Abidin Uyar Yazdı; “Yılbaşı kutlamaları “

Abidin Uyar Yazdı; “Yılbaşı kutlamaları “

Konu Hıristiyanlara benzemek meselesiydi …
Diyanet (20 Aralık 2024 – Cuma Hutbesi)
hutbede hadis okuttu…
Peki  o hadis neyi anlatıyordu acaba  ?
İlahiyatçı  PROF Mustafa Öztürk bunla alakalı bir video çekti …
Öğrendiğimiz kadarı ile hadis çarpıtılmıştı …
Diyanette gördüğüm kadarı ile kendine kolay konuları  seçiyor…
Örneğin ahlakçılık anlatıyor ahlak anlattığına hiç tanık olmadım .
AHLAKÇILIK ÖTEKİNİN NE YAPMASI GEREKTİĞİNİ ANLATMAK…
AHLAK İSE BİZZAT KENDİNİN UYGULAMALI OLARAK YAPMASI  . 
Ör; Cemaatten sürekli para istemek ahlakçılıktır. Ama imamın ilk parayı kendinin atması ahlakın bizzat kendisidir.
Hutbelerinin hiç birinde yolsuzluk, hukuktaki skandal kararlar ile adalet ilkesinin yok olması, hacca giderken Mücamele” adı verilen özel vizeler le yapılan ayrıcalıklar ,şatafatlı makam arabaları, kamu parası ile lüks yaşamak, eş dost kayırıcılığı(nepotizm) ,kadrolaşma, hemşericilik ,hak edilmemiş ücreti almak gibi konular için hutbe hazırladığına ben tanık olmadım …
DİN SOSYOLOJİSİ HİÇ BİR DİNİN OTANTİK ÖZELİĞİNİ  KORUYAMAYACAĞINI ANLATIYOR  …
İçinde hurafe, mitoloji ,hikaye,  olmayan din olmaz …
Bunu ayıklayamazsınız .
Bu gayet normaldir …
Sosyal bir olgu olarak bunu ya böyle kabul edeceksiniz veya tümden dini ret edeceksiniz .
Çünkü; başka kültürlerden etkileşim kaçınılmazdır …
DİN sosyolojik  bir olgudur.
Yayılıp genişledikçe  yeni kültürlerle tanışır .
Dine yeni girenler eski inanç tortularını bir anda terk etmezler …
Her din başka bir dinden, medeniyetten etkilenir…
Onun için din ilk çıktığı havzadaki otantik yapısını koruyamaz .
Asırlar geçtikçe  içine bir şeyler karışır .
Apokaliptik hadisler, İsrailiyatlar bunun neticesidir…
Yılbaşına gelen kadar bakın neler karışmış İslam’a …
Mesela ;
Sırat köprüsü kavramı …
Veya Miraç olayı…(kaçıncı yüzyıldan sonra İslam kaynaklarına girmiştir?)
(Miraç İla isra olayı çok farklıdır bunu imamlara anlatmak lazım )
Bu konuda bir çok bilimsel  çalışma mevcuttur…
Örneğin; Zerdüştlükten çok şeyler girmiştir
Ardâvîrâf’ın(Ardâvîrâfnâme, içeriği açısından Zerdüşt inanırları için oldukça önemli bir eserdir. ) ruhuyla gerçekleştirdiği bu kutsal yolculuk ardından anlattıkları, birtakım farklılıklarla İslâm peygamberi Hz. Muhammed’in mirâc yolculuğunda gördükleriyle benzerlikler de gösterir. 39 sayfa 12/20
Çînvâd Köprüsü Çeşitli inanışlarda cehennem üzerine kurulmuş bir köprü olan çînvâd/sırat köprüsü, rivayetlere göre; kıldan ince, kılıçtan keskindir. Cennete girmeği hak kazananlar, dünyada yapmış oldukları iyilikleri oranında bir rahatlıkla oradan geçer ve sonra cennete giderler. Kimileri şimşek, kimileri rüzgâr gibi, bazıları da at hızında sıratı geçerler. Sırat bazıları için geniş bir vadi ve rahat yürünebilir bir yol iken, bazıları için de yürünemeyecek kadar çok dardır. Günahkârların bu yürünmesi zor köprü üzerinde ayakları kayar. Onlar, sırattan geçemez ve cehenneme düşerler.48 Bu köprünün adı İslâm öncesi dönem İran inanışlarında “Çînvâd: ayıran” adıyla bilinir. Orada iyiler ve kötüler birbirlerinden ayrılırlar. Herkes dünyada kendisi için hazırladığı ve yürüdüğü yoldan gider. Çînvâd Köprüsü,51
Miraç inancı sadece Müslümanlar özgü değildir.
Örneğin;
TOLSTOY  VATANSEVERLİĞE KARŞI ESERİNDEN  …
“Çocuk: Dadı bugün niçin giyinip kusandı, benim üzerime de bu yeni gömleği geçirdi?
 Anne: Bugün bayram olduğu için; ve biz de kiliseye gideceğiz.
 Çocuk: Ne bayramı?
Anne: Miraç.
Çocuk: “Miraç” ne demek?
 Anne: Efendimiz ˙Isa Mesih göğe ağdı, demek.
 Çocuk: “Ağdı” ne demek?
 Anne: Yükseldi, demek.
 Çocuk: Nasıl yükseldi? Kanatlanarak mı?
Anne: Hayır, kanatlanarak değil. Bayağı yükseldi iste, çünkü o ˘ Tanrı ve Tanrı her şeyi yapabilir. Çocuk: Ama nereye gitti? Babamın bana söylediğine göre gök  aslında sadece boşluk. Orada yıldızlardan başka bir şey yok  yıldızların ötesinde yine yıldızlar var ve gök dediğimiz şeyin de sonu yok. ˘ Öyleyse o nereye gitti?
 Anne (gülerek): Her seyi anlayamaz insan. ˙İmanı olmalı.
 Çocuk: Neye imanı?
Anne: Diğer insanların söylediğine(!??)(…)
Başka örnekler ;
Tespih…
 Peygamber hiç tespih çekmiş midir?
Ya tespih namazını peygamber hiç kılmış mıdır?
Sünnetinde böyle bir namaz varmıdır?
Takke hangi kültürden girmiştir İslam’a ?
Hz peygamber hiç takke takmış mıdır ?
Yahudilerin başların taktığı kipa muhtemel etkili olmuştur …
Ya Kandil geleneği …( Osmanlı padişahı II. Selim zamanında camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakıldığı için, söz konusu geceler, günümüze kadar kandil gecesi olarak anılmış.”
Bunlar hiçte önemli değildir…
Bence çok ta güzel uygulamalar ama dinden değil .
İnsanlar bir birleri ile kucaklaşıyor.
Yaşlılar aranıyor hatırları soruluyor
Küs olanlar bazen barışıyor .
Ama dinle hiç alakası yoktur . 
Benim itirazım dinin emri gibi anlatılmasınadır …
 Anlatmak istediğim daha bir çok etkileşim olmuş olabilir …
Bir kültür başka bir kültürle buluştuğunda onu etkiler …
Her savaş sonrası istila edilen topraklar ele geçirildiği gibi ele geçirenin kültürü de ele geçirilir.
Ve oradan bir medeniyet  ithal edilir.
 Yemek kültürü ,kılık kıyafet ,mimari yapılar ,camilerin kubbeleri minareler hep böyledir .
Çok önemli bir şey daha aktarayım bizde KUDSİ hadis olarak bilinen  Vahy-i gayri metlüv denilen hadislerden bir çoğu yazdırılmamış vahiy olarak literatüre girmiştir.
Bu inanç başlı başına sorunludur ama diyanet hiç bunu yılbaşı kutlaması kadar dert etmemiştir.
Bu hadislerden öyle örnekler verir ki Hayri Kırbaşoğlu birçok kutsi hadisin Tevrat’tan  ve İncil’den alınıp kaynaklara geçtiğini ”İslam düşüncesinde Sünnet adlı” eserinde bunları belgeler.( SH;294-295)
YILBAŞI ESKİDEN KUTLANMAZ MIYDI ?
 
Yılbaşı kutlamaları 1960larda 70 ler de diyanet için bu kadar önemli değildi    …
Çocuklumda çok iyi hatırlarım …
Fır döndüler, tombalalar oynanır, meyve çerez ikramları yapılır. Komşular birbirine giderlerdi bu gecede…
Soğuk kış gecesinde sakat çocuğunu bu gece hem de sırtında getiren bir teyzemiz vardı…
O sakat çocuk heyecanla bu geceyi beklerdi
Daha ilk okula bile gitmezdim .
O anılar hala zihnimde …
Sonra politik İslam bir siyasi parti ile devreye girmişti …
Taassup kar dindar İslam’ı sanki yeni keşfediyordu  …
Kılık kıyafetler  bir anda değişmişti …
Dindarlar her margarini yemiyor içinde domuz yağı vardır efsanesini  yayıyorlardı …
Ramazan başlangıcında oruçlarını bir gün önceden  açanlar bizlere hava atarlardı .
Arabistan da bu gün oruçlar açıldı diye yanımızda bizler oruçlu ilen  şapur şupur yerlerdi …
Çok dindar pozlardaydılar …
Sonradan din felsefesi, sosyolojisi  ve İslam düşünce sistemlerini  merak edip  çalışmaya başladığımda dinlerin ilk otantik özelliğini koruyamadığını öğrendim…
HARAM  VE YASAK ÜRETME MAKİNESİ  OLARAK  AKILSIZ  DİNDARLIK …
Politik İslam la beraber fetva yolu ile haram ve günahların sayısını arttıran vaaz  efendiler çıkmaya başladı ….
Bu kafa, hakkında kesin hüküm olmayan bir çok konuda haram ve yasak sayısını artırmıştır( BKZ
Muhammet  Esed bakara 71.ayetin dip notu .)
Bir arkadaşım anlatmıştı.
Meşhur bir vaaz efendi bir kadın otobüste yerinden kalkıp o yere bir erkek otursa , kadının bıraktığı koltuktaki sıcaklık  dolayısı ile  vallahi billahi yaptığı zinadır demiş !
O yıllarda bizler aramızda  her gün yenmekte  olan çerezin  yılbaşında yenirse haram olup olmadığını  tartışıyorduk…
Her gün seyredilen televizyondaki eğlenceler yılbaşında haram oluyordu…
Elma portakal ve diğer meyvelerde nasibini alıyor  bazılarına göre  …
Fakat asıl günah olan konular ve haramlar mesela yönetici sınıfının yaptığı İsraf kamu parasını ahlaksızca yenmesi, kız çocuklarına verilen mirastaki pay, nepotizm, adaletsizlik, keyfi tutuklamalar, imar rantı, doğanın katli ,kibir, şımarıklık yılbaşı kutlaması kadar diyanetin derdi olmalıdır. 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

2 yorum

  1. Yazılanlara delilleriyle itiraz edecek babayiğit göremiyorum
    Belki otuz yıl önce olsa bir çoğuna ben de itiraz ederdim.
    Geldiğimiz zaman içerisinde neredeyse tamamını onaylıyorum

  2. saygı değer hocam 30-40 yıl önce benimde inancımın öznesi imam-müftü-diyanet ve onların anlattığı idi şimdi onları devreden çıkarttım.ve taşlar yerine oturmaya başladı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM