Sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim …
Asgari ücretin tek haklı tarafı emekçidir…
Onlar bu artışı beklerler ve artışın en azami olanın isterler…
Haklıdırlar …
Bunu asla eleştirmem…
Ancak asgari ücretin popülizme kurban edilmesini eleştiririm ..
Asgari ücret iktidarların politik mübadeleye(oy-ücret)çevirdikleri konudur .
Politik mübadele denilen şey seçmen ile iktidar arasındaki değiş- tokuştur …
İktidar asgari ücreti yükseltecek karşılığında işçinin oyunu alacak, işçi de maaşı artacak karşılığında oy verecek …
Ve sizi enflasyona ezdirmedik diyecek tir .
Oysa enflasyonun nedeni iktidarların kötü ekonomi yönetimidir …
Yani yükselt asgari ücreti al oyumu…
(değiş – tokuş)
Ancak şöyle de denilebilir …
İktidar yalnız belirlemiyor bu ücreti …
Asgari ücret ile ilgili kararı Asgari Ücret Tespit Komisyonu almaktadır.
İlgili komisyonda işçi, işveren ve devlet temsilcilerini içeren; her biri bir oy hakkına sahip 3 farklı taraf bulunmaktadır.
Fakat unutulmasın oy birliği ile değil oy çokluğu ile bu karar alınır …
Yani devlet ve işçi temsilcisi asgari ücreti belirlemede daha avantajlıdır …
Peki ya ülkeye maliyeti nedir ?
Emekçi kesim ekonomik özgürlüğe kavuşur mu?
ÜCRET DENİLEN OLGU BÖYLE GERÇEKLEŞMEZ .
Bunu insanımız anlamıyor, bilmiyor veya bilmek istemiyor …
Ekonominin de metafiziği vardır…
Yani görünmez elle tutulamaz olan yasaları …
Arz ve talep kanunu gibi.
Örneğin ücret verimlilikten büyük olamaz .
Örneğin bir zeytin üreticisi düşünün …
750 Tl yevmiye verdiğinde işçi üreticiye 300 liralık zeytin topluyorsa o üretici o işçiyi işten çıkartır ertesi gün gelme der .
Çünkü 750 tl ödemesine karşılık 300 Tl lik verim almıştır .
Devlet hayır ne kadar toplarsa toplasın sen asgari 750 tl ücret vereceksin derse ne olur?
Şöyle düşünelim ; çalışkan olanla tembel, eli cebinde dolaşan adam arasında hiç fark gözetilmeden verilecek bir ücret.
Herkes aynı parayı alacak.
Yatanda çalışanda …
Bunu her gün gözlemliyorum.
Kurumun adını söylemem.
Ama resmi bir kurum
Kimin ne iş yaptığını hala anlayamadım.
Çünkü çalışırken hiç görmedim
Ama eminim hepsi kadrolu çalışanların.
Ve dört gözle asgari ücreti bekliyorlardır.
Yıllardır önünden geçerim…
Başka bir örnek ;
*Diyelim ki boya badana yaptıracaksınız ve birisi ile anlaştınız 5000 tl ücret karşılığı evinizi boyayacak .
Fakat o sırada kapıda bir polis belirdi ve ben devlet adına bu pazarlığa müdahale ediyorum dedi size.
Bu adama asgari 7000 tl vereceksiniz …
Buradaki hane halkı ile boya yapacak emekçi arasındaki anlaşmaya devlet müdahil olursa ne olur?
*Bir başka iktisadi gerçeklik emek arzının fazla yani işsizliğin çok olduğu buna karşı emeğe olan talebin az olduğu ülkelerde asgari ücret, ücret kırıcılığına sebep olacaktır.
Ve bunu da işveren değil işsiz insan gönüllü olarak yapacak tır.
(Marksın dediği de budur )
Çünkü gizli işsizler ordusu ücret kırıcı olarak piyasada olacaktır .
Yani işçi bir başka işçinin işini daha ucuza yapmak isteyecektir.
ENÇOK ETKİLEN KESİMLER
En çok etkilenen taraf emeklidir(Emekli zaten kötü durumdadır enflasyon daha da artacağı için maaşı artsa da bu hıza yetişmeyecek makas açılacaktır .)
Sonra esnaftır, köylüdür ve hane halkıdır Bağ-Kur primleri artacak ,sattığı mallar daha da zamlanacak tır, köylünün tımar işindeki yevmi yeleri artacak
İsteğe bağlı sigorta primleri ödüyorsa artacak, Sosyal Güvenlik Kurumu idari para cezaları dahil çeşitli vergilerle ilgili para cezaları da artacaktır.
En önemlisi doğum, askerlik ve yurt dışı borçlanması yaparak emekli olmak isteyenlerin borçları daha da artacaktır .
Ve de gene işçinin önemli bir kısmı zarar görecektir.
işten çıkarılma tehlikesi artacak veya sözleşmeli ise sözleşmesi uzatılmayacaktır )
ASGARİ ÜCRET ARTIŞINDNA EN ÇOK KAZANÇLI ÇIKAZACAK OLANLAR İKTİDAR VE SENDİKALARDIR…
İkisinin de ödeyeceği bir bedel yoktur …
Biri oy alır diğeri işçinin bordrosundan sendikaya kesilen parayı alır…
Maaş ne kadar yüksekse o kadar çok gelir elde ederler…
OLUMSUZ SONUÇLARI
*Bir işçinin maliyeti işverene artıkça işçi çıkartmalar da artacaktır…
*Merdiven altı pazarlıklar başlayıp ucuz iş gücü aramalarına başvurulacaktır.
*Kayıt dışı adam çalıştırma durumu ortaya çıkacaktır.
Nitekim Suriye’den gelen insanların ucuz iş gücü olarak tercih edilmesin sebebi buydu.
(bir not düşeyim Suriye deki iktidarın düşmesi ile ülkedeki sayısı dahi belli olmayanlar SURİYELİLER akın akın ülkelerine dönüyor haberleri iktidarın propaganda aygıtı olan gazetelerin dezenformasyonu olduğuna inanmaktayım çünkü AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Ankara’da Erdoğan ile görüşmesinden sonra AB’den ek 1 milyar avro daha destek gelecekmiş.
Oysa bize olan gerçek maliyeti inanılmaz boyutlarda)
BİZ İŞVEREN DENDİĞİNDE SÜREKLİ KURUMSAL FİRMALARI ŞİRKETLERİ ANLIYORUZ .
Oysa bir marangozu, bir tesisatçıyı, bir basit marketi, düşünün.
Kirasını bile zor çıkartan esnafı düşünün…
Eleman çalıştırmadan işini yürütemeyecek basit işletmeleri düşünün…
Bunların kayıt içinde kalarak sigortalı işçi çalıştırması imkansız hale gelecektir…
Asgari ücret artışı aynı zamanda basit işletmelerin tazminat yükünü artıracağı için işçi çalıştırmadan veya kaçak işçi çalıştırarak ayakta kalmaya çalışacaktır .
Dediğim gibi biz işveren dediğimizde dizginlenmemiş kapitalist sınıfı anlıyoruz.
Holding patronlarını…
Mahalle lokantası, terzi, bakkal, manav aklımıza dahi gelmiyor.
Asgari ücret artışı tam 24 kalemde hayata direk yansıyor …
– İşçi ve işveren sosyal güvenlik primleri
– Bağ-Kur primleri
– Genel Sağlık Sigortası primi
– İşsizlik Sigortası primi
– Sosyal Güvenlik Destek Primi
– Kıdem tazminatı
– İhbar tazminatı
– Sosyal Güvenlik Kurumu idari para cezaları
– Çeşitli vergilerle ilgili para cezaları
– Ücretten kesilen gelir ve damga vergisi
– Çıraklar ve stajyer öğrencilerin SGK primleri ve ücretleri
– Doğum, askerlik ve yurt dışı borçlanması
– İsteğe bağlı sigorta primleri
– Taksici, dolmuşcu, rehber ve part – time çalışanların sigorta primleri
– İkili sözleşme bulunmayan ülkelere çalışmaya giden işçilerin sigorta primleri
– Genel Sağlık Sigortası ödemelerinde gelir testi kriteri
– Geçici işsizlik ödeneği
– İşsizlik maaşı
– Asgari geçim indirimi
– Evde bakım ücreti
– 65 yaş ve engelli aylığı
– Emekli aylıkları
– Teşvik uygulamalarındaki sübvansiyonlar
– Bireysel Emeklilik Sigortası için sağlanan devlet katkısı
Ve bu asgari ücret 4 ay içinde gene eriyecektir .
Tekrar asgari ücret pazarlığı başlayacaktır .
SONUÇ YERİNE ;
Bu kısır döngü SÜREKLİ devam edecektir…
Bu talepte en haklı işçi sınıfıdır.
O geçici bir rahatlık görecektir.
Fakat bu pazarlık asla ona ekonomik refah sağlamayacaktır .
Üç ay içinde bu para eriyecek masrafları daha da artacaktır.
İktidarın yapması gereken şey crony kapitalizminden vaz geçip(devlet eli ile fert zengin etme)üç beş holdingi zengin etmek yerine ekonomik kaynağı rasyonel harcamak verimsiz yatırımlardan kaçınmak, devlet olarak tasarruf etmek ve üretimi artıracak tedbirler ve teşviklerle daha çok işçiye ihtiyaç duyulmasını sağlamak olmalıdır.