Ekonomin çarkı iki dinamik aktörün varlığına bağlıdır…
Bunlar makro ve mikro aktörlerdir…
Bunlar olmaksızın ekonominin çarkı dönmez…
Ancak rayından çıkmış ekonomiler de, rant kollama, ahbap çavuş kapitalizmi (crony), iktidarların hesapsız kitapsız harcamaları ile kamu maliyesini bozması, çıkar gruplarının lehine özel kanunlar çıkarılması veya şikeli ihaleler ile belli sermaye gruplarına kamu kaynağının akıtılması, yolsuzluk, rüşvet mafyalaşma gibi gayri ahlaki durumlarda hiçbir iş görmez …
Birde büyük işsizler ordusu iş bulmak için emek arzını çoğaltırken ülkede üretim yapacak sermaye ve müteşebbisin az olması sebebi ile emeğe olan talepte azalacağı için ülkeye yabancı yatırımcı çekilmesi söz konusu olur ki bu durumda da ekonomin çarkları tam işlemez.
Ancak onun içinde ülkenin risk priminin (CDS) güvenilir olması gerekir .
Başta hukuk, denetim kurumlarının ve para politikalarını yönetecek merkez bankasının özerk olması ve iktidarın ona müdahale etmemesi gerekir .
Özelikle bunlar gelişmiş demokratik kapitalist ülkelerde işlevseldir .
Makro aktörler kimlerden oluşur?
Makro aktörler ekonomideki KARAR alıcılarıdır …
*Bunlar kamu sektörü (devlet)
*İş dünyası
*Hane halkları(tüketicidir)
Mikro aktörler kimlerden oluşur ?
Bunlar piyasalardır .
Piyasa denen olgu karar alıcıların, yani kamu (devlet),özel sektör ve hane halkları nın (tüketicinin )buluştuğu piyasalardır .
Piyasa denilen şey buluşma yerdir .
Makro aktörler piyasada buluşur.
Yani kamu sektörü ,özel sektör ve tüketici bir araya gelir …
İşte buraya piyasa denir.
Bir araya gelişlerinde talepleri olur.
Her talep kendine uygun piyasaya gider ..
Oradan aradığı şeyi talep eder.
Bu piyasalar da üçe ayrılır
1-Faktör piyasaları ;
2-Mal ve hizmet piyasaları
3-Finans piyasaları .
Ekonominin çarkı zorunlu olarak şöyle çalışır …
Önce üretimin olması için muhakkak gerekli olan faktörler vardır.
Bu gerekli olan şeylere üretim faktörü denir .
Üretim faktörü şunlardan oluşur …
Toprak
Emek
Sermaye
Teşebbüs (Girişimci )
Ekonomin çarkı bunlar oluştuktan sonra dönmeye başlar …
BİRİNCİ TALEP İş dünyasından gelir …
İş dünyası gerek kamu gerek özel sektör EMEK faktörü talep eder.
Bizim işçiye, memura, ihtiyacımız vardır der …
Bunu bulabileceği yer, faktör piyasalarıdır .
Çünkü gerek üretim gerek hizmet için muhakkak emek kiralanması zorunludur …
Makro aktörlerden hane halkları, yani tüketici iş dünyasının EMEK ihtiyacını karşılamak için bir başka deyişle ,fabrikada çalışmak ,öğretmen ,polis, asker veya devlet kurumlarında memur olmak için bu talebi karşılarlar ve baş vururlar .
Ve işe alındıkları andan itibaren;
Hane halkları; yani tüketiciler faktör(emek) satıp gelir(maaş –ücret ) elde ederler.
(Kamuya memur olarak veya fabrikaya işçi olarak girip emeklerini kiralarlar. Ve buradan gelir elde ederler )
Kamu ve iş dünyası bu satın aldıkları faktör emek faktörü ile mal ve hizmet üretirler ve bunu (2)şıkkındaki mal ve hizmet piyasalarına satar …
Firmalar bundan satış geliri elde eder.
Devlete vergi verirler .
Ücretli eleman çalıştırır, kiraladıkları mülklerin kiralarını öderler …
Hane halkları da yani tüketicilerde elde ettikleri faktör gelirlerin(ücretin veya maaşın) bir kısmı mal ve hizmet satın alarak harcarlar, bir kısmını tasarruf ederler
Fakat iş dünyası bu üretimi yaparken, başta devlet kamu harcamalarını yaparken birde nakit paraya ihtiyaç duyar…
Çünkü sanayi devrimi sonrası ihtiyaçlar sınırsız iken imkanlar sınırlı olmaya başlar, devasa yollar köprüler ,hava alanları ,fabrikalar için sermayeleri yetmez …
Masrafları da çoğalmıştır .
Enerji ,maaş ,kira ,yardımcı ham madde ve malzeme , vergi, SSK gibi harcamaları için paraları yetmez …
LİKİDİTEYE ihtiyaçları vardır…
O likidite de “hane halkının” tasarrufudur …
Birikimidir …
Hane halkı bu tasarrufla ne yapar?
Kimisi gayrimenkul ,daire arazi ,taşıt veya diğer tasarruf araçlarını alırlar …
Fakat bunları yapmayanlarda ellerinde nakit olarak tutukları bu tasarrufu döviz de olabilir aracı kurumlarda (bankalarda)
Finans piyasalarında ihtiyacı olana kiralarlar ..
Burada dindar bilincin anlamadığı ve anlamak istemediği ancak iktisat bilgisi hiç olmadığı için ister Gayrimenkul (daire iş yeri dükkân )kiralanması olsun ister nakit paranın kiralanması olsun bu iki işlem de kiralama işlemidir.
Ve bunun kaynağı tasarruftur.
Elde edilen gelire de birinde gayrimenkul sermeye iradı, diğerine de menkul sermaye iradı adı verilir .
Bu olay tamamen ekonomin kuralıdır ve iktisat bilimin konusudur.
Burada bir parantez açıp kavram nedir imge nedir, imgelem nedir ,tanım nedir, terim nedir sorularının cevabını bizim halkımız bilmez, bilmek istemez ilgilenmez.
Onun içinde dindar politika yapıcısı din adamı kitleyi rahatlıkla endoktrine eder.
Bu durumu daha da geniş inşallah haftaya açıklamak istiyorum .
Sonuçta ;ister devlet ister şirketler ,ister şahıslar bunları aracı kurumlara baş vurup
Bu tasarrufu kim yaptıysa ondan isterler .
Buna mecburdur .
İhtiyaç duyulan nakit paradır …
Ekonomin can simidi tasarruftur
Tasarruf ise gelirin harcanmayan kısmıdır.
Gelirinden fazlasını harcayan ister devlet ,ister ister şahıs batmaya mahkumdur …
Tabi devletin batışı şirketlerin gibi, şahıslarınki gibi olmaz .