hatip okulları ,din adamlarındaki sayının artışı ülkemin en temel sorunu olan ahlak felsefesinin oluşmasına hiçbir katkı sağlamadı …
Çünkü her şey in ölçüsü insan .
TEORİ- PRATİK ÇATIŞIYOR …
Teorik bilgi, bir konuyu
derinlemesine anlamamıza
yardımcı olurken, pratik
deneyimler teorinin gerçek
dünyada nasıl uygulandığını
gösterir.
Ancak bizde tam tersi …
Teoride her şeyi biliyoruz ama hiçbir şeyi çalıştıramıyoruz …
Pratikte her şeyi çalıştırabiliyoruz ama nasıl çalıştığını anlamıyoruz…
Bu şartlarda İslamcı iktidar(lar) benim için huzuru ve adaleti nasıl temin edecek ?.
Fıkıhçımı eli ile mi ?
Benim İLK-EL ihtiyacım olan adalet, hukuk ,güvenliğim ekonomik refahım için iktidar fıkıhçıya mı danışacak ?
Nas var söyleminin ekonomiyi tahrip ettiğini gördük .
Ve ekonomin başına modern iktisat konusunda uzman bir isim getirildi.
Neden Mehmet Şimşek? …
İslam iktisadını mı uyguluyor sayın bakan ?
Anlı şanlı fıkıhçılar İslam iktisadından bahsetmiyorlar mıydı?
İşte fırsat İslamcı bir iktidar vardı başımızda …
Neden İslam iktisadı ile çözüm bulunamadı ve ekonomi berbat bir hale geldi …
Tamam hasta partilinin umurunda değil .
Oportünist Müslüman’ın zaten çıkarları vardır .
Onlar servetlerine milyarlar kattı bu enflasyonist ortamda .
Hallerinden çok memnunlar…
SONUÇ YERİNE :Ayarını bozduğun kantar, gün gelir senide tartar…