Toplumun hukuktan, insan haklarından, ekonomiden, adil yargıdan özetle ahlak felsefesinden bir talebi yoksa hiçbir iktidar zahmete girip ideal bir sistem için uğraşmaz.
Unutmayın ki her kötü düzenden mutlu olan bir %20 lik bir azınlık vardır.
Onlar siyaseti, parayı ,manipülasyon araçlarını güdümlü medyayı rahatlıkla yönetip halkın %70’lik kısmını aldatabilirler.
Plütokrasi:(etimolojik kökeni eski Yunanca ploutos (zenginler) +cratos (iktidar) kelimelerine dayalıdır.) bugün için parasal gücü elinde tutan çıkar ve baskı gruplarının egemenliğini ifade etmektedir. Çıkar lobileri ile oluşturulmuş bir parlamentonun kapısında yazılı; “egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” sözünün gerçeği ne kadar yansıttığının üzerinde düşünülmesi gerekir. PROF CAN AKTAN
Sistemin hukuk üretiyorsa başına kim gelir se gelsin.
Sistemin yoksa binlerce insan içinden ahlaklı adam aramak zorunda kalırsın .
Başıma ahlaklı biri gelsin dersin.
Kalbini yarıp ta içine bakamayacağına göre bu iş imkansızdır.
Bir yere baş olma sevdası kişiye haz verir.
Görevi bıraksa da “sayın başkanım “sayın vekilim, sayın bakanım “ hitabı onu bırakmaz …
Bir milletvekili ile veya bir bakanın yanında fotoğraf çektirmenin hazzı vardır …
Rahmetli dedeme her bayram merhum Demirel den imzalı tebrik kartı gelirdi …
O da bize gururla gösterir beni unutmamış derdi …
Bizde o yazılan karttan Demirellin haberi bile yok demezdik…
*** *** ***
ENTROPİ YASASI …
Bir devlet nasıl çöker, bir yönetim nasıl yozlaşır ?
Yozlaşmış hukuk suçu korur ve kollar.
Veya yönetim suçu korur ve kollar .
Gemlik’ten çok örnek verdim …
O ağlayan kayanın yok edilişi o tabi su kaynağın yok edilişi ile ilgili kaç yazı yazmıştım …
Ve bizim kazandığımız ama Gemlik Belediyesinin uy(a)madığı o mahkeme kararı …
T.C.
BURSA
2. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO : 2021/1091
KARAR NO : 2022/1692
Defalarca yazdım İmar rantı yozlaşmış hukukta politika yapıcısı bürokrasi sınıfı ve iş adamı birlikteliği ile gerçekleşir.
Entropi düzensizlik demektir, düzensizliğin ölçüsüdür.
PROF İskender Öksüz hoca şöyle diyor ;
“Sistemleri kendi başına bırakırsanız düzensizlik sürekli artar. Düzeni korumak için gayret gerekir, enerji sarf etmek gerekir.”
*** *** ***
ÇOK ŞEY SÖYLERMİŞ GİBİ YAPIP HİÇ BİR ŞEY SÖYLEMEMEK…
Mantıkta TOTOLOJİ denilen bir kavram vardır …
Öyle bir şey söylersiniz ki kimse itiraz edemez ama içi boştur …
Yani size kaplamsal bilgi verir fakat içleme dair hiçbir bilgi sunmaz…
Örneğin;
Dün sizin takım beş sıfır yenilmiş sebebi nedir?
TOTOLOJİK cevap;”Evet top kale çizgisini beş kez geçti ve her geçiş karşı takımın gol hanesine artı olarak yazıldı.
Bu cevap mevzuata uygun doğru bir cevaptır .Ama yenilgiye ait en ufak bilgi vermez…
SİYASETÇİ TOTOLOJİYE BAYILIR …
ÖRNEKLER;
*Darbe anayasasından kurtulmak lazım…
*Yeni anayasa gerekli…
*Daha özgürlükçü daha çağdaş anayasaya ihtiyacımız var…
Bu taleplere kim itiraz edebilir.
Hiç kimse …
Peki İçleme dair bize bilgi sunuyor mu?
Mesela ;
*Anayasa mahkemesi kararlarına herkes uymak zorundadır,uymayan cezalandırılacaktır…
*Hakim teminatı olacaktır. Hakimin elinden iktidarın işine gelmediği bir davada dosyayı elinden almak veya hakimi bir başka yere atamak görev değişikliği asla olamaz…
*Hukuksuz hakim atamaları cezalandırılacaktır.
*Uluslar arası anlaşmalar imza koyulan ve anayasamızın 90 maddesinde yazılı Avrupa insan hakları sözleşmesine uyulacaktır.
*İdeolojik ve hukuk ihlalleri ile Türkiye cumhuriyeti devletinin mağdura ödediği tazminatlar bu işe sebep olan yargı bürokrasisin mal varlığına el koyulup tazmin edilecektir.
*Savcılar anında devletin meşru şiddet kullanma tekelini el geçiren ve şiddet kullanan Militarist siyasi partiler ve gençlik örgütleri hakkında hukuki kanalları işleteceklerdir.
Deniliyor mu?
*** *** ***
BU OLAYI BENİM ZEKA SEVİYEME İNİP ANLATABİLİRMİSİNİZ ?
…
Tamam zeki biri değilim ama bu olayı anlamak istiyorum …
Mesela hasta AKP seçmeni hasta dindar partili anlatabilir bana…
Gerçekte bilmiyorum
Sayın Cumhurbaşkanımız …
”BM toplantısında bizi bir masaya oturtacaklar. Baktım ki Sisi var; dedim, ‘Ben o yemeğe katılmam’. Çünkü bizim izzetimiz, onurumuz var.’ dedi mi ?
İsmail Saymaz twetterde şöyle demiş ..
Erdoğan’ın Sisi günlüğü: “Darbeyi yapan kişi meşrulaştırılıyor.” “Ey batı… Siz Sisi’nin davetine nasıl icabet ediyorsunuz. O bir katliam düzenleyicisi. “Beni Sisi ile barıştırmak isteyenler var, asla kabul etmiyorum.” “Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı?”
Gerçekten böyle bir şey dendi mi?
Mustafa Karalali oğlu ;
garip bir yazı yazmış bunu da anlamadım …
Sisi, bu kadar kolay olacağını tahmin etmiş midir? – Mustafa Karaalioğlu (
karar.com)
“ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en ağır sıfatlarla hakaret ettiği Sisi, Türkiye’nin dış politikada en çok nefret ettiği kişiydi. Bırakın görüşmeyi, Erdoğan uluslararası toplantılarda onunla karşılaşmamak için programını değiştiriyordu. “Ben o katilin elini sıkmam” dediği çok defalar vakidir. Şimdi unutulup giden meşhur rabia selamı da Kahire’deki Rabia Meydanı’nda darbeciler tarafından öldürülenlerle dayanışma için kullanılıyordu. Tabii ki “Darbeci Sisi”ye karşı…
Gerçekten cumhurbaşkanımız böyle dedi mi?
Bilmiyorum …
Gerçekten yaşlandım …
Hiçbir şeyi bilmiyorum.
Hatırlamıyorum …
Anlamıyorum …
Fakat merak buya bilmek istiyorum …
Çünkü muhakkak bunun bir tevili olmalı…
Hani münazarada sınıf geçmek için en saçma tezi savunmak zorunda kalan öğrencinin durumunu düşünün.
Muhakkak bu tip bir öğrenci bulmalıyım …
Fakat çokta şanslıyım çevrem bu tilmizlerle dolu …