17 Ağustos 1999 Depreminin 26. yıldönümünde BAOB Ortak Salon’da basın açıklaması yapıldı. 15 Ağustos 2025 Cuma günü, Bursa Barosu, Bursa Eczacı Odası, Bursa Kent Konseyi, Bursa Tabip Odası, Bursa Veteriner Hekimleri Odası, DİSK, KESK ve TMMOB Bursa İKK’nın ortak basın açıklamasını TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Murat Korkut okudu.
Açıklama şöyle;
17 Ağustos 1999’da Kocaeli–Gölcük merkezli Marmara Depremi’nde on binlerce insanımızı toprağa verdik. Ardından gelen Düzce Depremi acımızı katladı. 26 yıldır aynı acıyı yaşıyoruz. Yitirdiğimiz canları saygıyla anıyor, ancak sorumlulara bir kez daha sesleniyoruz: Bu ölümler kader değil, ihmaldir, ranttır, suçtur!
17 Ağustos yalnızca yas günü değil, hesap sorma günüdür. Çünkü 26 yılda değişen tek şey, yaşanan felaketlerin sayısıdır. Politikalar, zihniyet ve ihmaller aynı kalmıştır.
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş ve Hatay’da yaşanan depremler, 17 Ağustos’un acısını kat be kat büyüttü. 50 binden fazla yurttaşımızı kaybettik. On binlerce bina yıkıldı, yüz binlercesi oturulamaz hale geldi. Ekonomik kayıp yüz milyarlarca doları buldu. Ve ne yazık ki, bu felaketin ardından bile aynı rant odaklı düzen devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta Balıkesir-Sındırgı depremiyle yine aynı korkuyu yaşadık. Bu ülke, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinde olmasına rağmen, bilimin ve tekniğin gereği yapılmıyor. Mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı; rant uğruna devre dışı bırakılıyor. Yapı denetimi ticarileştirilmiş, kamu binaları denetim dışına çıkarılmış, TMMOB’a bağlı Odaların eğitim, belgelendirme ve denetim görevleri yok sayılmış; denetimsizlik adeta kurumsallaştırılmıştır.
İmar aflarıyla, liyakatsiz kadrolarla, tek merkezden yönetilen plansızlıkla; dolgu alanları, dere yatakları, kıyılar ve toplanma alanları ranta açıldı. Doğayla uyumlu şehir planlaması yok edildi. Depremler böylece doğa olayı olmaktan çıkıp, göz göre göre işlenen kitlesel bir suça dönüştü.
Halkın can güvenliği için yapılması gerekenler bellidir:
26 yıldır aynı gerçeği haykırıyoruz: Öldüren deprem değil; bilime kulak tıkayan, denetimi yok eden, rantı önceleyen yönetim anlayışıdır.
Halkın yaşam hakkı pazarlık konusu yapılamaz!
“26 yıldır aynı acıyı yaşıyoruz!
Öldüren deprem değil; bilimi yok sayan, denetimi ortadan kaldıran, rant uğruna halkı ölüme terk eden anlayıştır.
Yaşam hakkımız pazarlık konusu yapılamaz!”