Doç. Dr. Mustafa Şenkaya; “Deprem Açısından Bursa İstanbul’dan Daha Riskli Şehirdir”

Doç. Dr. Mustafa Şenkaya; “Deprem Açısından Bursa İstanbul’dan Daha Riskli Şehirdir”

Jeofizik Mühendisi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya On Medya Ekranlarında Konuştu:

“DEPREM AÇISINDAN BURSA İSTANBUL’DAN DAHA RİSKLİ BİR ŞEHİRDİR”

Uludağ Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi, Jeofizik Mühendisi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya On Medya ekranlarında yayınlanan On’da Son nokta programında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin sismik kuşakların en önemlisi olan fay hatları üzerinde olduğunu vurgulayan Mustafa Şenkaya, zemin, yapı ve deprem arasındaki bağlantıları detaylarıyla anlattı. Aynı zamanda Deprem Araştırma ve Yapı Sağlığı İzleme Laboratuvarı Yürütücüsü ve Bursa AFAD Deprem Masası Akademik Danışmanı olan Doçent Doktor Mustafa Şenkaya, “Deprem bir doğa olayıdır. Bu açıdan bakınca depremin kendisi, gazetecilik tabiriyle haber değeri taşımaz. Ancak zemin, yapı ve deprem arasında bütün mühendislik hizmetlerinden yararlanmak gerekiyor. Yoksa bedeli, Kahramanmaraş Depremlerinde ve diğer birçok depremde olduğu gibi ağır oluyor” dedi.

Gazeteci Cemal Kırgız’ın hazırlayıp sunduğu On Medya ekranlarında yayınlanan On’da Son Nokta Programının konuğu olan Uludağ Üniversitesi İnşaat mühendisliği Fakültesi Öğretim Görevlisi, Jeofizik Mühendisi Doçent Doktor Mustafa Şenkaya, slayt gösterimlerle desteklediği konuşmasında jeoloji mühendisliği, jeofizik mühendisliği ve inşaat mühendisliği dallarının multidisipliner önemine vurgu yaptı. Jeofizik Mühendisliğini özetle, “ayağımızın bastığı yerin altındaki her şey jeoizik alanındadır” diye nitelendiren Şenkaya, “Sağlıklı ve bilimsel, mühendislik hizmeti almış bir bina öncesinde zemini anlamak gerekir. Deprem, yapı ve zemin arasındaki ilişki önemlidir. Jeofizik Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği ve İnşaat mühendisliği burada devreye girer. Buna gerekirse Harita ve Sondaj Mühendisliği de eklenebilir. Bu mühendislik hizmetlerinden birisi bile eksik olsa, Türkiye’de olduğu gibi sonu facia olur” diye konuştu.

Bursa’nın deprem riski açısından İstanbul’dan bile daha önemli olduğunun altını çizen Jeofizik Mühendisi Doçent Doktor Mustafa Şenkaya, Bursa’nın yüzde 65’inin ruhsatsız binalardan oluştuğuna da dikkat çekerek, “Sağlıklı bir veri tabanına sahip olmadığımız ortada. Bu açıdan bakınca toptan kentsel dönüşüm yerine, yerinde güçlendirme çalışmaları da önem kazanıyor. Ancak şunu diyebilirim ki Bursa risk açısından İstanbul’dan daha önemli durumdadır. İstanbul’da deprenen beklenin bölgesi, yeri, zemin yapısı bellidir. İstanbul’da deprem riski yapı stoğundan ve bazı bölgelerdeki zeminden kaynaklanıyor. Buna karşın Bursa’nın depremsel riskleri daha karışık. Bursa’da İstanbul’a göre parametreler daha az ve yetersiz. İstanbul’da yapı stoğu kontrol edilemediği için sorun var. Bursa’nın zemini , yapı stoğu, fay hatları daha fazla. Çok fazla çalışma yapılmalı ve zemin, yapı stoğu kontrol altına alınması gerekiyor” dedi.

Büyük depremlerin mutlaka kendini yenilediğini anlatan Mustafa Şenkaya, Bursa, Gemlik ve birçok ilçeninin alüvyon zeminini “Jöle” ve “Puding” benzetmesi yaparak ifade etti. Bursa’nın Antakya’da olduğu gibi vadi içine sıkışmış, alüvyon zeminle çevrili olduğunu anımsatan Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, “Alüvyon zeminin bir tehlikesi de, 15 veya 20 saniye süren depremin süresini 30 saniye ye 40 saniyeye çıkarmasıdır. Mühendislik hizmeti almamış ya da yıpranmış yapı buna dayanamaz. Yıkımların çoğu da bu nedenle oluşuyor” diye konuştu. Sanayi Kuruluşları ve deprem riski konusunda da önemli uyarılarda bulunan Şenkaya, “Deprem olmadan bile endüstriyel bir yangın bir ile üç gün içinde ancak söndürülebiliyor. Büyük bir deprem de çıkacak sonucu  bir düşünün., Kimyasal sızıntı, yanıcı, parlayıcı, zehirli, patlayıcı gaz sızıntılarını, suya karışacak kimyasal sızıntıları da hesaba katmak gerekiyor. Bursa’da 14’ü büyük 20’nin üzerinde organize sanayi bölgesi var. Gemlik ve çevresi sanayi kuruluşları ile çevrili. Acilen performans analizleri yapılmalıdır. Bu konuda talepler ve çalışmalar var ama sanayi kuruluşları özerk bölgeler olduğu için yaptırımları az. Bunu sanayi kuruluşlarının yöneticileri, yönetim kurulları yapmalı. Bunu da destekleyen sanayici çok az” diye konuştu.

Gemlik’in zemin yapısı, sananayi kuruluşları ile ilgisi ve burada yapılacak kentsel dönüşüm çalışmaları konusunda da bilgiler veren Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, Bu ilçeye yapılacak dönüşüm çalışmalarında en başından bilimsel ve doğru planların yapılması gerektiğine işaret ederek, “Gemlik’in bir başka sorunu da deprem anında ulaşılabilirliğinin kısıtlı olmasıdır. Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren ve ilgililer bizlere ulaşırlarsa, zemin konusunda bilimsel destekleri vermeye hazırız. Bunu Sakarya’da yapıyoruz” dedi. Kentsel Dönüşüm konusunda da görüşlerini aktaran Jeofizik Mühendisi Doç. Dr. Mustafa Şenkaya, kentsel dönüşümdeki en büyük sıkıntının tüm bileşenlerinin kar elde etmek istemesi olduğunu vurgulayarak, “Kentsel dönüşüm lükse kavuşma işi olarak görülmemelidir. Mevcut Kentsel Yönetim Yasası ve güncellemelerle düzenlenen Deprem Yönetmelikleri uygulanmalı ve denetim artırılmalıdır. Zemin, yapı ve deprem ilişkisi konusunda bilimsel veriler ve çalışmalara önem verilmelidir” dedi.

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM