Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bursa Şubesi terör örgütünün “silah bırakma” ve “örgütü feshetme” bildirisi yayınlaması ve sonrasında yaşanan gelişmelere, yeni Anayasa tartışmalarına dair değerlendirmelerde bulunarak basın açıklaması gerçekleştirdi. ADD Bursa Şubesinde gerçekleşen toplantıda, Başkan Gürhan Akdoğan önemli açıklamalarda bulundu.
ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan; “Basın toplantımızda özetle Cumhuriyetimizin üniter, laik, demokratik ve tam bağımsız yapısı bizim için vazgeçilmezdir. Son günlerde yaşanan gelişmeler bu temel değerlere yönelik ciddi tehditler içeriyor. Bahçeli’nin, terörist başının TBMM’de konuşabileceğini ima eden sözleriyle başlayan süreçte, PKK sözde kendini feshettiğini duyurdu. Bu bildiride Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası hedef alınıyor, devletimiz inkârcı ve imhacı olarak suçlanıyor. Yıllardır halkımıza kan kusturan bir örgüt, şimdi kendini “özgürlük hareketi” olarak sunmaya, terörist başına siyasi haklar talep etmeye kalkışıyor” dedi.
Gürhan Akdoğan’ın basın açıklamasının önemli başlıkları şunlar:
“TERÖR MUTLAK SONA ERMELİDİR”
Türkiye yıllardır terörle mücadelesinde ağır bedeller ödemiştir., “Terör mutlak olarak sona ermeli, terörsüz bir Türkiye kuşkusuz hepimizin hedefi. Ancak bu hedefin bedeli, devletin temel yapılarından, Cumhuriyetin kuruluş esaslarından ve ulusal bütünlüğünden taviz verilerek ödenemez”
Terör örgütüyle aynı masaya oturularak terörün bitemeyeceğini belirtirken bu durumu asla kabul etmediğimizi bildiriyoruz. 50 binden fazla insanımızı katleden bir örgütün muhatap alınması, Cumhuriyetimize ihanettir. Emperyalistlerin desteğiyle yürütülen bu ‘Terörsüz Türkiye’ projesi aslında Türkiye’yi parçalama planının yeni adımıdır.
“DAYATMA KABUL EDİLEMEZ”
Türkiye’ye yıllardır dış kaynaklı anayasa baskısı altındadır. ABD’nin ve Batılı düşünce kuruluşlarıbu konuda çok ısrarlı iştahlıdırlar “Amerika’nın anayasası 236 yıldır değişmemişken, Türkiye’ye ısrarla yeni bir anayasa dayatılıyor. Bu dayatmalarla Atatürk Cumhuriyeti’nden, laik ve demokratik Türkiye idealinden uzaklaştırılmak isteniyor” diye konuştu.
1982 Anayasası’nın neredeyse yüzde 70’inin değişmiş 23 madde kaldırılmış sadece maddeye dokunulmamış 96 madde değişmiştir.
“Anayasa yapmak bir meseledir ama esas olan anayasal kurallara sadık kalmaktır. Bugün eksik olan uygulamadır; ilk dört madde, 10. madde, 66. madde… Hangi madde bu kadar yetersizdir de topyekûn bir değişiklik istenir? Sorulması gereken budur.”
Geçmişte ABD’li yetkililerin Türkiye’ye dayattığı başkanlık sistemi ve anayasa değişikliği talepleri, bugün tekrar karşımıza çıkıyor. Bu projeyle bu kez Türkiye’yi federatif bir yapıya sürüklemek, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti ortadan kaldırmak istiyorlar. Yeni anayasa taleplerini de bu kapsamda görüyoruz. 1982 Anayasası zaten büyük ölçüde değiştirildi. Gerçek ihtiyaç, anayasayı değil, mevcut anayasal düzeni uygulamaktır. Eşit yurttaşlık adı altında Türk milleti kavramı silinmek isteniyor. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz”.
“EMPERYALİZMİN SİNSİ TUZAKLARININ FARKINDAYIZ”
Hem kamuoyunun hem de siyasi partilerin ve sivil toplum çevrelerinin bu gelişmelere karşı dikkatli ve kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğini önemle ifade ediyoruz. PKK’nın son bildirisi, aslında emperyalizmin bir deklarasyonudur. Cumhuriyetimizin kuruluş değerlerine, Lozan’a, Türk milletine alenen saldırıdır. Bizim rotamız bellidir: Mustafa Kemal Atatürk’ün rotasıdır. Bu ülke, emperyalizme boyun eğmeyenlerin mücadelesiyle kuruldu. Aynı kararlılıkla bu oyunları da bozacağız. Bölünmeye, ihanete, dayatmalara geçit vermeyeceğiz”.
“ELMA ŞEKERİ GİBİ SUNULAN BU SÜREÇ, CUMHURİYETİN KODLARINI HEDEF ALMAKTADIR”
‘Çözüm süreci’ diyorlar, ‘terörsüz Türkiye’ diyorlar…İçi acı dışı tatlı bir elma şekerini sunar gibi sunuyorlar. Bu sunuş esnasında Türkiye’nin üniter devlet yapısını, ulus devlet karakterini, Lozan’la tarihe gömdüğümüz Sevr’i yeniden hortlatma çabalarını görüyoruz”
“Ortaya konan söylemler, yazılar, bildiriler… Kodlarına bakıldığında bu çabanın emperyalizmin sinsice yürüttüğü bir proje olduğu açık”
Belli bir bilinç düzeyine sahip herkesin bu senaryoyu fark edebileceğini söylüyoruz “Ama bakmakla görmek arasında fark var. Baktığınızda bunu görmediğinizi fark edersiniz”
“SİVİL TOPLUMA ÇAĞRI: “BU PAÇAVRAYA GEREKEN CEVAP VERİLMELİ BU BİR HADİSİZLİK MANZUMESİDİR”
Tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve meslek odalarına sesleniyoruz
“Dikkate alınmayacak, adı bile bildiri olarak anılmaması gereken o paçavraya gereken tepki verilmelidir. Bu metni herkes, her Türk genci, her yurttaş okusun. İçeriğindeki hadsizliği görsün. Beklenti onların tarafında ne kadar büyükse, bizim de buna karşı duruşumuz o denli güçlü olmalıdır.”
ADD olarak, emperyalizme karşı tam bağımsızlık, laiklik ve ulus devlet ilkelerinden taviz verilmeyecektir “Yaşasın Kemalist Devrim, Yaşasın Yeniden Atatürk Cumhuriyeti, Ne Mutlu Türk’üm Diyene!”