CCIX.
AYDIN → halkını bilen, ona güvenen
onun ile aynı hizada durabilen insandır.
Halkına çemkiren, ona parmak sallayan
onu aşağılayan tiplere aydın denmiyor.
Adının önüne kalabalık takılar takarak
üç beş kelime fazla bilmekle de
aydın + maydın olunmuyor.
Aydın olmanın biricik göstergesi
yaşadığı topluma olan aidiyet oranıdır.
CCX.
KAPİTALİZME → herkes karşı.
Ama bu karşıtların hepsi de konformist
Konformizmi dibine kadar yaşıyorlar.
Kapitalizme karşı da mangalda kül bırakmıyorlar.
Sonuç→ Devasa bir kandırmaca.
CCXI
KENDİNİ → sen mi yaptın
ellerini,ayaklarını, parmak uçlarını
kulak memelerini, göz kapaklarını
kirpiklerini.. hepsini tek tek sen mi yaptın da
bedenini istediğin gibi kullanacaksın.
Bedenini ellerinle yoğurup, şekillendirdiğin bir heykel
kendini de heykeltıraş falan mı sanıyorsun yoksa.
Sanki dünyaya kendi iradenle geldin de,
bedeninde, ruhunda keyfi rotuşlar yaparak
özgürlükçülük oynuyorsun.
CCXII.
SANAT → aslında pek faydalı bir iş değildir.
Sanat sadece sanatçıyı tatmin eder.
Yaratıcının işine karışıp kendi kendini avutmasına yarar.
Sanatın tek faydası sanatçıyadır.
Bir avuç insana fildişi kulelerinde
Günlerini gün etmeyi sunan
yaratılmış olandan aparılmış ideleri
somutlaştırma sonucu sanatçıya
yaratım yaptığı hissini veren bir avuntulanmadır.
Akıl yürütmenin dışında kalan her alanı sanat işgal eder.
Akıl ile dünya ile tarih ile tanrı ile
sürekli çelişmeyi, çatışmayı önceler.
Sebep sonuç zincirinin sürekli dışında kalır.
Her çatışmadan, her çelişkiden de yenik çıkar.
Çünkü sanatın yaptığı işler kimselerin işine yaramaz.
Ondan fayda sağladığını iddia edenlerin
sağladığı tek fayda → kendilerini ayrıcalıklı hissetmektir.
Özünde haz egemen olduğundan
yanıltıcıdır sanatın işe yararlılığı.
Sanat anlamından çok faydasız özü ile faydalıdır ancak.
Bu yüzden “sanatın faydası nedir” genel sorusu yerine
sanat adına ortaya konan her işe her ürüne
tekil soru ile yaklaşmak daha yerinde olur.
Sanatın ne olup olmadığı sorusu da
bu tekil yaklaşımlar ile netlik kazanır.
Yani → “bu şiir” + “bu tablo” + “bu heykel”
“bu melodi” → ne işe yarar diye tekil yaklaşımlar
daha yerinde olur sanat adına.
Sanatın kendine değil esere sormak gerek.
Sanatı din, sanatçıyı da peygamber yapmak gerekmez.
En genel en iyi niyetli yaklaşımla
S a n a t → taklit, S a n a t ç ı → taklitçidir.
Sanat → karnı tok olanların
düşünüyormuş gibi yapmalarını sağlar.
Aç olana hiçbir şey vermez.
Hatta onlar için ayrılacak kaynakları da
zimmetine geçirir sanat.