CEMAL KIRGIZ YAZDI; “İNSANIN KÖPEĞİ ISIRMASI…”

CEMAL KIRGIZ YAZDI; “İNSANIN KÖPEĞİ ISIRMASI…”

“Köpekler beni hiç ısırmadı ama aynısını insanlar için söyleyemeyeceğim” demiş, Marilyn Monroe… Hassas kişiliği, insanları daha fazla kaldıramadı. Dünyanın en güzel ve ünlü oyuncusu olmasına rağmen, henüz 36 yaşındayken, aşırı dozda barbitürat kullanımı nedeniyle yaşamını yitirdi.

Bir başka hassas ruh, Franz Kafka’yı anımsadım, sosyal medya da o parçalanmış, acılar içinde öldürülmüş, köpeğin fotoğrafını ve videoya alınmış görüntülerini görünce… “Bütün soruların cevabı bir köpeğin bakışında gizlidir” diyor Franz Kafka…

Gemlik Belediyesi Hayvan Barınağında, başka köpekler tarafından parçalanmış o talihsiz köpeğin, acı içindeki yüzü, çaresizlik içindeki kaybetmiş o acılı bakışı,  insanlık tarihinin ve insanlığın geldiğin son noktanın, tüm sorularını cevaplamaya yetiyordu zaten.

Gazetecilik klişesidir. “Bir köpeğin insanı ısırması değil, bir insanın köpeği ısırması haberdir” … Daha önce de yazmıştım, bir kez daha tekrarlamakta fayda var. Gazetecilikte yarım asra aşkın tecrübemle şunu diyebilirim ki, iletişim fakültelerinde okutulan, alaylı gazetecilere de ilk ders olarak verilen, köpeğin insanı ısırmasının doğal, insanın köpeği ısırmasının haber olma dersinin tamamen saçma olduğudur. Boşuna aramayın. İnsan asla köpekleri ısırmaz- siz haber olsun diye insanın köpeği ısırmasını beklersiniz- ama ısırmaz. Direk öldürür, katleder, yok eder…

Yani, en sona yazacağımı, baştan söyleyeyim o zaman, 7527 sayılı yasa, haberin kralıdır. Bu yasayı çıkartanlar, onay verenler ve destekleyenler de, köpekleri ısırırken suçüstü yakalanmış, faillerdir… 7527 sayılı yasa, ivedilikle geri çekilmelidir.

Bursa Veteriner Hekimleri Odası’nın yaptığı o anlamlı basın açıklamasında da vurguladığı gibi; “Son günlerde, ne yazık ki içlerinde Bursa’nın da olduğu barınak haberleri toplumun bu konuda duyarlı kesimlerini insanlığından utandırmaya devam ediyor. Ölüm kanununun çıkmasına neden olanların iddia ettikleri gibi Türkiye’de ne kuduz artıyor, ne hidatik kist artıyor ne köpek saldırıları ne de köpek kaynaklı  trafik kazaları artıyor, artan sadece bu kanun nedeniyle duran kısırlaştırmaların sonucunda yine köpek sayısı ve yine köpek ölümleri! Ölümü güzelleştirmek için ‘’ötanazi’’ diyen, koşullarını ‘’kanuni ve tıbbi’’ diyerek genişleterek kanuna dolaylı olarak yerleştirenler yüzünden, köpeklere uygulanan şiddet arttı, hayvanları kasten öldürmek yeniden normal hale geldi. Toplumda zaten artmış olan şiddet eğilimi daha da körüklendi…”

Bundan daha iyi bir tespit olabilir mi?

Türkiye’nin dört bir yanından hayvan katliamlarıyla ilgili görüntüler, haberler gelmeye devam ediyor. Birçoğunda yetkililer sus pus, yasa destekçileri, hayvan ölüleri üzerinden ellerini ovuşturup, sinsi tebessümler saçıyorlar. Gemlik’te hiç olmazsa, açıklama yapıldı. Ama kimseyi tatmin etmedi.

Buna karşın, belediyelerden güzel haberler gelmeyi sürdürüyor… Bursa Yıldırım Belediyesi, çöpe gidecek yemek atıklarından kedi ve köpek maması üreterek başta Sokak Hayvanları Tedavi Merkezi ve Doğal Yaşam Alanı olmak üzere hayvanseverlere dağıtmayı sürdürüyor. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz: “Yıldırım Belediyesi olarak Mama Üretim Tesisi’nde yemek artıklarından ürettiğimiz mama ile hem israfın önüne geçmiş oluyoruz hem de ücretsiz mama desteğiyle hayvanseverlerimizin aile ekonomisine katkı sağlamış oluyoruz” diyor…

   Osmangazi Belediyesi de Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi ile imzaladığı protokol çerçevesinde Osmangazi Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam ve Tedavi Merkezi’nde bulunan kedi ve köpeklere kısırlaştırma işlemi yapıyor. Üniversite işbirliğinde 155 can dostu kısırlaştırıldı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, sokak hayvanlarına sıcak bir yuva bulmak amacıyla ilçe belediyeleri ve kent konseyleriyle birlikte ‘Satın alma, yuvam ol’ sloganıyla Yuvalandırma Şenliği düzenlendi. Hayvanseverlerin yoğun ilgi gösterdiği şenlikte, birçok can dostu yeni yuvalarına kavuştu. Başkan Mustafa Bozbey, “Daha duyarlı, şefkatli ve yaşanabilir bir Bursa için el ele verelim. Hayatı paylaştığımız her canlıya yuva olalım” dedi.

Nilüfer Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü Hayvan Bakım ve Tedavi Merkezi’nde de tedavileri biten ve kısırlaştırılan sokak hayvanları yuvalarını arıyor. Nilüfer Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Sanem Çetiner, belediyenin sokak hayvanlarına yönelik yaptığı çalışmaları anlattı. Çetiner, Alaaddinbey Mahallesi’nde bulunan Hayvan Bakım ve Tedavi Merkezi’nde 350 köpeğin ve 150 kedinin bakıldığını söyledi.

Sorun ne o zaman? Sorun, iktidarın çıkardığı yasada… Bu yasaya sığınarak, ortaya çıkan psikolojik, sosyolojik bir başka kutuplaşma ölçeğinde, kedi köpek düşmanı olanlarda… İnsan olmak, empatiden, hümanizmden geçer… Bu sokaktaki hayvanları da kapsar…

Yeniden Bursa Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Melike Baysal’ın Açıklamasına dönmek istiyorum:

“… Ve yine kanunu destekleyenlerin büyük bir vicdansızlıkla ortaya attıkları ‘’çocuk mu köpek mi’ gibi akla mantığa sığmayan tartışmayı da hatırlayalım;  çocuklar köpekler nedeniyle değil ama Narin gibi annesinin evinde, bazı  yeni doğanlar gibi sağlık hizmeti ve hayat  vermesi gereken hastanelerde ya da henüz 7 yaşındaki Şirin gibi mezarlıkta tecavüz edilerek ölmeye devam etmektedir.

Olacak dediklerimizin tamamı olmaya devam ediyor, kısırlaştırmalar azaldı, toplumsal barış bozuldu, halk ve belediyeler, veteriner hekimler karşı karşıya gelmeye devam ediyor. Biz buna izin vermemek için direnmeye, bu konuda sözümüzü söylemeye devam edeceğiz, yaşatmak üzerine yemin etmiş bir mesleğin, sırf birileri istedi diye, bilime karşı durarak ölümle anılmasına izin vermeyeceğiz.

Belediyelerde görevli meslektaşlarımıza sesleniyoruz;

Çok zor bir süreçten geçiyorsunuz, geçiyoruz, bu dönemde daha duyarlı, daha gayretli olmak, daha çok çalışmak zorundasınız, çok zor olduğunu biliyoruz ama Bursa Veteriner Hekimler Odası olarak yanınızda olduğumuzu, sesiniz olmaya hazır olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Görevini ihmal eden belediye başkanı ya da görevlisine görevlerini hatırlatmaya hazırız. Yeter ki sizler yaşamdan yana olun, meslek yeminimizi her saniye aklınızda tutun.

Ve Belediye Başkanlarına sesleniyoruz;

Gemlik örneğinde olduğu gibi, hayvanseverleri  yanınıza alıp, savcılığı çağırıp sorumlu veteriner hekimi ya da müdürü görevden alarak basın açıklaması yapmak görevini yerine getirmek değildir, geride kalan personel ne olacak?

Beklentimiz, belediye başkanlarının veteriner hekim kıyımı yapması değil, sorunun asıl sebebi olan 7527 sayılı yasaya karşı çıkmalarıdır. Barınakların sokaklardaki köpeklerin toplanıp hayvan refahı gözetilerek bakılmasına uygun olmadığını sürekli olarak dile getirmeleridir.

Köpeklerin kalabalık gruplar halinde bir yerlere kapatılmasının kaçınılmaz sonucunun bu olduğunu defalarca dile getirdik, doğal yaşam alanları yapıp dişi erkek köpekleri ayırdığınızda bu manzarayla daha çok karşılaşacaksınız.

Açlık ya da anksiyete nedeniyle köpekler birbirini parçalarken sessiz kalan, müdahale etmeyen personeli de kabul edemeyiz.

Bizler, hangi şehirde olursa olsun, görev ihmali olan, meslek etiğine uymayan  personelin de meslektaşlarımızın da  yanında durmayacağız, bu bizim mesleğimize, bizden önceki ve sonraki  veteriner hekimlere karşı sorumluluğumuzdur.  İdari görevi olan müdürler, personele görevini hatırlatmakla yükümlü olduğu gibi, personel de barınağa girdiği andan itibaren kendilerine emanet olan canlılara karşı sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür.

 

7527 sayılı kanun bir an önce Anayasa Mahkemesi  tarafından  iptal edilmeli, 5199 etkin olarak uygulanmaya başlanmalı, kamu destekli barınak projeleri gündeme gelmeli, belediyelere ayrılan kısırlaştırma bütçesi  arttırılmalı, agresif karakterli köpeklerin  barınakta yaşamlarına müsaade edecek şartlar hazırlanmalı ve kırsalda bir an önce kısırlaştırma çalışmaları hızlandırılmalıdır.

Tüm belediye başkanlarını bizimle birlikte bu yasaya karşı durmaya davet ediyoruz”… Böyle diyor Melike Baysal…

Her satırına imza atmamak mümkün değil.

Gemlik Belediyesi Hayvan Barınağında yaşananlar en son, Bursa Veteriner Hekimleri Odasının yaptığı bu harikulade açıklama da hepimize ders olsun…

Son olarak, Anatole France’den, “İnsan bir hayvanı gerçekten sevene dek, ruhunun bir yanı gerçekten uykudadır.”

Toplum olarak, uyanmanın, vicdanlı olmanın, insan olmanın vakti geldi de geçiyor…

NOT ; Bu yazı, 15 Aralık 2024 Pazar tarihli Yeni Marmara Gazetesinde Yayımlanmıştır…

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM