CEMAL KIRGIZ YAZDI; “BAYRAM DEMİR’İN ANISINA…”

CEMAL KIRGIZ YAZDI; “BAYRAM DEMİR’İN ANISINA…”

“Elegmi” ne demek, tüm araştırmalarıma rağmen bulamadım. Bir tek Macar dilinden Türkçeye çevirisinde “Yeter” anlamına geldiğini öğrendim… Gemlik’in güzide Köyü-Mahallesi Kurşunlu’nun eski ismi “Elegmi”… Ancak ben, bu şirin köyü hep Kurşunlu olarak bildim. Kurşunlu’yu da Bayram Demir ile daha iyi tanıma fırsatım oldu.

Osmanlı Döneminde Hıristiyan Uyluklular ikamet edermiş. Gemlik’in genelinde olduğu gibi Rumlar’ın oturduğu, iki kilisesi olan sahil köyüymüş. Ermeniler tozutup, Şahinyurdu’ndan başlayarak bütün köylere musallat olunca, Rum baskısı da etkin olmuş. Köydeki az sayıdaki Osmanlı ve Türk aileleri de uzaklaşmak zorunda kalmışlar. Kurtuluş Savaşı sırasında köyün nüfusunun bin 150 civarında olduğu tarihi kaynaklarda mevcut. Ermeniler bölgeden temizlenince, baskıcı bazı Rumlarda köyden gitmek zorunda kalmış. Ancak bir müddet daha bu sahil köyü Rum Köyü olarak anılmış. Daha sonra köye Erzurum ve Rize çevresi ile balkanlardan göçler yaşanmış. 1940’lardan itibaren Türk Köyü olmaya devam etmiş.

Kurşunlu 1992 yılında belde statüsüne geçti. 1994 Yerel Seçimlerinde de belde olarak ilk belediyelerine kavuştu. Gemlik tarihinin üst üste 3 seçimini kazanan ilk ve tek Belediye Başkanı olan Bayram Demir’i de bu dönemde tanıdım. Bursa Olay Gazetesinin Gemlik Temsilciliğini yapıyordum. Cumhuriyet Gazetesi, Anadolu Ajansı, Milliyet ve Akşam Gazetesi Gemlik muhabirliği de bendeydi. O dönemlerde Gemlik Körfez ve Gemlik Gazetelerinde de çalıştıktan sonra, merhum Hüseyin Güler’in satın aldığı Çağrı Gazetesini de ilk patronum Mustafa Eren sonrası, ara vermeden çıkarmaya devam ediyorduk.

Olay Gazetesi’nin patronu Cavit Çağlar, Kurşunlu’ya büyük önem veriyordu. DYP’den Milletvekili ve Bakan olduğu dönemde Kurşunlu’yu ziyaret etmeyi hiç ihmal etmiyordu. Kurşunlu’da Villası da olan Cavit Çağlar, belediye değilken bile kendi çabalarıyla yol ve çevre düzenlemesi yaptırmıştı. Cavit Çağlar bu villasında dönemin ünlü siyasetçileri, iş insanları ve gazetecilerini de ağırlıyordu. Rahmetli Uğur Mumcu ile yan yana gelmem, bu davetlerden birisinde olmuştu…

Cavit Çağlar’ın özel önem verdiği bu belde de, başka bir partinin kazanması düşünülemezdi. Ancak, bütün beldenin sevdiği, saydığı, inanılan, güvenilen, çalışkan bir aday bulmak da zorunluydu. Bütün bu sıfatları tüm mütevazılığıyla taşıyan eğitimci Bayram Demir ikna edildi. Çünkü beldenin tamamı en az Cavit Çağlar kadar Bayram Demir’i seviyor, sayıyor, adını dilinden düşürmüyordu.

Atatürkçü bir Sosyal Demokrat olan Bayram Demir ile adaylığı sürecinde tanıştım. Kurşunlu’nun trafik ve ulaşım sorunu vardı. İçme suyu sorunu vardı. Sulama suyu sorunu vardı. Yolları kötüydü ve bir de başıboşluktan kaynaklanan kaçak yapı sorunu vardı. 1992 ve 1993’te benim bildiğim en az beş kez jandarma ile kaçak bina yapan vatandaşlar arasında arbede, kavga, itiş kakış yaşanmıştı. Köy gibi bilinen ancak belde olunca, şehir ölçekli devasa sorunlarla baş başa kalan bir Belediye Başkanı olan Bayram Demir, ilk seçimi farklı kazandı.

Kurşunlu’da gecekondu çoktu, imar mevzuatına aykırı yapı da çoktu. Bayram Demir, bendenize Olay ve Cumhuriyet Gazeteleri adına verdiği ilk röportajında, “Kurşunlu’nun yüzde 90’ı Kaçak Yapı” demişti. Belediye de oluşturduğu yeni birimlerle, önce gecekonduların, daha sonra da kaçak yapıların üzerine gitti. Sahile yakın çirkin yapılaşmaları ya yıktı, ya dönemin mevzuatına uygun hale getirmek için büyük mücadele verdi. Kentsel Dönüşüm kavramını henüz yerel yönetimler-belediye başkanları ve yerel yönetimlerin birimleri bilmezken, Bayram Demir bunu ilk dillendiren başkanlardan birisiydi. 15 yıl Belediye Başkanlığı yaptı, Kurşunlu’yu asla çok katlı yapılaşmaya teslim etmedi. İskele Meydanını, sahil şeridini düzenledi. Dinlenme yerleri, yürüyüş parkurları, plajlar yaptı. Kısıtlı bütçesiyle köylü pazarını açtı. Önce sulama suyunu, sonra da içme suyunu getirdi. Yeşille mavinin birleştiği Kurşunlu’yu hak ettiği tanınırlığa getirmek için gece gündüz çalıştı. Okulu ve çevresini düzenledi. Sağlık Ocağını açtı. Gemlik ve Bursa Büyükşehir Belediyelerini harekete geçirerek, tarihi evlerin restorasyonunda öncülük yaptı. Mudanya yolunun genişletilme çalışmalarının öncülüğünü ve mücadelesini de Bayram Demir başlatmıştır. Hedefi Kurşunlu’yu, mütevazı ancak turistik bir tatil beldesi yapmaktı.

Denize sıfır yerde, otlar, ağaçlar, yosunlarla kaplanmış, etrafı orman vasfını yitirmiş ağaçlarla çevrilmiş, tarihi bir yapı vardı. Bayram Demir, 1995 yılında bu yapının çevresini temizletti. Müze araştırmacısı Bengi Çorum’un da katkılarıyla yapıyı gün yüzüne çıkardı. Ancak, daha fazlasını yapamıyordu. Tarihi binaya, zarar vermekten çekiniyordu. Kültür Bakanlığına, Anıtlar Kuruluna, Bursa Müzeler Müdürlüğüne yazılar yazdı. “Gelin bu tarihi anıta el atalım, gün yüzüne çıkarıp, tarihe ve turizme kazandıralım” diyordu… Sahildeki bu tarihi yapının adı Hagios Aberkios Kilisesiydi. 9. Yüzyıldan kalma bu tarihi yapıya kimse elini sürmemiş, günümüzde (yani 1980’lerin sonu, 1995’lerin ortalarına kadar olan süreçte) kiminin gölgesinde, kuytusunda içki içtiği, kiminin seviştiği bir harabe haline gelmişti.

Türkiye’de ayakta kalan ender kiliselerden birisiydi Hagios Aberkios…

Türkiye’deki yetkili kurumlardan net yanıt gelmedi. Belediye Başkanı Bayram Demir, bu kez Rum Patrikhanesine, Rum Ortodoks Kilisesine mektuplar yazdı. Bir süre daha bekledi, yanıt gelmedi. Bu kez Vatikan’a mektup gönderdi. Yine cevap yok. Bu arada Kültür Bakanlığından, aslına uygun restore edilebilmesi için, Rum Ortodoks Kilisesinin bilgisi ve onayının olması gerektiğine dair bir bilgi notu geldi. Yazışmalar yine devam etti. Ancak kimse 9. Yüzyıldan kalma bu kilisenin kalıntılarıyla ilgilenmiyordu.

Aradan bir yıl falan geçti. Bayram Demir ile telefonda görüşürken, kilisenin akıbetini sordum. “Halen cevap vermediler ama bir planım var. Bir iki ay daha bekleyeceğim” dedi. Üç ay bekledi. 1996 yılı yaz ayları başında, gazetecileri Kurşunlu’da ağırladı. Çevre düzenlemesini büyük bir titizlikle gerçekleştirdiği kilise önünde basın açıklaması yaptı. Vatikan’a, Rum Patrikhanesine, Rum Ortodoks Kilisesine son bir çağrı daha yaptığını belirten Bayram Demir, “Eğer bu kilise ile ilgili çabalarımıza yanıt verilmezse ve kimse destek olmazsa, belediye olarak burayı iç ve dış turizme açıp, disko yapacağız” dedi.

“Disko mu?”

Hepimiz şaşırmıştık, ama o çok ciddiydi.

“Disko Yapacağız” açıklaması mı, etkili oldu bilinmez ama hem Hıristiyan kurum ve kuruluşlar hem de Türk kuruluşlar anında harekete geçtiler ve SİT kapsamına alınarak, gerekli restorasyonu gerçekleştirdiler.

Bayram Demir, Hagios Aberkios Kilisesini böyle kurtarmış oldu.

Kuyulardan deniz soslu tuzlu su içmek zorunda kalan Kurşunlu Beldesine hem temiz içme suyu getirdi, hem de çevresini kuşatan zeytinliklere sulama suyu hizmetini getirdi. Beldeye alternatif yollar açtırdı. Parke taşını, asfaltı eksik ettirmedi. Halktan bir gün olsun kopmadı.  Kahvehanelerde, sahilde, restoranlarda, denizde, pazarda onlarla iç içe yaşadı. Gülen yüzünü eksik etmedi. Halktan biriydi, öyle de kaldı. Kurşunlu halkı da bu başarılı, dik, mücadeleci, Atatürkçü, çalışkan öğretmeni takdir etti. Türkiye’de çok az Belediye Başkanına nasip olan üç kez üst üste seçilmeyi kendisine layık gördü. Eğer 2009 da yerel yönetimler yasası değişmese, Kurşunlu belde olarak devam etse, Bayram Demir’i üst üste 4 ve 5. Kez seçilerek, Belediye Başkanı olarak görmeye devam edeceğimizden kimsenin şüphesi de yok zaten.

2019 seçimlerinde Mehmet Uğur Sertaslan’ın kontenjan listesinin birinci sırasında yer aldı. Mehmet Uğur Sertaslan seçilince, engin tecrübesiyle ve tüm partililerin ortak mutabakatıyla Gemlik Belediye Başkan Yardımcılığına getirildi. Haber değeri taşısın, taşımasın, her hangi bir mahallenin sorunuyla ilgili ne zaman arasam, ekibiyle anında müdahale etti.

Covid 19 belası çıktı. Tüm dünyayı sardı. Pandemi dönemi başladı. O bir süre önce geçirdiği kalp ameliyatına rağmen, görevini sürdürdü. Halkının yanında olmaya devam ediyordu. Gemlik Perşembe pazarında maske, mesafe, hijyen kuralları konusunda şikayetler geliyor, sıkıntılar anlatılıyordu. Üşenmedi; talimat falan vermedi, ilgili birim müdürleri ve zabıta ekipleriyle denetime çıktı. Her hafta Pazar yerlerini dolaşıyor, uyarılarını yapıyor, sohbetlerini sürdürüyordu.

Ve korkulan oldu. Bayram Demir, bu Pazar denetimlerinden birisinde Korona Virüse yakalanmıştı. Hastaneye kaldırıldı. Direndi ama olmadı. Dağ gibi sorunları yenen bu efsane Belediye Başkanını bir virüs 11 Aralık’ta bizden kopardı.

“Elegmi” Kurşunlu’nun önceki adı. Macarca “Yeter” demek. Covid Belasına 2021’in ilk günlerinde “Elegmi” artık diyorum. Çek git, sevilen, sayılan insanlarımızı koparma bizden. Bayram Başkan son olsun…

Kurşunlulu gençler, sahildeki bir duvara “Bayram Demir Kurşunludur” diye yazmışlar.

Çok hoşuma gitti.

Katılıyorum sizlere.

“Kurşunlu’da Bayram Demir’dir çünkü!”

Sevgi ve saygıyla anacağız…

(Not: Bu yazıyı iki yıl önce yazmıştım. O dönem acıları tazeydi, herkes Bayram Demir’i bir şekilde yazıyor, onun için üzülüyor, bir şeyler söylüyordu. Netice de ne Bayram Demir’in mücadelesi ve hizmetleri eskidi, ne de onunla olan anılarımız. Unutmadığımı, unutmayacağımızı belirtmek adına, vefatının ikinci yıldönümünde sayfama koymak istedim. İnsanlar, vefat etse bile, anıldıkları kadar yaşarlar. Bir kez daha Allah Rahmet Eylesin diyorum.)

(Not 2: Belki bir gün, belki de yakın bir gelecekte, Covid belasında uygulanan sağlık protokolleri de tartışmaya açılacak, hastaneye girenin neden çıkmadığı da gündeme gelecektir diye düşünüyorum. O dönemde verilen 17 tane ilaç neydi Allah aşkına? Şimdi neden ilaç verilmiyor, gidin eve dinlenin deniliyor? Ve aşı muamması?! Üçüncü faz’ı yapılmayan onlarca aşı vurdular, vurdurdular. Methiyelerle ülkeye getirilen ilk dönem Çin aşılarının kısa bir süre sonra hiçbir faydası olmadığı belirtildi. Başka aşılara yöneldiler. Aşı pazarlamacıları halen hatırlatma dozu diyerek, insanlara aşı satıp, 7-8-9-10 kez aşı vurulmasını söylüyorlar. Bu benden başka kimseye garip gelmiyor mu? İnsanların kobay olarak kullanıldığı, birilerinin acayip para kazanıp, bizlerin değerlerini yitirdiği bu garip dönem sorgulanacak ve sorgulanmalı. Ve ülkemizde başlayan ilaç kıtlığı… Tam da pandemi sonrası, ilginç değil mi? Bayram Demir gibi değerleri kaybetmemizi düşündükçe, öfkem daha da artıyor.)

Saygılarımla…

Not 3… Dört yıl önce yazdığım bu yazıyı, değerli ağabeyim, öğretmenim ve başkanım Bayram Demir’in anısına bir kez daha yayınlamaktan, buruk bir mutluluk duyuyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM