Sakarya’da devlete ait bakım merkezinde bakımsız ve kötü şartlar yüzünden hastalandığı iddia edilen 35 yaşındaki otizmli Abdülkerim Musti’nin yaşamını yitirmesi tepkilere yol açtı.
Kurum önünde bir araya gelerek yaşananları protesto eden otizm dernekleri ve aileler, engelli bireylerin yaşam hakkını koruyacak politikaların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
BirGün’ün gündeme getirdiği olayın ardından Arifiye Engelli Bakım Merkezi önünde dün (13 Mayıs Salı) bir araya gelen Türkiye Otizm Meclisi ve Otizm Konfederasyonu üyeleri ortak açıklama yaptı.
“Münferit değil sistem kaynaklı sorunlar var” denilen açıklamada, yalnızca Arifiye değil Türkiye genelindeki tüm bakım merkezlerinde insan onuruna aykırı uygulamalara karşı daha güçlü denetim ve hak temelli reformlar gerçekleştirilmesi çağrısı yapıldı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bizler, tüm otizmli bireylerin ve diğer engelli grupların hakları için mücadele eden sivil toplum temsilcileri, aileler ve insan hakları savunucuları olarak bugün burada, Arifiye Bakım Merkezi’nde yaşanan olay üzerine toplandık. Çünkü artık haykırmak istiyoruz, “sessizliğin bedeli hayattır”. Çünkü her sessizlik yeni bir şiddetin, her gecikme yeni bir ihmalin, her görmezden gelme yeni bir ölümün kapısını aralıyor. Son dönemde, farklı illerdeki bakım merkezlerinden gelen şiddet, ihmal ve ölüm haberleri, toplum vicdanında derin yaralar açmıştır. Bu merkezlerde kalan bireylerin çoğu kendini ifade edemeyen, dış dünya ile sınırlı teması olan, genellikle sesi duyulmayan insanlardır. Onların sesi olmak, onların haklarını savunmak ise bizim ortak sorumluluğumuzdur. Bugün burada sadece
bir trajedinin yasını tutmak için değil, bir daha yaşanmaması için ne yapılması gerektiğini haykırmak için toplandık.”
Engelli bireylerin yaşam hakkını koruyacak politikaların ancak çok paydaşlı ve bütüncül bir yaklaşımla geliştirilebileceğini vurguladığı açıklamada, yalnızca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı değil Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurumların daha işlevsel ve koordineli bir şekilde sürece dahil olması gerektiği ifade edildi. Uluslararası iyi örnekler hatırlatılarak,“Bakım politikaları sadece sosyal yardım düzeyinde ele alınamaz, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler entegre edilmeli, kişiye özel destek planları temel alınmalıdır” denildi.
Ayrıca, “Bu çalışmalar masa başında değil, ancak sahada karşılık bulabilir” sözleriyle gerçek çözümün sahadan gelen deneyimlerle şekillenebileceği belirtildi. Açıklamada öne çıkan talepler şöyle sıralandı:
Tüm bakım merkezlerinin bağımsız ve şeffaf denetime açılması,
Hak temelli bakım modellerine geçilmesi,
Otizm alanında uzmanlaşmış bakım merkezlerinin açılması,
Ailelerin ve STK’ların karar süreçlerine katılması,
Personel eğitimlerinin güçlendirilmesi,
Kamera sistemlerinin caydırıcılık ve adli denetim aracı olarak etkin kullanılması yer aldı.
Psikiyatrik destek içeren acil sağlık hizmetlerinin sağlanması
Anne Leyla Musti ise “Devlet kurumuna güvenerek büyük umutlarla çocuğumuzu emanet ettik. Çocuğunu kaybetmiş bir anne olarak devlet yetkililerinden başka çocukların ölmemesi ve engellilerin insan onuruna yakışır şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri için kurumlara tecrübeli ve iş sorumluluğu, disiplini sağlayacak idareciler atanmasını, bakım merkezlerinin sık sık denetlenmesini istiyoruz” dedi.