Normal ülkelerde politika problemlere çözüm bulma sanatıdır.
Bizde ise yok tan problem yaratma fikr-i musallatı.
Yağmur Atsız.
2011 yılında yazmış olduğum bir yazıydı.
O günden bu güne değişim sosyolojisi içinde her şey bir şeye dönüşmüştü .
Ancak değişim değildi .
Ülkem 2017 Anayasa değişikliği referandumu ile ve de Gemlik’te M.T Yönetimi ile bambaşka bir şeye dönüşmüştü…
Bu iki dönüşümde çok kötü dönüşümdü.
Birincisinde kuvvetler ayrılığı yok edilmiş
yargı erkinin seçiminde ağırlıklı söz sahibi tek kişi olmuştu.
Gemlik’te benim için milattı …
Deniz ile ilgili hiç bir çocuklu anım kalmamıştı.
Manastır altı sahil yok edilmişti, ağlayan kaya, yeni çarşı yoktu artık .Denizin kayalarla çevrilmesi denizin bir türlü kendini temizleyememesine pisliği karaya vurmasını engelliyordu.
Artık kayıkların, sandalların tamirleri yol üstünde yapılıyordu .
1999 depremin şoku atlatılınca tekrar imar oyunları berbat bir kentleşme ,planlamacılıktan çok uzak gayri bilimsel, estetikten yoksun caddeler, yokuşlar, bayırlar oluşmuştu imara açılan yerlerde .Her taraf betona dönüşmüştü.
DEĞİŞİM İLE DÖNÜŞÜM ÇOK FARKLIDIR…
Fakat ben bir gün bir ihtimal belki bir zihniyet değişirdi düşünmüştüm.
GEMLİK BELEDİYESİ İLE OLAN DAVAMIZ …
Politika yapıcısı eli ile olmayacak bir plan değişikliği yapılmıştı .
Sitemin mülkiyet hakkı olan manzaramız, önümüzde yapılan bloklarla yok edildi . Kıyı kenar çizgisini değişmişlerdi.
2 bloğu denize yaklaştırmak için bunlar yapılmıştı .
Bu anayasal bir suçtu …
Çünkü kıyıların korunması devletin garantisindeydi. Siz bırakın blok oturtmayı istinat duvarı bile yapamazdınız .
Mahkeme önce yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Fakat inşat devam etti .
İç işleri bakanlığına çevre bakanlığına yaptığımız müracaatlar avukatımızla savcılığa yaptığımız suç duyuruları (elimizdeki kayda giren savcılık dilekçe tarih 1.7.2016 sayı 13170) sonuçsuz kaldı.
Blokları yıkmamak için bir kaç kez plan değiştirmişler hepsine iptal davası açmıştık …
Ve son mahkeme kararı …
“BURSA
2. IDARE MAHKEMESI
ESAS NO : 2021/1091
KARAR NO : 2022/1692nceki uygulama imar planı ile belirlenen 10 metrelik
sahil şeridinin ihlal edilerek yapılaşmaya açılması, yaya yolunun geri dönüş kurbu ile
sonlandırılması ve geri dönüş kurbunun planlama tekniklerine uygun olmaması nedeniyle
kıyı mevzuatına, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğine, planlama ilkelerine, şehircilik
esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu” gerekçesine yer verilerek işlemin iptaline karar
verilmiştir.”
Mahkeme planları parselasyon işlemlerini ruhsatları oturma izinlerini iptal etti…
Binalar kaçak konumundaydı …
Ama mahkeme kararına uymadılar…
Suçluları yargılatamadık .
Bu süreci üstadım gazeteci sevgili Muharrem Karabulut’a bir PDF dosyası ile ilettim. Muharrem beyi şükranla her daim anacağım .
Gün geldi belediye hem Gemlik’te ve hem Bursa da başka partiye geçti…
Yeni başkandan randevu alıp gittik son kez(geçen sene site başkanımız Saim Küçükakdere ile ) …
Hukuk adına değişen hiç bir şey olmadı …
Bunları neden yazdım?
Son günlerde ülkemde çok ilginç şeyler oluyordu hukuk adına…
28 Şubatta isyan eden dindar bilinç belki bu gün çok mutlu …
Oysa çok üzücü bir durum…
Ülkemin itibarı gittikçe kayboluyor …
Bu kadarı da olmaz diyebileceğimiz hiçbir şey yok artık .
Peki üste anlattığım olay ile son olayların bağlantısı nedir?
Bağlantı hukuk ihlalinin büyüğü küçüğü olmuyor…
Yani yarım hamilelik nasıl olmuyorsa yarım hukukta olmuyor …
İktidar ve güç odaklı kazanma hırsı gözünü her konuda karartabilir. Ancak ülkeye yapacağı tahribat bağımsız yargı ve seçilmişler eli ile engellenebilirdi …
Bu erkler çok önemliydi yozlaşmaması için ülkece mücadele edilmeliydi…
Çünkü et kokarsa tuzlanır, ama tuz kokarsa tuz kokarsa yapılacak bir şey yoktur .
Tabi işin özü toplumun hak ve adalet talebi ile alakalıdır. Toplum gerçekten adaleti, hukukun üstünlüğünü, iktidarların olası yapacağı çılgınlığı anayasa ipi ile sıkı sıkıya bağlanmasın istiyor mu?
Evet bizim de bir anayasamız var ama anayasa yargısını dinliyor muyuz?
Anayasal devlet olmak ile anayasası olan devlet çok faklıdır .