Abidin Uyar Yazdı; “Hukuk yok, peki akıl ? Mümtazer Türköne…”

Abidin Uyar Yazdı; “Hukuk yok, peki akıl ? Mümtazer Türköne…”

Public servant…
Türkçe karşılığı kamu hizmetçisi demek .
Prof.  Mümtazer Türköne hoca çok anlamlı sorular sorduğu ve cevaplarını verdiği bir video paylaştı…
1Kamu kuruluşunda çalışanlar, kamu yetkisi kullananlar neden varlar?…
2-Neden o işi yapıyorlar ?
 
3-Varlık sebepleri ne?
 
Bu soruların cevabı bence çok hayati ve çok önemli …    
 
BU SORULARI ANCAK DEVLETLE İŞİMİZ OLDUĞUNDA  SORUYORUZ .
Meşru bir işimiz kamu dairesinde görülmediğinde, masa başındaki görevlinin suratımıza  dahi bakmadan bilgisayarı ile meşgul olması veya kötü muamele gördüğümüzde  kendimize  hakaret edildiğinde bu sorunun cevabını  arıyoruz…  
Örneğin seni mahkemelerde süründüreceğim ifadesi atasözü haline  nasıl  gelmiştir?
Adalet  dağıtması gereken bir yer neden insanı süründürsün ?
 Bizler neden mahkemede sürünelim?
Çünkü bir şeylerden emin değilizdir…
Hukuk vardır ama yorumlayan yetkiliden  emin değilizdir…
Kanun vardır ama uygulayıcıdan emin değilizdir…
Anayasanın 90 maddesine göre uymak zorunda olduğumuz AHİM kararları vardır ama uymuyorum diyen yargıç olabilir …

Anayasa mahkemesi kararları  herkesi bağlar denilebilir ama uygulamıyorum  diyen de çıkabilir …    
 Prof. Mümtazer Türköne hocanın bahsettiği konunun özeti benimde ilave ettiğim şekli ile aşağı yukarı şöyle  …
Toplum içinde birlikte yaşıyoruz ve kurallara ihtiyacımız var…
Bu kurallara  uymak, uymayanları caydırmak gerekli …
Bir takım cezalar söz konusu  olmalı .
Para cezası  veya hapis cezası olacak …
Kurallar bizi bir arada tutuyor …
Ve bunları  bizim adımıza yapacak olan insanlar gerekli ….
Örneğin polis istihdam  ediyoruz .
Ona silah taşıma ve kullanma yetkisi veriyoruz …
Bunun amacı benim güvenliğimi sağlamak , mafyadan bireyi korumak  için kamu adına müdahale etmek ve kötü niyetli insanların  beni tehdit etmesini önlemek ve onları  caydırmak için  görevlendiriyoruz … .
Aynı şekilde trafiğe çıkacak aracımın hem başkalarına hem kendi canıma bir zarar vermemesi için bir takım hız tahditleri, emniyet kemeri zorunluluğu, arabanın fenni muayene zorunluluğu vs. gibi bir çok kurallar koymaktayız …
Daha bir çok ihtiyaçlar  için kamu düzeni sağlamak düşüncesi ile kamu birimleri oluşturuyoruz ve hepsinin varlık sebebi  bizleriz .
Yani kamu hizmetkarı özetle benim için var …
İşte yukarıda da belirttiğimiz bu insanlara  kamu hizmetçisi denilmekte …
Kamu hizmetkarları özetle benim için var  …
Aynı zamanda  ellerin deki  alet edevat,  teknolojik araçları ve bir çok imkanları maaşları dahil  bizler onlara vergilerimizle  sunuyoruz.
Devletin egemenlik hakkı olarak basit bir kağıt parçasından para basma yetkisi verdiğimiz ve bu yetki ile maaşlarımızın ödendiği  alışverişlerin yapıldığı  bir mübadele aracını imal edip, üzerindeki  yazılı değer üzerinden her kesin itimat  ettiği güvendiği ve  asla bu yetkiyi başkasının kullanmasına izin vermediğimiz,  sadece merkez bankasının kullandığı bu imtiyaz  bizim devletimizin varlık nedenini  ortaya çıkarıyor …
 İşte bu imkanları bu insanların doğru kullanıp kullanmadıkların denetlemeleri  içinde  belli zamanlarda  bir siyasi partiyi ve onun liderini seçiyoruz .
Bu kamu hizmetlerini yönetme yetkisini onlara  vermiş oluyoruz …
Bizler adına iktidar olarak bu insanların  bu yetkiyi, bu imkanları ,hukuka  bağlı ve ahlaki olarak kullanıyorlar mı ,kullanmıyorlar mı denetimini yapacak, devleti idare edecek  iktidarları başımıza getiriyoruz …
 İşte asıl problem ve soru iktidarlar acaba bu  kamu hizmetçisi olarak bilinen bu kamu görevlilerinin yaptıklarını denetliyorlar mı?
Hukuka bağlı kalıp adaletli yapıp yapmadıklarını gerçekten kontrol ediyorlar mı?
 
Yoksa iktidarlar bu kamu hizmetkarlarını kedi çıkarları, kendi menfaatleri için mi kullanıyorlar ?
İktidar gücünü  eline geçirenler kamu hizmetçisini  kontrol etme ve denetleme yetkisini  kendi çıkarları için kullandıkları andan itibaren artık bütün dengeler bozuluyor …
Taşlar yerinden oynuyor …
Yolsuzluklar, şikeli ihaleler, imar rantları , hukukun  siyasallaşması, hukukun yargı eli ile ortadan kalkması, hukuk dışı işlemler yapılması ve daha birçok  kamu düzenini bozacak iş ve eylemler iktidarlar eli ile gerçekleşmiş oluyor.
Fakat bir kez iktidara gelindikten sonra artık yapılacak bir şey olmadığı için ortaya bambaşka bir durum çıkıyor .
Çünkü bizim ihtiyaçlarımızı, haklarımızı korumak ve kollamak yerine kendi çıkarlarını kendi menfaatlerini koruyup kolladıkları için kamu adına iş gören  hizmetkarlar her türlü suçu işlemeye başlıyor …
 Çünkü denetlenmiyorlar .
İşte Prof.  Mümtazer Türköne can alıcı bir soru daha soruyor .
Sizin çıkarlarınızı korumakla görevli kamu görevlileri sizin çıkarlarınıza  aykırı  hukuksuz işleri yaparken neden görevlerine hala devam ediyorlar.
Neden hala ellerindeki gücü kullanmaya devam ediyorlar…
Bu nasıl oluyor ?
Bu anlamlı soruda  Mümtazer hocadan.
Diyor ki Kartal kayada akıllar ziyan bir felaket yaşandı …
Ve bu felaket insan eseriydi …
Açıkça şunu söylüyor.
“Bu felaketin en baş sorumlusu kültür ve turizm bakanlığı”…
Bakanlık kendi dışında herkesi suçluyor diyor…
YETKİ VE SORUMLULUK …
Bunlar ikiz kardeş gibidir yetki verdiğiniz adama  sorumluk da verirsiniz diyor ve bu teşkilatlanmanın  tafsilatlı açıklamasını yapıyor …
Ve şu tespiti çok anlamlı ,”gücü elinde bulunduranlar bu tip sorumlukları olan insanları görevden almayı bir zaaf gibi görüyorlar”
Sonuç yerine;

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM