BURSA BAROSU HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU  4 EKİM DÜNYA HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

BURSA BAROSU HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU 4 EKİM DÜNYA HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, yalnızca gözümüzün gördüğü birkaç canlı için değil, yeryüzünde var olan tüm hayvanların da yaşam hakkına sahip olduğunu hatırlatan özel bir gündür. Ancak ülkemizdeki tablo, bu özel günün bir kutlama değil; daha çok bir hak mücadelesi günü olduğunu göstermektedir.

Bir taraftan barınakların sağlıksız koşulları ve sahipsizlik sorunu, diğer taraftan sokaklarda yaşanan şiddet vakaları, hayvanların yaşam hakkını her gün tehdit etmektedir. Yasa dışı avcılık, terk edilme, kürk ve post için öldürülme, hayvanların eğlence ve maddi kazanç uğruna sömürülmesi ise bu tabloyu ağırlaştırmaktadır.

Türkiye’de 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile hayvanların yaşam hakları güvence altına alınması, korunmaları ve refahlarının sağlanması amaçlanmıştır. Ancak uygulamada eksiklikler, cezaların caydırıcı olmaması ve yerel yönetimlerin sorumluluklarını yerine getirmemesi, hayvanların yaşadığı dramı ortadan kaldırmamaktadır.

Özellikle son dönemde bazı illerde valilikler tarafından sokak hayvanlarının beslenmesinin yasaklanmaya çalışıldığı yönündeki uygulamalar büyük kaygı uyandırmaktadır. Oysa ki 5199 sayılı Kanun’un 6. maddesi, sahipsiz hayvanların bakım ve beslenmesini belediyelerin görevi olarak açıkça düzenlemektedir. Aynı kanunun 14. maddesi ise hayvanların aç ve susuz bırakılmasını yasaklamaktadır. Bu nedenle valilikler tarafından getirilen beslenme yasağı kararları, belediyelerin kanuni görevini engellemekte ve kanuna aykırı bir uygulama oluşturmaktadır.

Açlıkla baş başa bırakılan hayvanlar, hem kendi yaşamları için hem de toplum sağlığı açısından daha büyük sorunlara yol açacaktır. Hayvanların yaşam hakkını korumak yerine onları açlığa mahkûm etmek, hiçbir şekilde kabul edilemez.

Bizler Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak bir kez daha vurguluyoruz:

Hayvanları korumak, aslında kendi geleceğimizi korumaktır. Onlar ekosistemin dengesi, yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır.

Hayvanlar potansiyel tehlike değil; doğanın ve toplumun “can dostlarıdır.”

Sahipsiz hayvanların rehabilitasyonu, kısırlaştırma ve aşılama çalışmaları, bilimsel yöntemlerle ve kesintisiz biçimde yürütülmelidir.

Hayvana yönelik şiddet, işkence ve kötü muamele “insanlık suçu” olarak kabul edilmeli ve caydırıcı şekilde cezalandırılmalıdır.

Belediyeler ve ilgili kurumlar şeffaf, denetlenebilir ve hayvan refahına uygun politikaları derhal hayata geçirmelidir.

Unutulmamalıdır ki, Anayasa’nın 56. maddesi devletin ve yerel yönetimlerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkını koruma görevini düzenlemektedir. Hayvan sevgisi, yalnızca bireysel bir duygu değil; hukukun, vicdanın ve insanlığın gereğidir.

Bizler, Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak tüm kurumları, yerel yönetimleri ve vatandaşlarımızı hayvanların yaşam hakkını savunmaya çağırıyoruz.

UNESCO Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin de belirttiği gibi:

“Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir.”

Çünkü biliyoruz ki: Hayvanları sevmek yetmez; onları korumak da görevimizdir. Yaşam, tüm canlıların ortak hakkıdır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM