Alman Filozof
Friedrich Nietzsche’nin o meşhur Tanrı Öldü sözünü AYM başkanın 63.kuruluş yıldönümü konuşmasında Kurandan yaptığı alıntı sonrası bir daha düşündüm …
Başkan; ”Bir gün mutlaka mizan kurulacak bütün defterler dürülecek, hesabı bizden sorulacaktır. Hal böyle olunca o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim “
diyerek hayır Tanrı ölmedi demek istedi…
Friedrich Nietzsche; Tanrı öldü!
Tanrı’dan geriye bir ceset kaldı!
Ve onu biz öldürdük! demekle şunu demek istiyordu …
Onun iddiası Tanrının insanlar tarafından yaratılmış olduğudur. Eğer durum bu ise, Tanrı’nın var olduğuna inanmak için iyi bir sebep kalmadığında, Tanrı “ölür” demekte …
Benim ise buradaki anlatmak istediğim Nietzsche’nin dediğinden çok farklı .
TANRIYI ÖLDÜRMEK İSTEYENLER KİMLER OLABİLİR?
Tanrının ölümü ifadesi sadece metaforik tir.
Yani simgesel bir anlatım ve söz sanatıdır.
Çünkü Tanrı ölümlü değildir …
Bu yüzden Tanrı ölmez.
Buradaki ölüm ontolojik bir mesele de değildir…
Bu ölüm ,Tanrının ve onun sözünün dindar üzerinde hiçbir tesirinin ve gücünün kalmaması anlamındadır .
Benim eleştirim partili dindar kesim ve içinde din adamı dahil çeşit meslekten olanlara …
Dindar gözüküyorlar …
Dikkat ederseniz Tanrıyı öldürmek isteyenler Ateistler/Tanrı tanımazlar olamaz.
Onlar zaten Tanrıya inanmadıkları için yargı gününe de inanmıyorlar …
Dolayısı ile Anayasa mahkemesi başkanının ikazı Tanrı tanımazlara olamaz …
Sadece yargı camiasına da olamaz…
O zaman bu ikaz inandım diyen, ama inanmamış gibi adaletsizlik yapan, ona destek veren her kesimdir .
Ben bu kitleye oportünist Müslüman derim.
Bunlar ritüel dindarıdır…(gösterişli dindarlık)
Hiçbir ahlaki değeri ve ilkeleri yoktur.
Sadece sınıf çıkarları vardır.
Makam ve servet kaparlar…
Din onlar için sadece retorik üzerinden edebiyat yapmak, güzel konuşmak dindarlık gösterisi ile Show yapma aracıdır …
Sadece güce taparlar .
Tanrıyı öldüren, Tanrıya inanmış gibi yapan fakat Tanrıya inanmamış gibi yaşayıp her kötülüğü yapan, zulmü onaylayan oportünist Müslümandır .
Bu kitle hem Tanrıyı hem onun mesajını(vahiy) öldürüyor …
Çünkü ne Tanrı nede mesajı(vahiy) oportünist Müslüman üzerinde hiç bir tesiri bulunmuyor …
Camide ayeti okur geçer.
Ezberi tekrar eder…
Fakat o ayet onda zerre kadar bir tesir yaratmaz, onu korkutmaz, düşündürmez .
“Zalim, intikamcı her kötülüğü yapıyor ama hiç olmazsa bizden namaz kılıyor ” der …
Bunu iman etmiş gibi görünerek ama inanmamış gibi eylemde bulunarak yapıyor .
Geçmişte kendine yapılan kötülüğü lanetleyip şimdi aynı kötülük ötekine yapıldığında koşulsuz destekleyebiliyor …
Mutlu oluyor …
Rahatlıkla adaletsizlik yapıyor …
Allah’ın apaçık ayeti ona hiçbir şey anlatmıyor…
Maide 8: SİZ EY imana ermiş olanlar! İnsaf ile hakikate şahitlik yaparak Allah’a bağlılığınızda sıkı durun; ve herhangi bir kimseye ¹⁹ karşı nefretiniz, sizi adaletten sapma günahına itmesin. Adil olun: bu, Allah’a karşı sorumluluk bilinci duymaya en yakın olan (davranış)tır. Ve Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun: şüphe yok ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
*** *** ***
ÖLÜM VE İNSAN
Öleceğini bilen tek canlı insandır .
Buna rağmen inanılmaz kötülükler yapıyor …
Hırsı aklının çok önünde…
Servet ,makam , imtiyazlı unvanlar peşinde …
Eline sınırsız güç geçti mi eziyor, yok ediyor.
ÜNVANLAR TANRISAL BİR GÜÇ VERİYOR ÖLÜMLÜ İNSANA VE TANRIYI TANIMIYOR …
İki dudağının arasından çıkacak bir söz ölüm kadar korkutuyor diğer ölümlüyü …
Ölümlünün hayatı, başka bir ölümlünün iki dudağı arasından çıkacak buyrukla, bir emirle altüst olabiliyor …
Tanrının sözü ,iman ettim diyen politika yapıcısı üzerinde ,imar rantına bulaşanda , mafyayı var eden onu koruyan kollayan bürokratta , kıyıların yağmalayanda , adalet dağıtması gereken yetkilide ve bu kötülükleri koşulsuz destekleyen dindar seçmen üzerinde hiç bir etki ve tesir yaratmıyorsa Tanrı ölmüştür
Çünkü Tanrı ölünce …
Bu dindar için her şey serbest oluyor …
İftira atıyor , rakibini karalıyor, suç yaratıyor, elinin altındaki kitle ikna araçları olan basını televizyonu rahatlıkla yalan haber için kullanıyor .O haberler için özel gazete ve televizyonları fonluyor ,yazarları akademisyenleri maaşa bağlıyor .
Çünkü Tanrıyı öldürmüştür zannınca …
Artık ona dur diyecek metafizik güç kalmamıştır zannınca …
DİN NEDEN VAR?
Din neden var sorusu DİN felsefesinin ilgilendiği alan …
Varlıklar kategorisinde varlık sübjektif ve objektif var olanlar diye ikiye ayrılır…
Sübjektif var olan varlık varlığı insana bağlı olan varlıktır.
Örneğin din, hukuk, ahlak, politika subjektif var olandır.
Bunlar insan olduğu için vardır .
İnsan ise objektif var olandır .Varlığı dine bağlı değildir .
Sübjektif var olan olarak din, insanın bir ihtiyacını karşılamak zorundadır…
Eğer karşılamıyorsa İhtiyacını ne karşılıyorsa insan ona yönelir…
Özetle din insan içindir insan din için değildir …
Müslümanlar Kuranı asırlardır titizlikle korumakta .
Odamızın en yüksek yerine asarak öpüp başımıza koyduğumuz ,tuvalete onunla asla girmediğimiz ,kutsal kitabımıza yapılan çirkin yakma olaylarına çok büyük tepki gösterdiğimiz, uğruna savaştığımız, ölümü göze aldığımız Kuranın pratik hayatta, gücü eline geçiren de, makam, unvan ve iktidarlar üzerinde hiçbir somut, işlevsel ve dinamik bir faydası ve etkisinin olmadığını görüyoruz.
Özetle din bu alanda hiçbir şey veremiyor. Anlatamıyor.
SONUÇ YERİNE ;
Ülkemin tamamen insan merkezli problemlerini , ekonomik ve siyasi krizlerini ,her gün tanık olunan ve çok saygın hukukçuların şikayetleri olarak tarihe geçen AHİM VE AYM kararlarının hiçe sayılması dahil ciddi hukuk ihlallerinin nedenlerini , ortaya çıkan çok ciddi travmaları, perişan olan aileleri, KHK lı mağdurlarını düşündüğümüzde şu sonucun çıkması kaçınılmaz.
Metaforik olarak Tanrı öldü …
Onun vicdanlarda hiç bir etkisive gücü yok.
NOT;2022 yılı Dünya İslamilik Endeksi Sonuçları ve İncelenmesi elimizde ve Türkiye 100 sırada…
İlk sırada kutsal kitapları Kuran olmayan ülkeler var …
1-Danimarka 8.87
2-İrlanda 8.83
3-Hollanda 8.78
4-İsveç 8.74
5-İzlanda 8.72
6-İsviçre 8.69
7-Norveç 8.67
8-Finlandiya 8.66
9-Yeni Zelanda 8.64
10-Almanya 8.64
100-Türkiye 3.73