CEMAL KIRGIZ YAZDI; “HANGİ KASABA, HANGİ ŞEHİR BULUŞTURUR BİZİ?”

CEMAL KIRGIZ YAZDI; “HANGİ KASABA, HANGİ ŞEHİR BULUŞTURUR BİZİ?”

Kierkegaard, “Hayat ileriye dönük yaşanır geriye dönük anlaşılır” demiş… Gemlik’te yaşarken, Atatürk Kordonu, Balıkpazarı Mahallesi, Halitpaşa Mahallesi, İskele Meydanı, Cumhuriyet Mahallesi  veya İstiklal Caddesinde yürürken, ya da ne bileyim, Kumla’da, Narlı’da çiseleyen yağmurda ıslanmayı, temiz havalarda denizden gelen iyot kokusunu içime çekmekten keyif alırken, başımda kavak yelleri beynimde on bin düşünce ile avareliği çok severdim.

Şimdi aynı avareliği Bursa’da yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Setbaşı, Heykel, İnönü Caddesi, Atatürk Caddesi, Kent Meydanı, Merinos Parkı farketmiyor. Kasabalar aynı, şehirler aynı, insanlar aynı. Benim düşlerim, benim düşüncelerim, benim hayallerim aynı. Gemlik’te oturduğum evlerden birisinde en sevdiğim şey, balkonuna çıkıp; apartmanları, site görünümlü modern yapıları, iki üç katlı başka binaları, sinek avlayan dükkanları, cami minarelerini ve evlerin çatılarını seyretmekti. Yağmurda farklı, güneşli havada farklı duygular uyandırırdı. Buna karşın Gemlik konusundaki tespitim hep netti. “Gemlik sürekli yürüyormuş gibi görünen ama yerinde sayan ve yerinde saymayı da ısrarla benimseyen bir kasabaydı”…

Bursa öyle değil. Tarihle modernizm, sanatla dinanizmin, yeşille betonizmin, tarımla sanayinin, eğitimle cahilliğin, turizmle rantın, denizle havanın, hava ile kirliliğin, umutla umutsuzluğun, hayallerle mutsuzluğun, düşlerle karabasanın bir arada buluştuğu büyük bir şehir Bursa. Sürekli yürüyormuş gibi görünüp, yerinde sayan bir şehir değil Bursa. Bursa, koşan bir şehir…

Koşan da yetmez, maraton şehir Bursa…

Yıllar önce bir dergi de okumuştum. “Şehirler beklenenden çok daha erken değiştiği zaman insanların ruhları inciniyor, elbette bunu anlıyorum ama şehirler değişir. Değişmesinden korkmamak lazım” demişti, röportajı veren bir akademisyen…

Batılı tarzda, evrensel bir tespitti. Gerçekte öyle mi peki?

Savaşlar, depremler, işsizlik, emperyalist projelerin hükümetlere dikte edilmesi, değişen Büyükşehir Yasasının ve olmayan tarım politikalarının köylüyü, üreticiyi mahvetmesi. Emeklilerin durumu, emekçinin açlık sınırı altında olan asgari ücretle bitmeyen sınavı…  Buna karşın şehirlerin ışıklı, cazibesi bol, imkanı geniş, hiperaktif duruşu…

Korkmamak elde mi?

Saadet Partisi Bursa İl Teşkilatı, son yıllarda görmeye alışık olmadığımız, müthiş bir organizasyona imza attı. “Yerel sorunlara Yerinde Çözümler” başlığı altında, “Ortak Akıl Güçlü Şehir” Çalıştayı düzenledi. Şehircilik ve Bursa ile İlçelerinin geleceğini yakından ilgilendiren konularda, onlarca insan büyük bir emek vererek, raporlar hazırladı. Çalıştayı önemli kılan bir başka özelliği de, Çalıştay’a davet edilen ve istişarede bulunulan isimlerin partililerden oluşmamasıydı. Akademisyenler, psikologlar, oda başkanları, muhtarlar, gazeteciler, sivil toplum örgütü yöneticileri, farklı siyasi partilerden değerli isimler, Kent Konseylerinin yetkilileri, hukukçular,  eğitimciler, öğrenciler, emlakçılar, müteahhitler, işsizler, yalnız yaşayanlar, mutlular, mutsuzlar, düşünce kulübü başkanı ve birçok isim bu Çalıştay’da yer aldılar…

Altı önemli konu başlığı altında, 12’şer kişilik konunun uzmanlarından oluşan isimler, istişarede bulunup, sorunların tespiti veçözümleri konusunda detaylı rapor hazırladı. “Yalnızlık Masası”, “Altyapı Masası”, “Trafik Masası”, “Konut Masası”, “Kırsal Masası” ve “Eğitim Masası” başlığı altında oluşturulan gruplar, önemli konuları detayları ile ele aldılar.

Saadet Partisi Bursa İl Başkan Yardımcısı Sayın Ahmet Vakkas Yıldız’ın teklifi ve önerisiyle ben Kentsel Dönüşüm Uzmanı Sayın Hamza Aygün’ün başkanlığını yaptığı Konut Masasında yer aldım. Masada değerli isimler ile birlikte fikir alış verişinde bulunduk. Ahmet Vakkas Yıldız ve Hamza Aygün’ün yanı sıra Kumla Muhtarı Kazım Ata, Düşünce Kulübü Yayın Kurulu Başkanı İlyas Kavçan, İnşaat Mühendisi Ersen Ilıcalı, Emlak Danışmanı Gökhan Kalebeli, Avukat Selman Gümüş, Site Yöneticisi Mehmet Özgür Yavaş, Öğrenci Melih Aygün, Kiracı Tuncel Kınık, Emekli Yusuf Geliş ve yalnız yaşayan bireyleri temsilen Mehmet Faris Ezel Konut Masasının diğer üyeleri oldular…

İnşaat Mühendisi değilim (Ersen Ilıcalı müthiş hazırlanmış, bilgileri lokomotifimiz oldu), Avukat veya Hukukçu değilim (Avukat Selman Gümüş özellikle kiracı ev sahibi anlaşmazlıkları konusunda harika bilgiler sundu) Felsefeci değilim (Düşünce Kulübü Yayın Kurulu Başkanı İlyas Kavcan, zihin açıcı, entelektüel fikirleri ile masadan çıkan raporun doyurucu olmasını sağladı) buna karşın kendimi bildim bileli okuyan, düşünen bir gazeteci olarak masa da absürd kalmadığımı düşündüm. Bir başka avantajım da, bir zamanlar ev sahibi olsam da, müzmin kiracı olarak çektiğim çileleri aktarmada sıkıntı yaşamamam oldu. Ayrıca Allah Başka dert vermesin diye dua ettiğimiz Emekliler grubuna da mensuptum. Emlak Danışmanı da olmasam da, piyasayı takip eden, ev alıp satan birisiydim. Yine kendimi ömür boyu öğrenci gördüğüm gibi, yalnız yaşamanın zorluklarını, güzelliklerini de epey tatmış bir gazeteciydim. Yani, masa tam bana göreydi ve hiç yabancılık çekmedim…

Saadet Partisi Bursa İl Başkanı Hamza Gürsel ve kurmayları detaylı çalışmışlar. Yalnızlık Masası uzmanlardan oluşmuştu. Gazeteci Yazar Ağabeyim Yüksel Baysal’da bu masada yer alıyordu. Boşanmaların artması, bağımlılığın orta okul çağına kadar ilerlemesi, savaşlar, depremler nedeniyle oluşan göçler, ekonomik zorluklar, işsizlik, hayal kuramama, bunalımlar, yaşamdan soğuma, psikolojik sorunlar bu masada yer alan uzman isimler tarafından değerlendirildi. Yalnızlık Masası Başkanı Sözcüsü Prof. Dr. Abdullah Işıklar’ın dediği gibi “Masadan iç açıcı “ bir rapor çıkmadı…

Ne de olsa burası Türkiye… Bursa’da en önemli parçalarından birisi…

Alt Yapı Masası Sözcüsü Doç. Dr. Salih Kalaycı, renkli bir sunum gerçekleştirdi. Alt yapısız büyüyen ve genişleyen, alt yapısı hesaba katılmadan sanayileşen kentlerin yaşadığı sıkıntıları renkli üslubuyla bizlere aktardı. Trafik Masasında ki, Bursa’nın en önemli sorunlarının başında trafik sorunu gelmekte, masa sözcüsü Doç. Dr. Harun Kılıçarslan’a kulak vermek gerekir diye düşünüyorum. Kırsal masasında ise sözcülüğü Bursa Ziraat Odası Başkanı Fevzi Çakmak yaptı. Tarım politikamız yok ve Büyükşehir Yasası Bursa ve çevre köylerinde özellikle üreticileri bitirmiş durumda. Çakmak, bunun altını çizerken, köylüye, üreticiye, destek çağrısını yineledi. Bir de ekleme yaptı Çakmak, “Aman, raporlarınızda şehirden köye sanayileşme istemeyin” diye… Bursa sanayiye doymuştu. Dolayısıyla, geçmişin birikimi göçlere de. Topraklarını korumakta zorlanan köylüler ise bölgelerine fabrikalar falan istemiyordu. Eğitim Masası Sözcüsü Eğitimci Şaban Dağcı’da geniş bir rapor hazırladı. Bu masada, Memur Sen Bursa İl Temsilcisi Ramazan Acar ile birlikte çok sayıda üst düzey eğitimcinin de yer aldığını yazabilirim… Bursa Kent Konsayi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy’da, Alt Yapı Masasında değerli görüşlerini aktaran bir başka isimdi.

Gelelim Bizim Konut Masasına… Elimde güzel bir kitap var. Kentsel dönüşüm Uzmanı ve bizim masanın sözcüsü Hamza Aygün’ün yazmış olduğu “Kentsel Dönüşüm ve Süreç Yönetimi” isimli kitap… Kentsel Dönüşüm nerelerde ve nasıl yapılır sorusuna net yanıt veren, hukuki süreçlere, anlaşmazlıklara yol gösteren, Gemlik gibi deprem riski yüksek şehirlerde, sağlıklı kentsel dönüşümün ip uçlarını veren güzel bir eser. Konut Masasının raporunda da feyz aldığımız bir kitap oldu. Bu arada yeri gelmişken ifade etmek istiyorum, Büyükşehir Belediyesi, Osmangazi, Nilüfer Belediyeleri de kentsel dönüşüm konularında önemli çalışmalar yapıyor ama Yıldırım Belediyesi’nin bu konuda çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Finansman, ikna boyutu, alternatif rezerv alanların üretimi konularında Oktay Yılmaz Başkanlığındaki Yıldırım Belediyesi’nin başarıları takdir edilmelidir. En azından örnek alınabilir…

Alo Gemlik Belediyesi duy sesimi-zi!

Masamızın emeklisi, emekçisi boldu. Bu nedenle rapor hazırlanırken, Bursa’da Konut Krizinin büyük göçler nedeniyle değil, yanlış ekonomik politikalarla olduğu sonucu ortaya çıktı. Çünkü Bursa, son 10 yıl da kayıt altına alınmış, çok büyük göçler almıyordu. Ancak TÜİK rakamlarına göre bu sayı azdı. Konuşulduğunda, özellikle Suriye’den kayıt dışı büyük göçler olduğu ifade ediliyordu. Buna, henüz tam rakamlarına ulaşılmamış Kahramanmaraş Depremleri nedeniyle Bursa’ya Göç olgusunu da ekleyebiliriz. Buna karşın, asgari ücretin 22 bin lirada, açlık sınırının 26 bin lira da, emekli maaşının ortalamasının 20 bin lirada olduğu bir ülkede, barınma gibi en temel insan ihtiyacının risk altında olduğu gerçeği rapora kaydedildi. Avukat Selman Gümüş, 30 bine yakın kira hukuku konusunda davalık dosyanın olduğunu vurguladı.

Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kurmaylarının umurunda mı veya bundan sonra dikkate alırlar mı bilinmez. Çalıştay aralarında internetten gün boyu beklenen Cumhurbaşkanı açıklamalarına baktım, orada emekli, emekçi, konut yani barınma sorunu, emekliye, asgari ücretliye seyyanen zam gibi konular görüşülmüyordu. Emperyalistlerin tam da dediği gibi, Osmanlı Tipi Arap, Türk, Kürt eksenli yönetim hayali kuruluyordu. Oysa, gıda, barınma ve üreme insanlığın en büyük temel ihtiyacı iken, bu iktidar bunların hepsini bitirip, tüketip, ülkeyi 150 yıl geriye götürmekteydi. Yani, “Halk yesin birbirini, kalan sağlar, en azında sandıkta bizimdir” meselesi, barınmanın, açlığın, üremenin önündeydi.

Her neyse, yazdıkça yazasım geliyor… Buraya kadar okuyan, beni idare etsin. Bundan sonrasına da devam etsin… Unutmayın ki, hepimiz kendi şehrimizi anlatırken, aslında kendimizi anlatırız. Şehirler de canlıdır. Can çekişmeden, sağlıklı yaşaması hepimizin en önemli görevidir… Bursa, Gemlik ve diğerleri can çekişmesin diye kalem oynatıyoruz…

Kentsel Dönüşüm Uzmanı Hamza Aygün, Konut Masasından çıkan sonucu, uzun uzun anlattı. Ben de özetlemek istiyorum…

“Türkiye genelindeki tüm illerde 1/100.000’lik planların birlikte değerlendirilebileceği merkezi yönetim öncülüğü başlatılması önerilmelidir. Bu sayede göçün zararlı etkileri minimuma indirilebilir.

Kentsel dönüşümün rantsal dönüşüm olarak değil de şehrimizin tekrar yapılanması için bir fırsat olduğunu görerek Bursa için master plan yapılmalı ve bu sayede konut krizinin uzun vadede çözülmesi sağlanabilir.

Özellikle Kobilerin desteklenmesi ve güçlendirilmesiyle istihdamın arttırılması ile ülke ekonomisi güçlendirilerek göç ve sonrasındaki etkilerinin azaltılması sağlanabilir.

Özellikle savaş nedeniyle oluşan göçün kaynağında engellenmesi için güçlü, akılcı ve barışçı bir dış politika uygulanmadır.

Ülke gereksinimlerinin de dikkate alındığı bir eğitim politikası uygulanarak istihdam planlaması ile göçün azaltılması sağlanabilir.

Gecekondu ve kaçak yapıların önüne geçilecek ciddi ve sürdürülebilir kanuni düzenlemelerle ve özellikle imar barışı gibi bunları adeta teşvik eden yanlış uygulamaların sonlandırılması dirençli ve sağlıklı şehirleşme modeli uygulanmalıdır.

Ev sahibi kiracı arasındaki hukuki ilişkilerinin ve bunla bağlantılı adli vakalarının azalması amacıyla ciddi kanuni düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu hususa ilişkin somut örnekler getirmek açısından; tahliye taahhütnamelerinin kiracıların el yazısı ve imzası ile adi şekilde alınması veyahut noter huzurunda düzenleme veya onaylama suretiyle alınması şekil şartı getirilebilir, kira sözleşmelerine dair uzama süresinin 10 yıl yerine 5 yıla düşürülmesi şeklinde ve kira tespit davalarının 5 yıl yerine 3 yılda bir açılabileceğine dair düzenlemeler getirilebilir”…

Yazının başına dönelim… Kierkegaard, “Hayat ileriye dönük yaşanır geriye dönük anlaşılır” demiş… Saadet Partisi Bursa İl Başkanı Hamza Gürsel, Bursa’nın tüm sorunlarını kapsayan konuşmasında, “Geçmişte veya yakın zamanda birileri bu konulara, bu sorunlara çözüm arasaydı, biz bugün bu Çalıştay’ı yapmazdık. Daha önce yapılmadığı için Bu Çalıştay’ı yapıyoruz. Bundan sonra da Bursa konusundaki önemli konularda Çalıştay’larımız devam edecektir” dedi…

İleriye dönük yaşarken, planlama yapıp, öngörüler, raporlar hazırlanırken, geçmişin hatalarına vurgu yaptı Başkan Hamza Gürsel…

Çalıştay’da hazırlanan raporların; siyasi partilere, yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine, akademisyenlere verileceği açıklandı. Umarım okuyan, kafa yoran, çözüme katkı sunmak için elini taşın altına koyanlar çıkar…

Saadet Partisi Bursa İl Başkanı Hamza Gürsel’i, İl Başkan Yardımcısı Ahmet Vakkas Yıldız’ı, Çalıştay’a gelme nizaketini gösteren Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Fatih Akdağoğlu’nu, Parti İl Müfettişi Fikret Vardar’ı, Moderatör Mehmet Harputluoğlu’nu ve İl yönetimini kutluyorum.

Çalıştay sonunda verilen katılım belgesi ve Milli Görüş’ün merhum ve efsane Lideri Necmettin Erbakan’ın “Davam” isimli kitabı için de ayrıca teşekkür ediyorum. Kitabı daha önce okusam da, bu Çalıştay Hatırası olarak kütüphanemin en güzel yerinde kalacaktır diye söz veriyorum.

Yine gelelim, bu sefer  yazımın başlığına;

“Hangi Kasaba, Hangi Şehir Buluşturur Bizi?”

Saadet Partisi, önce Gemlik’te sonra Bursa’da buluşturdu bizi…

Başka Gemlik’te, Başka Bursa’da yok zaten… Başka Türkiye olmadığı gibi…

Sahip çıkmak herkesin boynunun borcu…

Saygılarımla…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM