ORHAN SARIBAL; “ÇİFTÇİ MAALESEF ÜRETTİĞİNDEN PARA KAZANAMIYOR”

ORHAN SARIBAL; “ÇİFTÇİ MAALESEF ÜRETTİĞİNDEN PARA KAZANAMIYOR”

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal On Medya ekranlarında konuştu:

“ÇİFTÇİ MAALESEF ÜRETTİĞİNDEN PARA KAZANAMIYOR”

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) üyesi Orhan Sarıbal On Medya ekranlarında Türkiye’nin tarım politikalarını değerlendirdi. Tarımda üreticilerin sorunları ile ilgili detaylı ve çarpıcı bilgiler veren Orhan Sarıbal, “Çitçilerimiz maalesef ürettiğinden para kazanamıyor, özelleştirmeler ve ithale dayalı serbest piyasa ekonomisini benimseyen iktidar nedeniyle dünyada gıda maliyetleri düşerken, bizde yükseliyor” dedi.

Gazeteci Cemal Kırgız’ın hazırlayıp sunduğu On Medya ekranlarında yayınlanan On’ da Son Nokta Programının konuğu olan CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, tarımın dünyada artık stratejik değil, en insani olgu olarak kabullendiğini vurgulayarak, “Gıdaya hâkim değilseniz varlığınızı sürdüremezsiniz. Covid Pandemi dönemi de bizlere gösterdi ki, yaşam hakkının yanında, gıda, su hakları da çok önemli. Tarım, sağlık, eğitim ve yaşam hakkı doğrudan devletin temel görevidir” diye konuştu. 1940’lar ve 1950’lerden itibaren gelişmiş ülkelerin benimsediği tarım politikalarını anlatan Orhan Sarıbal, Türkiye’nin yılda 130 milyon ton tarım ürünü üretmesine rağmen, dışa bağımlı politikalar uygulaması nedeniyle zor süreçler yaşadığına dikkat çekti. ABD ve AB ülkelerinin çiftçilerine bütçeden yüzde 33 oranında destekleme verdiğini hatırlatan Sarıbal, “ABD 2 milyon çiftçiye 50 milyar dolar destek veriyor, bizde bu rakam 4,5 milyar dolara tekabül ediyor. Bunun da yarısından fazlasını mazot vergisiyle geri alıyor. Şimdi talep ettik. Bekliyoruz. Çiftçilerin bunca vergi altında ezilirken, tarım kredi kooperatiflerine, mazot aldıkları yerlere, işçisine ne kadar borcu var bilmiyoruz. Oysa Türkiye bu yıl 1 Trilyon 950 milyar lira faiz ödeyecek. Para var ama üreticiye, halka yansımıyor” diye konuştu.

Canlı hayvan ve kırmızı et ithalatını da değerlendiren Orhan Sarıbal, “2024 yılında 423 bin baş canlı hayvan ve 81 bin ton kırmızı et ithal edildi. Bunun karşılığında 1 milyar 235 milyon dolar, yaklaşık 39 milyar TL ödendi. Ancak bunca ithalata rağmen kırmızı et fiyatları düşmedi, halk ucuz ete ulaşamadı, 33 milyon etin tadını unuttu” dedi.

Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten bir ülke olmaktan hızla uzaklaştığını belirten Sarıbal, “İthalata bağımlılık arttıkça, küresel fiyat dalgalanmaları Türkiye’de gıda fiyatlarını daha da yukarı çekiyor. İktidarın politikaları belli,  Reel ücretleri baskılayarak talebi kısmak, uyguladıkları sözde dezenflasyon programının faturasını halkın sırtına yüklemek” diye konuştu. 2024 yılında ithalat kalemlerinde en büyük artışın, yem sanayisinin temel girdileri olan soya ve mısırda yaşandığını kaydeden Sarıbal, “Soya ithalatı yüzde 30 artarak 3,8 milyon tona ulaştı. Bu ürün için ödenen bedel 1,8 milyar dolar oldu. Dane mısır ithalatında ise tüm zamanların rekoru kırıldı. 4,5 milyon tonluk ithalat karşılığında 1 milyar doların üzerinde ödeme yapıldı. Ayçiçeği yağı ithalatı 1,3 milyar dolara ulaştı, toplamda 1,4 milyon tonluk ürün ithal edildi. Pamuk ithalatı 1,5 milyar doları aşarken, küspeler için de 1,1 milyar dolar ödendi. 2024 yılı boyunca yağlı tohumlar, bitkisel yağlar ve küspeler ithalatına toplam 5,3 milyar dolar aktarıldı” dedi.

2002’den itibaren ekonomik faaliyetlere göre tarımsal dış ticarette verilen açığın her yıl giderek büyüdüğünü,  birikimli olarak yapılan hesaplamalarla 22 yılda toplam 53 milyar dolarlık açık verildiğini açıklayan Sarıbal, “2024 yılında Genel Ticaret Sistemi kapsamında ihracat 261,9 milyon dolar, ithalat ise 344,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı 82,2 milyar dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 76,1 oldu. 2002’den itibaren ekonomik faaliyetlere göre tarımsal dış ticarette verilen açık her yıl giderek büyümektedir. Birikimli olarak yapılan hesaplamalar geçen 22 yılda toplam 53 milyar dolarlık açık verildiğini ortaya koymaktadır. 2002’den 2024’e kadar Standart Uluslararası Ticaret Sınıflamasına göre tarımsal ürün dış ticaretinde toplam 386 milyar dolarlık ihracata karşılık 372 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır. Yani 22 yılda toplam 13 milyar dolarlık net ihracat yapıldığı görülüyor. 2002’den itibaren ekonomik faaliyetlere göre tarımsal dış ticarette verilen açığın her yıl giderek büyüdüğünü,  birikimli olarak yapılan hesaplamalarla 22 yılda toplam 53 milyar dolarlık açık verildiğini açıklayan Sarıbal, “2024 yılında Genel Ticaret Sistemi kapsamında ihracat 261,9 milyon dolar, ithalat ise 344,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı 82,2 milyar dolar, ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 76,1 oldu. 2002’den itibaren ekonomik faaliyetlere göre tarımsal dış ticarette verilen açık her yıl giderek büyümektedir. Birikimli olarak yapılan hesaplamalar geçen 22 yılda toplam 53 milyar dolarlık açık verildiğini ortaya koymaktadır. 2002’den 2024’e kadar Standart Uluslararası Ticaret Sınıflamasına göre tarımsal ürün dış ticaretinde toplam 386 milyar dolarlık ihracata karşılık 372 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır. Yani 22 yılda toplam 13 milyar dolarlık net ihracat yapıldığı görülüyor” dedi.

CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ithalata bağımlılık ve yanlış tarım politikaları yüzünden çiftçinin ağır bir krizde olduğunu belirtti; “2004’te çiftçilerin banka kredilerine olan borcu, devlet desteklerinin yüzde 58,4’ünü oluştururken, bu oran 2024’te yüzde 10,5’e kadar düştü. Banka kredilerinin 164 kat artmasına karşın, tarımsal destekler sadece 30 kat arttı. Bu büyük dengesizlik, çiftçilerin borç batağına saplanmasına yol açarken, büyük şirketlerin üretim sürecine hâkim olmasını da kolaylaştırıyor. 2002’den bakınca, 164 kat değil, 360 kat daha zor durumdalar” diye konuştu.

Uludağ Alan Başkanlığına da değinen Orhan Sarıbal, “CHP TBMM Grubu’nun Uludağ Alan Başkanlığı Kanunu’nun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı iptal başvurusunda kararın çıktığını açıkladı. 9 Ocak 2025 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanan karara göre, Anayasa Mahkemesi, Uludağ Alanı Hakkında Kanun’un bazı maddelerini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçelerinde hukuki belirsizlik, yasama yetkisinin devri, özerklik ihlali gibi anayasal ilkelere aykırılıkların vurgulandığını belirten Sarıbal, ancak bu kararın yetersiz olduğunu, “İmar Planı Yapma” yetkisinin iptal edilmediğini açıkladı. Orhan Sarıbal, “Bu karar hukuki umut açısından çok önemlidir. Keşke tamamı iptal edilseydi. Biz Uludağ’a kıymayın diyoruz. Uludağ’da su sonsuz değil. Uludağ ’sız Bursa olur mu? Uludağ’a sahip çıkmayı sürdüreceğiz” dedi.

Orhan Sarıbal, Keles Kozağacı Bölgesinde, kömür çıkarma ve işletme amacıyla açılan ihalenin iptal edilmesinin de sevindirici olduğunu vurgulayarak, bölge halkına ve direnenlere teşekkür etti. Bursa’nın 2050 Çevre Düzeni Planı hakkında da konuşan Sarıbal, bugüne kadar 100 bin dönüm arazinin kaybedildiğini öne sürerek, Bursa’nın sanayiye doyduğunu, tarım alanlarının korunması konusunda da mücadelelerinin sonuna kadar süreceğini sözlerine ekledi.

 

 

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM