OLUŞ ve BOZULUŞ
Sahipleneni az diye hakikate hürmet etmekten vaz mı geçeceğiz?/Dücane Cündioğlu
ET KOKARSA TUZLANIR,YA TUZ KOKARSA NE YAPIL IR?
Bozulan şeyi düzeltecek etken vardır. Ama bu etken bozulmuşsa artık düzeltmeden umudu kesmek gerekir.
( Niçin İncil diyeceklere ;çünkü bu dindar bilinç Kurandan hiç etkilenmedi. Adalet, emaneti eline vermek, görev ahlakı ,nepotizm, ahbap çavuş kapitalizmi, mafya otorite ilişkisi ,yolsuzluk ,imar rantı bu kitaba iman ettim diyen insan tarafından yapıldı )
MATTA;5/13. Sizler, yeryüzünün tuzusunuz. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ne ile ona tuz tadı verilebilir? Artık sokağa atılıp ayaklar altında çiğnenmek ten başka hiçbir işe yaramaz.
MARKOS:9/5 0.Çünkü herkes Tuzlanacaktır. Tuz iyi bir şeydir. Ama Tuz tadını yitirse,bir daha neyle ona tuz tadı verilebilir. Kendinizde Tuz olsun ve birbirinizle barış içinde yaşayın.
LUKA:14/34..Tuz iyi bir şeydir. Âmâ Tuz tadını yitirirse.,bir daha ne ile ona tuz tadı verilebilir.?Artık ne toprağa yararı vardır,nede gübreye!Onu kaldırıp sokağa atar l ar . İşitecek kulağı olan işitsin..
Efesli Heraklitos (Yunanca Hράκλειτος Herakleitos; Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz demiş …
Nehir akıp gittiği için ilk yıkandığınız nehir aynı nehir değildir …
Aynı şey zaman için de geçerli.
Yaşadığımız şuan ki zaman dünkü zaman değildir …
Bu anlamda şimdiki zaman yoktur…
Geçmiş ve gelecek zaman vardır …
Çünkü zaman sürekli devinim halindedir .
Hareket halinde olan ise anlık olarak şimdiye aittir …
Saliselik(saniyenin altmışta biri) hareket bile şimdiki zamanı “GEÇMİŞ “ zaman yapar …
Bu durum nesneler dünyasında ki oluş ve bozuluşa tekabül eder…
Her canlı oluş ve bozuluş içindedir…
Yaşlanmak ve de ölüm budur …
Fakat yaşlanmak nicel değişimdir …
Ölüm ise nitel değişimdir …
Nicel değişimde siz tanınırsınız…
Çocukluk resminizle yaşlılık resminiz arasında ne kadar büyük değişim olsa da siz tanınabilirsiniz…
Nitel değişimde ise tanınmazsınız.
Ölüm böyledir …
Bozuluş niteldir …
Çürümüş ceset tanınmaz …
Birde şehirlerin kasabaların bozuluşu vardır …
Buradaki bozuluş bilgisiz politika yapıcısı eli ile olandır …
Örneğin Gemlik Nitel değişti …
Değiştiren politika yapıcısı öldürerek değiştirdi …
Doğayı yok ederek, denizi doldurarak, kumsalı yok ederek ,tabi su kaynaklarını kurutarak yaptı …
Toplum bilinci henüz gelişmediği için Gemlik halkı işin vahametini hiç idrak etmedi …
Üstelik Gemlik ciddi deprem riski altındaydı …
Ancak ülkenin başka yerlerinde doğanın katledilmesine o kadar sessiz kalınmıyordu …
(Akbelen direnisi) …
Felsefi düşüncesi olmayan bir toplumdan bir KANT bir HEGEL çıkması beklenmediği gibi bilinçli bir yönetici sınıfı da çıkması beklenemez …
Çünkü bu kültür muhafaza etmek üzere bilinç yaratmaz …
Yıkmak üzerinde programlanmış bir bilinçtir …
Yıkmak ise çok kolaydır …
Sanat, estetik ,güzellik ,planlı bir şehir ,yolları caddeleri ve binaları imrenilecek bir belde
ancak felsefi düşünce ile olur …
Çok para kazanan meslek sahibi çıkabilir …
Fakat kent değerlerini muhafaza etmek batı toplumuna özgüdür …
Çünkü ahlak felsefesi kentte doğmuştur…
Bizde ise henüz doğmamıştır …
Bizim BURJUVA sınıfımız bunun için yoktur …
O çok önemli bir kentsoylu orta sınıftır …
Kurallıdır ,yasalara saygılıdır …
Kültürlüdür …
Sanat ve felsefe onun içinde gelişmiştir …
Kentleri ,kasabaları, hatta köyleri estetik ve zarafet üzerine oturur …
Bizde olmaz …
Her şey el yordamı iledir .
Hani körlerin fil tarif edişi gibidir …
Uzmanlık ve bilim gerektirmeyen tek konu varsa o da belediyeciliktir bizde …
Oysa planlamacılık ve şehircilik bilimdir …
Deprem felaketi her şeyi anlattı aslında
Önce toprak imara açılır, masa başında plan yapılır, sonra sahaya inen teknik ekip buraya su getirmek için akla karayı seçer .
Yol hakeza…
O dik rampaları araba bile çıkarken zorlanır…
Üç gün kar yağsa hayat felçtir .
Fakat halk bu durumu hiç garipsemez …
Eski ile yeni aynı zamanda yaşamını sürdürüyorsa tarihsel hafıza sürekli canlı kalır …
Modernlik ve çağdaşlık budur …
Yani aynı çağda her ikisi de yaşıyorsa bunlar birbirinin çağdaşıdır …
Tek başına bir şey çağdaş olmaz .
Muhakkak bir ikinci ile beraber aynı zamanda yaşaması gerekir.
Onun için Prof Besim Dellaloğlu bikini ile baş örtüsü çağdaştır der …
Barbarlar işgal ettikleri topraklarda tarihin izlerini gelecek nesiller aktarılmasını önlemek için yıkarlar …
CAHİL BİLMEYEN DEĞİLDİR , BİLMEDİĞİNİ BİLMEYENDİR …
Yeni çarşı denilen ve Gemiliğin simgesi olan içinde birçok esnafı yıllardır barındıran mekân şimdi yok. Anılar ve bir kültür ve hafıza tarihiyle yok edildi .
Yeni çarşıyı yıkıldıktan sonra yapılan modern çarşı !!!!!!!
Gayri iktisadi ve irrasyonel olan bu yapı için kamu kaynağı yok edilmiştir peki ne adına ?
Çirkin estetikten uzak sakil bir yapı…
Modern bir çarşı yaptım takıntısı adına…
(modrenlik ,muhafazkarlık ve çağdaşlık nedir ?)
Ya sahil ?
Nerde o şimdi?
Ağlayan kayanın yerini kim gösterebilir?
Sitemizin hemen altında ağlayan kaya(tabi su kaynağı) yok edilip taş istinat duvarı örülürken çektiğim yıllar evvelki resim.)
Deniz kendini temizliyemiyor kumsal olmadığından kayaların arası pislik içinde …
Düşünmeden edemiyorum dilim varmıyor ama bu Gemlik 30 yıllığına bir Norveçliye bir Japon’abir Hollandalıya vs vs vs geri alınmak üzere verilse acaba nasıl bir Gemlik alırız? …
Bu soruları sorduğunuz anda felsefe yapmaya başlamış olursunuz l
Onlarda da politika yapıcısı var bizde de var …
Onlarda da bürokrasi sınıfı var bizde de var …
Onlarda da hukuk var bizde de var….
Onlarda da halk var bizde de var…
Onlarda da belediye var bizde de var …
Onlarda da belediye başkanı var bizde de var …
Aynı canlıdan bahsediyoruz
Bu kadar açık ara fark nasıl oluyor ?
Bizde olmayan ne var ?
Görev ahlakı …
Mühendislikten tutunda hukuka kadar, siyaset felsefesinden tutunda diyanetin anlattığı dine kadar…
Neden her şey tersinden işliyor …
Mehmet Akif Ersoya’a sormuşlar “Avrupayı nasıl buldunuz?” Mehmet Akif’e diyorlar ki”Avrupa’ya gittin, gezdin gördün, yediğin içtiğin senin olsun.Ne gördün anlat bize. ”Diyor ki; “İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi.” Yani işleri bizim dinimiz gibi sağlam, dinleri ise bizim işimiz gibi.
Fakat Akif abartmış biz dinimizi de işlerimize benzettik …
Bununda bir sosyolojisi var diyorum …
Bu ülkeye komünizm hiç gelmedi …
Kapitalizm de hiç gelmedi …
Osmanlıya da gelmemişti …
Bu ülkede olan CRONY kapitalizmidir ki bu kapitalizm değildir …
Üç tip kapitalizm vardır .Anaglo sakson ,devlet kapitalizmi ve bizdeki talan kapitalizmi olan ahbap çavuş kapitalizmi (CRONY)
(Bkz.Sosyalist iktisatçı merhum idris Küçük Ömeri’n harika çalışması)
.Yani devlet eli ile fert zengin etme …
Gelişmiş kapitalist ülkelerde imar rantı yaşanmaz .
Mecliste elli defa plan değişikliği olmaz .
Mahkemenin iptal ettiği planı aynı meclis 3 kez daha o blokları kurtarmak için plan değiştirilmez…
(Hukuka aykırı yapı orda duruyor meclis mahkeme kararını delmek için 3 kez planı değiştiriyor …
Ama binalar aynı binalar .
Oysa mahkeme binayı hukuka aykırı olduğunu söyleyip işlemleri iptal ediyor .)
Belediye 3 kez mahkum oluyor ama TIK yok …
Batıda gelişmiş kapitalist ülkelerde bu olmaz …
Zannet meyinki ki bu işler sadece AK partili, belediyelerde oluyor CHP li belediyelerde de oluyor …
Kılıçdaroğluna duyurulur diyeceğim ama garibimin parti içinde başı dertte..
T.C.
BURSA
ESAS NO : 2021/1091
KARAR NO : 2022/1692
KARAR SONUCU :
“Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin iptaline,”
Batıda ;
İç işleri bakanları soruşturma izni verir …
Mahkeme karalarına uymayan bir belediye başkanın canına okurlar …
Zaten iş buraya gelmez
Her şey tıkır tıkır işler …
Peki Gemlik’teki bu tahribatı kim yaptı?
1-Masonlar
2-Siyonisitler
3-Ateistler
4-Emperyalister …
Hayır hayır …Bunlar son yıllarda ağırlıklı olarak muhafazakâr ve dindar görünümlü insanlardı …
Neyse boş verin bunları…
Deli saçması şeyler bunlar …
Bende pek akıllı sayılmam …