Bizler çok zengin olan ülkelere göre daha mutluyuz …
Yok yok hemen itiraz etmeyin …
Yok yok Amerikan esprisi falanda yapmıyorum …
Yok yok kafayı falan da yemedim …
Bir an için ülkemizin her konuda en ileri seviyede olduğunu varsayalım …
Yolsuzluk yok, kamu kaynakları ahbap çavuş numarası ile güdümlü sermaye aktarılmıyor, her kesin ikişer tane evi var. Emekli aylığınız 500 bin lira. Kira gelirleriniz ayda bir milyon getiriyor .
Gençler imtihansız istediği üniversiteye giriyor ,mafya yok ,hukuk şakır şakır işliyor.
Haksız tutuklama yok .
Kanunsuz suç olmaz ilkesi işliyor .
Yahu böyle bir ülkede mutlu olunur mu ?
Çünkü her şey zıddıyla kaim.
Diyalektiğin temel yasası bu .
Mutlu olmak için mutsuzluğu yaşamanız lazım …
Şöyle açıklayayım sürekli gece olsaydı ve biz gündüzün ne olduğunu hiç bilmeseydik gündüz diye bir kavramı da bilmeyecektik.
Hep iyiler olsaydı kötülüğü bilmeyecektik …
Örneğin ; bir gencimiz ülkemde istediği fakülteye imtihansız girse onda mutluluk oluşmaz .Çünkü Üniversiteye girememenin nasıl bir mutsuzluk getireceğini hiç yaşamamıştır .
İmtihanı kazanıp istediği fakülteye giren bir genç hiç öyle olur mu ?
Sevinçten mutluluğu tavan yapar .
Anne baba gururla evladım şu fakülteyi kazandı diye sevinçten gözüne uyku girmez .
Bir an düşünelim devletle(bürokrasi sınıfı ile)işiniz var.
Biliyorsunuz oradaki görevli neden orada olduğun bilincinde. Size adam gibi davranıyor .
Meşru talebiniz siz zorluk çıkarılmadan yapılıyor .
Bursa tıp fakültesinden ultrason için randevu almak istiyorsunuz diyelim ki yedi ay sonraya gün veriyor .
Pat bir milletvekilini arıyorsunuz ikinci pat gerçekleşiyor randevu tarihi beş aya öne çekiliyor iki sonraya veriliyor .
Randevunuz yedi aydan iki ay öne çekildiğinde siz mutlu oluyorsunuz .
Ama birde hemen yarın gelin diyen bir fakülte var karşınızda …
Herkese böyle davranıyor .
Her kes kanıksamış. Ya ne olacaktı diyorsunuz. .Benim hastalığım bekler mi tabi ki yarına randevu verecekler. Yani hiç şaşırmıyorsunuz gayet olağan .Böyle bir ülkede mutlu olunur mu yahu ?
Oysa dediğim gibi önce yedi ay sonraya randevu verilip milletvekili veya hatırlı kişi devreye girdiğinde randevunuz beş ay öne alındığında sevinçten çıldırıyorsunuz…
Hukuk da hakeza böyle sizin birey olarak anayasal haklarınız devlet saygı gösteriyor . Sabaha karşı evinize baskın yapılıp göz altına alınmıyorsunuz .Memur bey sizi karakola davet ediyor kibarca .
Masumiyet karinesi işliyor .Siz mahkemede kanıtlanıncaya kadar masumsunuz. Bu durumun tam aksi olan bir durum yaşamadığınız için bu güzellikler sizde hiçbir tesir yaratmıyor .
Ama birde sayın Ümit Özdağları düşünün. Şimdi çok mutlu olduğuna inanıyorum .
İşte biz emeklilerde şimdi çok mutluyuz .
Emekli, asgari ücretli dört gözle karar alıcıların açıklamalarını bekler .
Biz emeklilerde dört gözle yapılacak zammı bekledik değil mi?
Ve maaşımız %16.75 arttı …
Ve mutlu olduk …
Şimdi şöyle düşünelim …
Ya geçim derdim olmasaydı?
Buna Easterlin Paradoksu deniyor …
Belki de iktidarlar bizlerin mutluğunu düşündüğü için bizleri mutsuzluğa alıştırıp bir anda bize sevindirici haber vererek bizleri mutlu ediyorlar .
“Para mutluluk getirir mi?” sorusu yılların tartışma konusu. Easterlin Paradoksu olarak bilinen ekonomik teoriyse bunun tam tersini savunuyor. Peki güncel çalışmalara göre de ekonomik büyüme gerçekten mutluluk getirmiyor mu?
Amerikalı ekonomist Richard Easterlin 1974 yılında yayımlanan bir çalışmasında bu teori ile kısa vadede gelir artışının mutluluğu artırdığı, ancak uzun vadede bu artışın mutluluk üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını söylemekte ..
Easterlin Paradoksuna göre bir ülkenin ortalama gelir düzeyi yükseldiğinde, bireylerin mutluluk seviyeleri de artar; ancak bu artış, belirli bir gelir seviyesinden sonra duraklar.
Bu durum sürdürülebilir değildir ve de gelir ve mutluluk ilişkisi sonsuza kadar artarak devam etmez.
Bunun temel nedeni olarak ise insanların gelir artışlarına zamanla alışmaları gösteriliyor.
Başka bir deyişle, bireyler gelir artışlarına zamanla alışarak, yeni duruma adapte olur ve başlangıçtaki mutluluk artışı zamanla azalır.
İşte böyle rahata ve güzelliklere alıştınız mı eski halinizi unutuyorsunuz.
Hiç elektriğiniz kesilmese mutluluğun ne olduğunu bilemezsiniz.
Ama beş saat elektrik kesintisinden sonra elektrikler geldi mi nasıl mutlu oluyorsunuz değil mi ?
Aslında benim ülkemde her şey benim mutluluğum için yapılıyor.