LÜTFÜ KIRAYOĞLU; “UĞUR MUMCU SAĞ OLSAYDI UĞUR MUMCU CİNAYETİNİ ÇÖZERDİ”

LÜTFÜ KIRAYOĞLU; “UĞUR MUMCU SAĞ OLSAYDI UĞUR MUMCU CİNAYETİNİ ÇÖZERDİ”

ADD Bursa Şube eski Başkanı Lütfü Kırayoğlu On Medya’da Konuştu:

“UĞUR MUMCU SAĞ OLSAYDI UĞUR MUMCU CİNAYETİNİ ÇÖZERDİ”

24 Ocak 1993 tarihinde Ankara Gaziosmanpaşa Karlı Sokaktaki evinin önünde aracına bomba konularak katledilen araştırmacı gazeteciliğin simge ismi, kalpaksız Kuvayı milliyetçi Uğur Mumcu On Medya’da yayınlanan On’ da Son Nokta programında anıldı. Atatürk Devrimleri ve Laikliğin Yılmaz savunucusu Uğur Mumcu cinayetindeki karanlık yönlerin ve cinayetin perde arkasının konuşulduğu programın konuğu Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi eski başkanı, ADD Genel Merkez eski sekreteri ve eski başdanışmanı Lütfü Kırayoğlu oldu.

“Asıl sorumluların altında kalacağı duvarın ilk tuğlasının” neden bir türlü çekilemediği sorusu üzerinde gerçekleşen programda konuşan Lütfü Kırayoğlu, Türkiye’nin geçtiği karanlık dönemler konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. 1970’lerde, 1980’lerde ve 1990’larda yaşanan katliamları, faili meçhul cinayetleri ve karanlık ilişkileri detaylandıran Lütfü Kırayoğlu, “1970’lerde yaşanan cinayetler, kanlı saldırılar 12 Eylül 1980 darbesini getirdi. O darbe Türkiye’nin üzerinden silindir gibi geçti. 1980’lerin sonunda ve 1990’larda yeni cinayetler akımı başladı. Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu Genel Başkanı Anayasa profesörü Muammer Aksoy, Atatürkçü Düşünce Derneğini kurduktan 7 ay sonra öldürüldü. Bu nedenle Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy cinayetlerinin olduğu 24 ve 31 Ocak haftaları Demokrasi ve Adalet Haftası olarak anılıyor. Bu süreçte, Eşref Bitlis, Turan Dursun, Çetin Emeç, Bahriye Üçok cinayetleri de işlendi. Benim daha sonra kendisiyle aynı görevi paylaştığım Ahmet Taner Kışlalı cinayeti de var. Yeni Uğur Mumcu cinayetinden 8 yıl sonra aynı gün işlenen Ali Gaffar Okkan cinayetleri var. Bunların hepsi Türkiye’yi belirli bir projeye ikna etmek, halkı sindirmek için düzenlenmiş cinayetlerdi. Türkiye’yi karanlık planlarına alet etmek için yapılmış cinayetlerdi” dedi.

 

Uğur Mumcu cinayetinin en çok ses getiren cinayet olduğunu vurgulayan Lütfü Kırayoğlu, “Uğur Mumcu yolsuzlukların, haksızlıkların, hukuksuzlukların, karanlık odakların üzerine korkmadan giden cesur bir araştırmacı gazeteciydi. Silah Kaçakçılarının, Eroin Kaçakçılarının, Milli Savunma Bakanlığındaki Yolsuzlukların, ARAMCO Şirketinin imamlara maaş bağlamasının, Rabıtanın, Abdi İpekçi ve Papa Suikastlarının, PKK’nın, Kontrgerillanın üzerine gitmiş, oynanan oyunları, pazarlıkları ortaya çıkarmıştı. Bu nedenle öldürülmesi büyük ses getirdi, cenazesi milyonları bir araya getirdi. Şimdi, dönemin ilgili siyasetçilerinin ifade ettiği duvar ve tuğlanın çekilmesi meselesine gelindi. Bu cinayetin arkasındaki karanlık sırları, ilişkiler ağını, neler olduğunu mezara kadar götüreceklerini sanmıyorum. Susurluk Skandalı sonrasında ortaya çıkan kirli ilişkileri biliyoruz. O dönem yaşanan kirli ilişkileri, tesadüfü bir kaza ile öğrenmiştik. Cinayetin azmettiricileri de, kirli ağları da, karanlık odaklar da elbette ortaya çıkarılacaktır. Bunun için Uğur Mumcu gibi kararlı, cesur olmak gerekiyor. Biz biliyoruz ki, kontrgerillanın ipleri kimin elindeyse, Uğur Mumcu cinayetini de diğer cinayetleri de onlar yaptılar. Uğur Mumcu aynı zamanda milliyetçiydi. Bugün bakıyoruz, Türk değil, Türkiyeli kavramı ortaya atılıyor. Fransalı, Almanyalı, İtalyalı diye bir kavram var mı? Milliyetçiliğin, insan hakları kavramının içini boşalttılar. Milliyetçilik ve İnsan hakları kavramları artık Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması anlamında konuşuluyor. Bunları görmek lazım” diye konuştu.

Ortadoğu’da yaşananları ve Türkiye’ye etkilerini de masaya yatıran Atatürkçü Düşünce Derneği eski Şube Başkanı ve Genel Sekreteri Lütfü Kırayoğlu, “Uğur Mumcu öldürülmeden bir ay önce İsrail Büyükelçisi, Mumcu’ya, “öldürülmekten korkmuyor musun, seni paramparça ederler” diyor. Şimdi günümüze gelirsek, İtalya’da Suriye konusunda bir toplantı yapılıyor. Bizim Suriye’ye 911 kilometre sınırımız var ve o toplantıya sadece Türkiye davet edilmiyor. Kürt değil, terör sorunu vardır. Suriye’de bizi büyük bir bela bekliyor. Türkiye’yi küçültmek ve bölmek için tasarlanan İsrail projesi devam ediyor. Uğur Mumcu yaşasaydı, bu konuda da gerçekleri ortaya koyardı” dedi.

Büyük cinayetleri planlayanların, aynı zamanda failleri başka yerde aramamıza sebebiyet veren algı operasyonları da yaptıklarını anlatan Kırayoğlu, Hrant Dink cinayeti sonrasında bunların bir kez daha yaşandığını bildirdi. Dink cinayeti protestolarında en önde olan fetöcüler, failleri olarak, ulusalcıları, solcuları, vatanseverleri göstermişlerdi. Ancak sonradan katillerinin de bu CIA maşası terör örgütü olduğu ortaya çıkmıştı. Uğur Mumcu cinayetinde de farklı algılar yaratıldı. Ben günün birinde bu cinayetin perde arkasının da aydınlanacağına, gerçek azmettiricilerinin ortaya çıkacağına inanıyorum. Sadece 12 Eylül süreci yargılamaları gibi, failleri ya da azmettiricileri yaşarlar mı onu bilemiyorum. Uğur Mumcu yaşasaydı, Uğur Mumcu cinayetini çoktan çözerdi. Yeni Uğur Mumcu’lar da yetişiyor. Atatürk Samsun’a doğru yola çıktığında yanında 18 Kuvayı milliyeci vardı, Uğur Mumcu’nun cenazesinde ise milyonlarca vardı. Örgütlü olmaları, kararlı, cesur olmaları yeter. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz diyordu. Belgeler de, bilgiler de gelir. Bütün yolsuzluklar, karanlık ilişkiler bu belgelerle ortaya saçılır” diye konuştu.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM
2025-01-30 13:11:03
Tebrikler başarılar diliyorum inşallah güzel günler göreceğiz: Tebrikler başarılar diliyorum inşallah güzel günler göreceğiz
2025-01-19 14:27:08