Türkiye Orta Ölçekli Sanayiciler ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) Bursa Destekleme Derneği geleneksel kahvaltılı buluşmasını Double F’te gerçekleştirdi. Op. Dr. Nuray Kuzukıran’ın konuşmacı olarak katıldığı organizasyonda TOSYÖV Bursa Şubesi yönetici ve üyeleri koruyucu sağlık uygulamaları hakkında bilgiler aldı.
Programda bir açılış konuşması gerçekleştiren TOSYÖV Bursa Başkanı Yavuz Kazangil, her yıl düzenledikleri organizasyonlarıyla birlikteliklerini pekiştirmeyi arzu ettiklerini belirtti. Yavuz Kazangil, “Bugün biraz farklılık yapıp kahvaltımıza Op. Dr. Nuray Kuzu Kıran’ı davet ettik. Ekonomi ve firmalarımız üzerine çalışıyoruz ancak biraz da sağlığımız üzerine bilgilenmek istedik. Bu tür etkinliklerle işletmelerimizi sağlıklı tutarken sağlığımızı da korumayı istiyoruz” dedi.
Programda ozon terapisi ve koruyucu sağlık uygulamaları hakkında bilgiler veren Op. Dr. Nuray Kuzukıran ise konuşmasında, “Ben kadın doğum alanını severek tercih ettim çünkü tıbbın yaşayan yüzüne temas etmek istedim. Bir şekilde hayatlara dokunmayı seviyorum ve bu bana iyi geliyor. Sonrasında da hayatıma ozon terapi, geleneksel tamamlayıcı tıp uygulamaları girdi. Bunlar insanların sağlığını koruyan, hastalanmasını engelleyen ve hastalandığında iyileşmesini sağlayan faydalı destekler. Biz bunları bilirsek ve hayatımıza uygularsak sağlığımızın elimizden alınmasının önüne geçmiş olacağız. Bu konuda zihinsel yaklaşmaya ihtiyacımız var. Bunları bilmek ve uygulamak durumundayız” ifadelerini kullandı.
“Ozon zararlı atıkları vücuttan uzaklaştırıyor”
Ozon terapi uygulamasının hücresel sağlık açısından önemine vurgu yapan Op. Dr. Nuray Kuzukıran, ozon terapisinin verilen dozlara göre vücuda farklı etkiler yaptığını belitti. Op. Dr. Nuray Kuzukıran, “Öncelikle vücudun antioksidan kapasitesini arttırıyor. Yani vücutta beslenmenin ardından ortaya çıkan zararlı ürünleri vücuttan uzaklaştırıyor. Bu da kanseri ve kronik hastalıkları engelliyor. Serbest radikaller ve toksinler vücudumuzda kalırsa belirli bir zaman sonra şeker, tansiyon, kalp hastalıkları gibi rahatsızlıklar ortaya çıkıyor. Biz hücresel sağlığımızı koruyabilirsek bu hastalıklardan konunmuş oluyoruz. Hastalıkların temelinde bir takım genetik faktörler ve dışsal etkenler var ancak bir şekilde hücre sağlığımızı koruyacak bir bilinç düzeyine sahip olmamız gerekiyor” dedi.
Doğru ve sağlıklı beslenme yöntemleri hakkında da bilgiler veren Op. Dr. Nuray Kuzukıran, şunları söyledi:
“Sindiremediğimiz her şey zararlı”
“Olabilecek en az çeşitle doymayı prensip haline getirmeliyiz çünkü çeşit arttıkça sindirim azalıyor. Yani biz sindiremediğimiz besinlerden vücudumuzun faydalanma oranını azaltmış oluyoruz. Yemeklerle beraber tüketilen yalnızca bir bardak su sindirim kalitesini arttırıyor. Yemek esnasında bir bardaktan fazla içilen her su sindirimi zorlaştırıyor. Yemeklerden iki saat sonra içilen iki bardak alkalize, iyonize su kilo alınmasını önler. Güncel tıbbi beslenme yaklaşımında özellikle alkalize, iyonize su öneriliyor. Ayrıca salataları bir ana yemek olarak kabul etmek önemli.
“Salata ve smoothieleri çok önemli”
Vücudu besleyecek, onaracak, atıkları hızla boşaltacak gerçek besinler olarak kabul ediliyor salatalar. Ceviz, fındık, badem, zeytinyağı veya meyvelerle zenginleştirilmiş salataların sindirimi kolaylaştırdığı ve vücudun faydalanma oranının yükseldiği belirtiliyor. Ayrıca smoothieleri hepimizin hayatına sokması faydalı olacaktır. Bol miktarda, çok çeşitli sebze ve meyveyi bir araya getirerek ihtiyacı olan yağlar, kavrulmamış çerez ve baharatlarla destekleyerek elde edilen bu içecekler daha hızlı detoks yapabilme imkanı sağlıyor. Acıkmamak için fazla yemek ve fazla sıvı tüketimi de vücuda faydadan çok zarar veriyor. Yine ayrıca vücudun kolayca sindirebildiği besleyici çorbalar, sağlığımıza önemli katkılar sunuyor.”