Cemal Kırgız Yazdı; “Uyuz Salgını ve İlaç’ta Tehlikeli Oyunlar…”

Cemal Kırgız Yazdı; “Uyuz Salgını ve İlaç’ta Tehlikeli Oyunlar…”

Akarlar yapıyor her şeyi… Gözle görünmeyecek kadar küçük, minik böcekler, sinekler aslında. Derinin üst katmanına sızdılar mı, çaresi yok, kaşınıyorsun. Kızarıyor, yara oluyor. Akarlar insanı seviyor. Üst katman deri altında çok mutlu oluyor. Orada çiftleşiyor-ürüyor, besleniyor, aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar yiyor, içiyor, dışkılıyor. Minicik, küçücük, zararsız sanıyorsun, öyle değil işte! Büyüyor, irileşiyor, deriye, kana karışıyor, vücudu sarıyor, önlenemez bir oburlukla insanı tüketiyor. İnsandan insana atlıyor, salgın oluyor. Büyük çürüme böyle başlıyor.

Toplum ‘uyuz’ oluyor. Halkım ‘uyuz kere uyuz” ediliyor.

Ekonomi de böyle. Cumhurbaşkanlığı yıllık toplam gideri tam 5,6 milyar lira. Saray’ın günlük harcaması ise 15 milyar 500 milyon lira… Devlet borçlarını bir önceki yıla göre 1,2 trilyon liralık artışla 4 trilyon 15 milyar 554 milyon liraya yükselmiş… AFAD mesela, tartışmalı bir kurum. Eksi bakiyesi 15 milyar 832 milyon lira olarak kayıtlara yansıdı. Vakıflar Genel Müdürlüğü doğrudan temin yöntemini kullanabilmek için aynı ihaleye konu olabilecek alımları kısımlara böldü. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 1 Milyar 860 milyon liralık olumsuz faaliyete imza attı. Ek bütçeye rağmen eksi bakiyesi yüksek çıktı.

Gençlik ve Spor Bakanlığı sporcusu bile olmayan bir derneğe 1,6 milyon liralık yardım yaptı. SGK Kamu Kurumları, Belediye ve Bakanlıklardan alacaklarını tahsil edemiyor. Aile Bakanlığı bile 10 yıldır borcunu ödemiyormuş… Şehir Hastanelerinin garanti ve yükümlülükler ile borçlanma maliyetleri raporlarda yok. Garanti tutarları muhasebeleştirilmedi… Sosyal Güvenlik açığı 120 milyar lirayı aştı…

İtibardan tasarruf yapmıyorlar. Şatafat sürüyor.  Eğitime yok ama. Okullar satışa çıkarılıyor. Öğrenciye de yok. Yeni nesil aç yetişiyor. Bodurluk artıyor. Sağlıksız, eğitimsiz bir nesil yaratıyoruz. Kamu Hastanelerine de yok. Sağlık Bakanımız Özel hastane sahibi olunca, bütün sağlık politikaları da özel hastaneler üzerine kuruluyor. Giderlerse gitsinler denilip, hedef haline getirilen doktorlara ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet bitmiyor. Bu yılın ilk altı ayında “Beyaz kod” sistemine 9 bin 35 sağlıkçının başvuru yaptığını, Sağlık Bakanlığı raporları ortaya çıkardı. Ve ne acı ki, bunların sadece yüzde 78’ine hukuki işlem yapıldı…

Sağlıkta Birinci Kademe ve İkinci Kademe hizmet anlayışını, yeni bir sistem yaratma adına, daha doğrusu bir sistemsizlik adına yok sayınca, hastanelerin durumu ortada. Yığılmalar var, randevu sorunu var, doktor bulunamıyor, sağlık paralı ve sorunlu hale geliyor. Kendi ilaç fabrikalarını kapatırsan ilaçta bulamıyorsun işte. Merkez bankan dolar kurunu 28 lira olarak belirlemiş, sağlık bakanlığı ise ilaç ithalini 15 dolar üzerinden yapıyor. Yabancı firmalar neden ilaç versin? Doktor dertli, hasta dertli, eczaneler dertli. Yabancı firmalar o ilacı bakanlığın verdiği kur üzerinden verdi diyelim, bu sefer de ilaç pahalı… Sistem-sizlik uyuz ediyor kardeşim!

Yeni Marmara Gazetesi İmtiyaz sahipleri Sayın Orhan Efe ve Sayın Mustafa Efe’ye teşekkür ediyorum. Hem gazetelerini, hem de On Medya ekranlarını bana açtılar. Haftada bir On ’da Son Nokta adı altında program yapıyorum, bir ara ikiye çıkmıştı programlar. Sonra yaz tatili, sıcaklar, seçim sonrası psikolojik ortamı derken bir programa inmişti. Şimdi yine iki program yapıyorum. Allah sağlık versin, Ekim ayından itibaren program sayısını üçe, gerekirse dörde çıkarmayı da düşünüyoruz.

İyi oluyor bu programlar. Toplumun birçok kesimi derdini anlatabiliyor. Sendikalar, Odalar, Meslek Grupları, Sektörel temsilciler ve fırsat buldukça da siyasileri bu programda ağırlıyorum. Ülkenin, bu güzel şehrin birikmiş sorunları, sıkıntıları, açmazları, ikilemleri, çözüm önerileri böylece On Medya ekranlarında ortaya konmuş oluyor…

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şube Başkanı Sayın İrfan Açık’ı da 19 Ocak 2023’ten sonra 19 Eylül 2023’te bir kez daha ağırladım. Sağlık Sisteminin Temel Sorunları ve Yanlış Sağlık Modellerinin desteklenmesi konusunda değişen bir şey yoktu. Değişen sadece, Sağlıkta şiddetin fazlalaşması, ekonomik ve sosyal yönden sağlık emekçilerinin daha da geriye itilmesi, Sosyal Güvenlik Kurumu açığının 50 Milyardan 120 Milyara çıkması vardı. Bir de, daha fazla doktor, hemşire ve sağlık çalışanının yurt dışına gitme çabasının artması çıktı ortaya… SES Şube Başkanı İrfan Açık uyardı; “İddia ediyorum, sosyal ve ekonomik sorunlar çözülmezse, hastane sisteminde kamuya dönülmezse, devlet hastaneleri desteklenmez, sağlık çalışanlarına sahip çıkılmazsa, bir iki yıl içinde yoğun bakımda ve ameliyathanede görevli doktor ve hemşire kalmayacak” dedi.

Sadece bunu söylemedi Sayın Açık, Bursa’da kimsenin henüz bilmediği, farkına varmadığı ya da gizlemeye çalıştığı, ‘Uyuz’ hastalığı salgınından bahsetti. Kamu Hastanelerinin Cildiye Servislerinin dolup taştığını, eczanelerde uyuz ilaç ve solüsyonlarının bulunmadığını vurguladı. Bir de deney yaptığını açıkladı İrfan Açık. Sağlık Bakanlığının randevu telefonu 182’yi aramış. Uyuz Hastalığı adına Cildiye servisinden randevu almak istemiş. 15 gün sonraya randevu vermişler…

Uyuz bu, akarlarla bulaşıyor. Sanıldığının aksine hayvanlardan değil, insandan insana ve çok çabuk geçiyor. Bulaşıcı, kaşındırıcı, tiksindirici, lanet bir hastalık. Topluma yayılıyor… Bursa İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz’a çağrıda bulundu İrfan Açık… Ama çağrısı şimdilik havada kaldı. Programın ertesi günü Yavuzyılmaz görevden alındı veya istifa etti,  (Perde arkası merak uyandırıcı!) yerine Dr. Orkun Yıldırım atandı… Bursa’da yayılan, insandan insana sıçrayan Uyuz Hastalığı konusunda bir önlem alınır mı, ilaçları bulunur, randevu sistemi düzenlenir mi, yoksa benden önceki müdürün göreviydi bana ne mi denir, ya da ciddi ve sorumlu bir açıklama yapılır mı, bilemiyoruz…

Türkiye geçtiğimiz hafta genç ve çocuk yaştaki hastalarına hayvanlara verilen ketamin ilacı vererek, halüsinasyonlar görmelerini sağlayan Psikiyatr Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu’nu konuştu. Bu ilacı alan çocuk ve gençler, telkin gücünün de etkisiyle, halüsinasyonlar görüp, aile içi cinsel tacize uğradıklarını iddia ediyorlardı. Yüzlerce aileyi yok eden, yuvayı dağıtan, anne ve babaların hapse girmesine neden olan Prof. Kâbus gündemimizi epey meşgul etti ve etmeye de devam edecek gibi görünüyor…

Bursa’da da görevi suiistimal var mıydı? İlacın bulunmadığı, hastanelerin denetlenmediği, sağlık sisteminin kaderine terk edildiği bu günlerde, Bursa her şeye rağmen sağlıkta şanslı bir şehir miydi? Bunu da sordum İrfan Açık’a… O Bursa İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz’a çağrıda bulundu ama umarım cevabını yeni Sağlık İl Müdürü Dr. Orkun Yıldırım verir…

Kamu Hastanelerinin ortopedi ve fizik branşlarından kötü kokular geldiğini bildiren SES Bursa Şube Başkanı İrfan Açık, “Eklem, diz, sırt, omuz ağrısı için doktora gidiyorsunuz. Bazı hekimler size bir ilaç yazıyorlar. Bunu doktorların söylediği eczaneden 800-900 lira vererek alıyorsunuz. Bu arada nedense kredi kartı ile değil peşin para ile alma zorunluluğunuz var. Dijital iz bırakmak istemiyorlar sanırım. İlaç size o an için iyi geliyor ama araştırdım, bir yıl sonra, birkaç ay sonra sürekli o ilaçtan almak zorunda kalabiliyorsunuz. Allah aşkına, aynı gün 200 hastaya birden aynı ilaç verilir mi? Bu konuda iyi niyet aramıyorum. Burada birileri bir ilaç üzerinden para kazanırken, hastalar riske atılıyor. İl Sağlık müdürlüğünün inceleme yapmasını istiyorum” dedi.

Bu hangi ilaç, nerede üretiliyor, hangi doktorlar, hangi eczaneler iş birliği içinde, bunu Sağlık İl Müdürlüğüne bıraktı İrfan Açık. Israrla sordum, cevap vermedi. “Araştırılmasını istiyorum, araştırılsın, hepsi ortaya çıkacaktır” demekle yetindi…

Protokol çerçevesinde verilen birçok ilaç ve iğne var. Kimisini hastalar medical firmaları ve eczanelerden para ile almak zorunda kalıyor. Ancak İrfan Açık’ın kastettiği ilaç, el altından satılan, birilerine para kazandıran, yan etkisi bol ve bağımlılık yapan bir iğne olarak dikkat çekiyor. Kredi kartı kabul edilmemesi ayrıca şüphe uyandırıyor. Kısaca sağlık, tıpkı eğitim gibi Bursa’da da SOS veriyor…

Yazının başında da dediğim gibi; Akarlar yapıyor her şeyi… Gözle görünmeyecek kadar küçük, minik böcekler, sinekler aslında. Derinin üst katmanına sızdılar mı, çaresi yok, kaşınıyorsun. Kızarıyor, yara oluyor. Akarlar insanı seviyor. Üst katman deri altında çok mutlu oluyor. Orada çiftleşiyor-ürüyor, besleniyor, aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar yiyor, içiyor, dışkılıyor. Minicik, küçücük, zararsız sanıyorsun, öyle değil işte! Büyüyor, irileşiyor, deriye, kana karışıyor, vücudu sarıyor, önlenemez bir oburlukla insanı tüketiyor. İnsandan insana atlıyor, salgın oluyor. Büyük çürüme böyle başlıyor. Asalakça sarıyor bedeni, toplumu, hayatı…

Bakalım düzelecek mi ya da son yıllarda alıştırmaya çalıştıkları gibi, yapanın yanına kâr olarak mı kalacak? Sorular ve sorunlar çok. Yanıtları verecek, sorunları çözecek yetişmiş insan aranıyor… Ne demiş Kanuni, “”Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi”…

Olmadı, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM