Abidin Uyar Yazdı; “Ceci n’est pas une pipe ” ‘Bu bir pipo değildir’

Bu resim bir pipo imgesi midir yoksa pipomu dur?
Gerçek pipoyu elinize alabilirsin içine tütün koyup yakabilirsiniz .
Ya resimdeki pipoyu?
Dilsel olarak resimdeki pipoya da elinizdeki pipoya da PİPO demeniz mümkündür.
Ama ikisi aynı şey değildir .
İMGELERİN İHANETİ…
Belçikalı ressam René Magritte tarafından hazırlanan bir seri tablodan biridir.Bu tabloda bir pipo imgesi vardır ve bu imgenin altında Fransızca Ceci n’est pas une pipe (Türkçesi “Bu bir pipo değildir” anlamlı) bir altyazı bulunmaktadır.
Magritte’in bu tabloda ele alıp incelemek ve seyirciyi üzerinde düşünmeye zorlamak istediği ana fikir bir pipo imgesi gösteren resmin, her ne kadar gerçekçi olarak çizilip renklendirilmiş olursa olsun, gerçekten bir pipo olmadığıdır.
Politikacı imgeler üzerinden konuşur ama o imgelerin gerçek hayatta karşılığı yoktur .
Örneğin “burası bir hukuk devletidir” dendiğinde hemen zihnimizde bir imge oluşur.
Türkiye cumhuriyeti “anayasal bir devlettir” dendiğinde zihninizde bir imge belirir.
Peki bu dilsel ifadenin bir karşılığı var mıdır?
Yani dilde ifade ettiğiniz bu imgeler gerçek hayatta neye tekabül eder?
Adalet, adil yargılanma, masumiyet karinesi, her kurumun anayasa mahkemesi kararlarına uyması, hakim teminatı, dilsel olarak zihnimiz de bu pipo gibi olması gereken şeyler olarak dildeki varlığını koruyabilir ama olanın kendisi bu demek değildir.
TARİH DENEN DİSİPLİN BİZE BİR ŞEY ANALATABİLİYORMU?
Bir dönemin kudretli muktedirlerini düşünüyorum .
Nerede onlar ?
Tarih onlardan nasıl söz ediyor ?
Çocukları bile kendilerini utançlarından gizliyor akrabalık bağı çıkmasın diye…
Aristotales bir yerde yanıldı demek istemiyorum lakin insanların hepsi düşünen canlı değil…
Olmadığı için tarih bize ibretlik olayları anlatamıyor .
Aslında anlatıyor da bizler anlamak istemiyoruz .
Sürekli tekerrür ediyor…
Tarihten ibret almıyoruz …
İktidarlar dengeleri o kadar bozmuş ki düzeltilmesi çok zor gibi geliyor .
HUKUK SİYASALAŞIRSA EKONOMİ YERLE BİR OLUR .
Yukarıdaki pipo örneğinde olduğu gibi kavramın dildeki varlığı eğer nesnelerden ayrılmış kendisi ayrı bir varlığa dönüşmüş ise örneğin suçun dildeki varlığı ile gerçekteki varlığı artık aynı şey olmayacaktır .
Suçu isnat edenin ispat yükümlülüğünün olmadığı bir hukuk düzeninde, suçsuzluğunuzun ispatı size kalacaktır.
Korkunç bir durum .
Belki, suçsuz olduğunuz eninde sonunda kanıtlayacaksınız ama yıllarca hapiste kalarak. Ömrünüzden çalınan o yıllar nasıl tazmin edilecek?
Tazminat olarak para o yılları geri getirebilir mi?
BEN SANA HAİN DERİM, OLMADIĞINI SEN İSPAT ET…
Hain kavramının dildeki varlığı ile gerçekteki varlığı ontolojik olarak çok farklı şey olduğundan ”sen hainsin diyen birine, “delilerin çok zayıf hiç biri delil kabul edilemez iddianı ispat et” diyemeyen hukuk sistemi ötekine sen hain olmadığını ispat et diyorsa ortada çok vahim bir durum var demektir.
Bu süreç içinde dildeki “hain” iddiası üzerinden malına mülküne el konabiliyorsa, paranız olsa da el konulmuş olduğu için borcunuzu ödeyemiyorsunuz demektir…
SERMAYE HAREKETİNİN PSİKOLOJİSİ .
İşte böyle düzende sermaye nasıl güvenip yatırım yapar diye çok ciddi bir sorun ortaya çıkmakta .
Yatırım olmazsa işsizlik çözülemez .
Sermaye çok korkaktır.
Güven içinde olmadığını anladığında önce risk(CDS) primi arttar.
Çünkü her an malına mülküne el konulabileceği endişesi taşır.
Hukuk yozlaşırsa müteşebbis bir anda malını mülkünü kaybeder.
HALK DAİMA HAKLIDIR .
Halk;hukuk ,ekonomi,siyaset konularında pragmatik düşünür.
Ondan bilgi sahibi olması,akademik yazılar okuması, okusa da anlaması beklenilemez elbet .
O faydacı kafa ile meselelere bakar…
Ve kendi çıkarlarını koruma refleksi devletten bir adım önündedir…
Halk uzun vadeli çıkarlarının öne çekilmesi ister.
Ve çok haklıdır .
Politikacı bunu bildiği için popülizm denen berbat yola girer .
Oysa devletin yapısı da tıpkı insanın vücudu gibidir .
Bir kez dengeler bozulmaya görsün..
Örneğin ;kan değerleri berbat ,tansiyon tavan yapmış, kalp damarları tıkalı şekeri tavan yapmış bir hastayı iyileştireceksiniz.
Hangi tedaviyi uygulasanız başka bir organ iflas eder…
Köylünün ekonomik durumunu düzeltsen hazineye getireceği yük ile emeklinin işçinin ve diğer sınıfların mali yapısını bozuyorsun.
Emeklin mali yapısını düzeltip maaşına zam yaptığında sigorta primlerine vergilere zam yapıp işçi ve iş verenin köylü ve çiftçinin mali yapısını bozuyorsun.
İşçiye asgari ücrete zam yapsan bu sefer hayatı tam 24 kalemde duman ediyorsun (aşağıda bunun açıklamasını yapıyorum…
Halk dediğim gibi pragmatiktir.
Ve çok haklıdır
Kendi çıkarını kim gerçekleştirse ona oy verir.
*Kaçak yaptığı yapıya imar affı ister.
*İsterse fay hattı geçesin bir an önce toprağına çok katlı imar izni verilmesini ister.
*Çok haklı olarak emekli maaşım en yüksek seviyeye gelsin der.Devlet bu parayı nerden bulursa bulsun isterse maaşım üç ay sonra eriyip yok olsun ama maaşım artsın der .Ve çok haklıdır .
Çünkü devlet inanılmaz çılgın harcamalara para bulur, iş emekli maaşıma gelince mi parayı bulamayacak diye düşünür .
*Köylü ürünüm ülkeye maliyeti neye mal olursa olsun en yüksek taban
fiyatı ile alınsın sonra isterse çöpe atılsın der.Ve çok haklıdır .Çünkü devletin irrasyonel harcamalarını görür.
Makam arabaları, uçaklarla seyahatler, şatafatlı yaşamlar inanılmaz maaşlara bakar .
*Çalışan ise en kısa zamanda emekli olmak ister.
Politika yapıcısı emeklik sistemini berbat ederek sırf oy için erken emeklik yasası çıkartır .
Erken emekli olmak isteyen çok haklıdır çünkü iş garantisi yoktur.
İşsizlik fazladır ve işten çıkartıldığında yaşı ilerlediği için iş bulma umudu hiç yoktur .
Emeklilik hayali de suya düşecektir
*Asgari ücretlide ücretimi artırabileceğin kadar arttır der.
İşçide yerden göğe kadar haklıdır .
Çünkü piramidin tepesinde öyle maaşlar verilir, öyle saltanat sürer, öyle saçma sapan harcamalar yapılır ki asgari ücretin ülke ekonomisine yapacağı tahribatın sözü bile edilemez .
Oysa gelişmiş ülkelerde asgari ücret politik mübadele konusu değildir.
Politik mübadele politikacı ile seçmen arasındaki oy /ücret alış verişidir.
Ben asgari ücretini artıracağım sende bana oy vereceksin .
Yani değiş tokuş.
Fakat o asgari ücret öyle kitapta durduğu gibi de durmaz.
Toplumun hayatını zindana çevirir…
Tam 24 alanda hayatı zamla buluşturur* .
Bu etki anında maliyet enflasyonu tetikler ve ücret 4 ay içinde gene erir…
*Hamiş:
Asgari ücret artışın sebep olduğu alanlar …
– İşçi ve işveren sosyal güvenlik primleri
– Bağ-Kur primleri de öyle
– Genel Sağlık Sigortası primi…
– İşsizlik Sigortası primi
– Sosyal Güvenlik Destek Primi
– Kıdem tazminatı
– İhbar tazminatı
– Sosyal Güvenlik Kurumu idari para cezaları
– Çeşitli vergilerle ilgili para cezaları
– Ücretten kesilen gelir ve damga vergisi
– Çıraklar ve stajyer öğrencilerin SGK primleri ve ücretleri
– ve yurt dışı borçlanması Doğum, askerlik
– İsteğe bağlı sigorta primleri
– Taksici, dolmuşcu, rehber ve part – time çalışanların sigorta primleri
– İkili sözleşme bulunmayan ülkelere çalışmaya giden işçilerin sigorta primleri
– Genel Sağlık Sigortası ödemelerinde gelir testi kriteri
– Geçici işsizlik ödeneği
– İşsizlik maaşı
– Asgari geçim indirimi
– Evde bakım ücreti
– 65 yaş ve engelli aylığı
– Emekli aylıkları
– Teşvik uygulamalarındaki sübvansiyonlar
– Bireysel Emeklilik Sigortası için sağlanan devlet katkısı
Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum