Abidin Uyar Yazdı; “Diderot Etkisi. Ülkemdeki yönetici sınıfı halkın parasını maalesef böyle harcıyor”

Abidin Uyar Yazdı; “Diderot Etkisi. Ülkemdeki yönetici sınıfı halkın parasını maalesef böyle harcıyor”

Bu yazımda geçen devlet kavramını siz iktidar(lar) olarak okuyun …
Çünkü devlet soyut bir kavramdır …
İktidar ise devleti  sevk ve idare eden güçtür …
Onlar karar alıcılardır …
DEVLET NEDEN AŞIRI VERGİYE İHTİYAÇ DUYAR ?
 
Ve vergileri nereye harcar?
Aşırı savurgan ve obez olmuş devlet vergi ile doymaz …
Devletin yani iktidarların durumu aşağıdaki hikayede saklı …
DİDERONT ETKİSİ 
 18. yüzyılda Fransa’da yaşamış aydınlanma çağı filozoflarından Denis Diderot‘un (1713-1784), çok fazla borcu birikir.
Bunu duyan Rus İmparatoriçesi Katerina, Diderot’un kütüphanesini satın alır, Diderot’ya 25 yıllık maaşını peşin öder ve kütüphaneyi kendisine tekrar hediye eder. Artık Diderot, bütün borçlarından kurtulmuş, rahatlamış ve bir servete sahip olmuştur. Bir gün bir arkadaşı ona kadife bir sabahlık hediye eder. (Bazı rivayetlere göre ise kendisi almıştır.) Filozof sabahlığıyla çalışma masasında şevkle çalışırken, birden bire yeni ve gösterişli sabahlığı ile çalışma masasının hiç uyuşmadığını düşünür. Ve işte her ne olursa, bundan sonra olur. Derhal, çalışma masasını değiştirip harika bir çalışma masası alır. Artık sabahlık ve çalışma masası uyumludur. Fakat o da ne? Yerdeki eski halı, sabahlığına ve çalışma masasına yakışmıyor. Hemen servetine ve kendisine yakışacak bir halı alır. Aynı şekilde; evin koltukları, sandalyeleri, masaları, dolapları, duvar resimleri, duvar halısı, oda süslemeleri Diderot’u rahatsız etmeye başlar ve evin bütün eşyalarını değiştirir. Durumu anlaması fazla zaman almaz. Hırslarından dolayı başladığı noktaya dönmüştür. Bunun üzerine, meşhur eseri “Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık” adlı yazısı ortaya çıkar. Diderot, bu olayların ardından şu meşhur sözleri söyler: “Eski sabahlığımın efendisi iken yenisinin kölesi oldum.” Her satın alma kararının yenisini tetikleyerek başka bir şeyin daha satın alınmasına yol açtığı tüketim çılgınlığına “Diderot Etkisi” denir.
                 ***    ***   ***
Weberin ifadesi ile  devlet cebri şiddet tekeline sahip yegane aygıttır …
Elini cebimize daldırır istediği kadar vergiyi alır …
 Vergi nedir?
 Vergiekonomik birimlerden siyasi cebir altında ve karşılıksız devlete kaynak (para) olarak aktarılmasıdır. Kamu hizmeti yapmak durumunda olan devlet, bunu yaparken mal ve hizmet üretiminde bulunur.
Eğer haber doğru ise ki  yalanlanmadı …
İtibardan tasarruf edemiyoruz…
Nobel ödüllü iktisatçı Milton Friedman: “Enflasyonu ortaya çıkaran şey aşırı hükûmet harcaması ve karşılıksız para basımıdır, başka hiçbir şey değil.”
TOPLUM NE KADAR BİLİNÇLİ İSE  POLİTİKA YAPICISI O KADAR DİKEN ÜSTÜNDEDİR.
Cahil toplumda politika yapıcısı çok rahattır. Çünkü toplumun tüm kötülükleri en kısa zamanda unutacağını (amnesia siyasi unutkanlık)bilir.
Cebine gene kendi parasından bir tutam para koyar. Onun oyunu almayı başarır. Bu emekli maaşı olur, ikramiye olur, erken emeklik olur özet le kısa vadede kısa mutluluk vererek gene düzeni devam ettir.
 Ancak uzun vadede ülke dahada zor duruma düşer .
Sisteminiz yoksa  hukuk işlevsel değilse  iktidarı denetleyecek  aygıtlar  iş görmez hale gelmişse POLİTİKACI halka ait olan parayı en kolay bir şekilde  harcar.
Harcarken ne kaliteye  ne fiyata  dikkat eder. 
DEMOKRATİK ÜLKELEREDE  VERGİLERİN NEREYE HARCANDIĞINI VERGİ MÜKELLEFİ SORAR  …
NEDEN İKİ YAKAMIZ BİR ARAYA GELMİYOR ?
Cevabı çok basit .
 
Devletin aşırı harcamaları verimsiz yatırımlar, gösterişli tüketim çılgınlığı, YOLSUZLUK, hazineye  giren paranın çarçur olmasına sebep olur.  
Mesela  şehir hastanelerinin durumu… 
 
Devlete nasıl yük getirdiği ortadır .
Bu konuda o kadar çok akademik makale var ki …
 
Partili kör bilinç hiç okumaz bilgi sahibi olmak istemez .
 
 
Prof Uğur Emek bu konun uzmanıdır…
 
 
Yine hazine garantili yol köprü hava alanı yapımları …
 
Kapasiteleri çok düşük maliyetlerle arttırılıp yapmak varken devasa  rakamlarla yeni hava alanı yapmak …
                
Bu konuda da sayısız akademik makale var…
 Geçiş garantisi verilen araç sayıları şuana kadar hiç gerçekleşmedi .
 
Yüklenici  firma hiçbir sıkıntıya düşmeden inanılmaz paralar kazandı  …
 
 BU TABLONUN ANLATTIKLARI …   
Üsteki tablo devletin tahakkuk ettirdiği vergiler ve yaptığı tahsilatı gösteriyor .
Tahakkuk eden vergi 2023 yılında 634.bin TL  …
Tahsil edilen 58.bin TL
Maalesef iktidar hem aşırı müsrif hem vergiyi asıl alınması gereken yerden almıyor .
Sebebi belli …
VERGİNİN EN KÖTÜSÜ DOLAYLI  VERGİDİR  …
Bizim türümüzdeki ülkelerde iktidarları enflasyon  ve dolaylı vergiler ihya eder …
Enflasyon zaten başına  başına bir tür vergidir .
 ENFLASYON VERGİSİ KANUNDA ADI OLMAYAN VERGİ TÜRÜDÜR… 
Enflasyon vergisi, hükümetlerin hazine açıklarını kapatmak için kullandığı dolaylı borçlandırma sistemidir. Enflasyon dolaylı vergi olduğu için halk tarafından daha kolay bir şekilde kabul edilebilir.
Hükümetler, kendi borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiğinde para basar.
 Bu şekilde yerli para cinsinden borçlarının reel seviyesini enflasyonla beraber azaltır.
 Bunun karşılığında ise halkın satın alma gücü düşer.
 Böylece halk, satın alma gücünü, hükümetin borçlarına vermiş olur. Bu şekilde de devlete dolaylı bir vergi geliri sağlanır.
Dolaylı vergi de halk zorunlu öder vermem sonra ödeyeceğim diye bir şey olmaz .
Egzoz testinden, fenni muayenelere  harçlara kadar…
Mobil telefonlardan, benzine kadar …
Devlet normal vergiyi al(a)maz dolaylı vergileri salar …
Eğer doğru ise kredi  kartı limitlerinden vergi alacaklarmış?
Vergi teorisi ile tamamen ters …
Mahfi Eğilmezin dediği gibi ;
“Kredi kartı limitinden de kullanılan krediden de vergi alınamaz. Kredi borçtur. Vergi, borçludan değil krediyi veren alacaklıdan alınır. Bilimden uzaklaştıkça feci bir kavram kargaşasının içine giriyoruz.”
BU TOPLUM İBN HALDUN GİBİ BİR DEHAYI TANIMADI…
 Çünkü felsefe  ve sosyoloji  hiç ilgi alanı olmadı .
  İbn-Haldun ticaretin nasıl vahşileştiğini, halkın nasıl sömürüldüğünü, halkın ve hanedanlığın nasıl fakirleştiğini şöyle anlatır.
“malum olsun ki belirtmiş olduğumuz hanedanlıklar ve devlet başlangıçta “BEDEVİ” olur. Bu yüzden refah, adet ve itiyatların mevcut olmaması sebebi ile(mali bakımdan)az olduğundan gelirler ,masrafları fazlasıyla karşılar.
Sonra çok geçmeden hanedanlık ,refah, adet ve itiyat itibariyle hadarilik dinini benimser. Kendisinden önceki hanedanların usulüne göre hareket eder. Hanedanlık mensuplarının ve halkın masrafı çoğalır. Bilhassa sultanın, yakınlarına yaptığı harcama ve bol bol ihsan da bulunması sebebi ile giderler çok büyük meblağa ulaşır.
Zira devleti himaye edenler(ORDU)Ata ve ihsana ,sultan ise masraf yapmaya mecburdur. Bu yüzden vergiler ve resimlerin miktarı arttırılır. Sonra giderler ve ihtiyaçlar ziyadeleşir(…)
Hanedanlığın yakınları ve asabiyet sahipleri ,ülkenin uzak bölgelerinden ve vilayetlerinden vergi malları toplama konusunda acze düşerler. O yüzden vergi gelirleri azalır. Devletin başında bulunan zat çeşitli vergiler ihdas eder. Pazarda bulunan ve şehir kapılarında bulunan sermaye üzerine yeni vergiler konur.(1)
 [1]-PROF Süleymen.Uludağ mukad.Sh.700-701

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM