CXXXIII.
IŞIK → ya da karanlık
İçimizde ikisinden de var
Bir yanımız ışıklar içindeyse
Diğer yanımız karanlıktadır.
Bir yanımız iyilik ↔ diğer yanımız kötülük
Bir yanımız sevgi ↔ diğer yanımız nefret
Bu düalist yapı bizi insan yapandır.
Işığın ya da karanlığın seçiminde
Hangi iradenin baskın olacağı önemli.
Işık mı bizi ↔ yoksa biz mi ışığı
Karanlık mı bizi ↔ yoksa biz mi karanlığı
Nefret mi bizi ↔ yoksa biz mi nefreti
Sevgi mi bizi ↔ yoksa biz mi sevgiyi
Kötülük mü bizi ↔ yoksa biz mi kötülüğü
İyilik mi bizi ↔ yoksa biz mi iyiliği
Seçen mi ↔ seçilen mi olacağız
Seçen olursak kazanırız.
Seçilen olursak kaybederiz
Fiilleri seçen olmak önemli
Fiillerin seni seçerse yandın…
Işığı sen seç → o seni seçmesin
Karanlığı sen seç → o seni seçmesin
İyiliği sen seç → o seni seçmesin
Kötülüğü bile sen seç→ o seni seçmesin
Yani ipler senin elinde olsun
CXXXIV.
SUÇ → ceza ile önlenir.
Ceza suçu önlemede yetersiz ise
Ceza, suçlu için çay molası ise
Ceza, suçu biriktirip sokağa salıyorsa
Ceza, ceza olmaktan çıkar
suçlu için bir ödül haline gelir.
Suç nedir ne değildir tartışacak değilim
İçeriğinde şiddet içeren her eylem suçtur.
Bu eylemi gerçekleştiren de suçludur
Ceza ise suç önleyici yaptırımlardır.
Bu ülkede cezalar suçlu için
dinlenme, ara verme çay molası
işlevini görmekte ne yazık ki.
Ceza yapıcı elitler sokakta yaşamıyorlar
Ceza yapıcı elitler şiddetten uzak
sırça köşklerinde, konforlu ofislerinde
yasama işini yaptıklarından
suç işlemek → sıradan ₊ rutin
bir eylem halini aldı bu ülkede.
Suçun ucu ₊ suçlunu eli
bu elitlerin semtine uğramadığı için
suç işlemenin ₊ suçlu olmanın
hiçbir önlemi etkin olamaz
suçun tek önlemi → suçlunun itlafıdır
kimse insan hakları, adil yargılama
v.s gibi saçma sapan tepki vermesin
Bingöl işlenen katliam gibi cinayet
uçlunun itlafı için yeterli bana göre
Adalet → [sana göre] ₊ [bana göre]
olmaz diye itiraz edebilirsiniz.
Ben tam tersini düşünüyorum.
Adalet bana göre olmalı.
Çünkü sokakta yaşayan benim
Suçun ₊ suçlunu eli benim ensemde
O yasa yapıcı elitlerin değil.