Sadece nedenleri bilmek istiyorum…
Sürekli sorular soruyorum …
Yalnız din değil …
İktisat,siyaset ve hukuk dahil …
Fakat bilmem için burhani delil gerek…
Burhani olan ise öncülleri doğru olan bir kıyas biçimidir ve sonuçları nesneldir .
Rasyonel ve ussal olmak zorundadır …
Dolayısı ile ben sloganla konuşamam…
Geçen hafta ki yazımda partili dindar bilincin ıskaladığı, Kuranda tek tek ismi zikredilmemiş günahlar karşısında (imar rantı,nepotizm,Allah ile aldatmak,yolsuzluk,şikeli, ihaleler ,Crony kapitalizim yanı devler eli ile fert zengin etme ,ekonominin iflası hukuksuzluk vs vs )zerre kadar rahatsız olmadıklarını ve hiçbir tepki vermediği ama iş slogana gelince belli klişelere sarıldığını anlatmıştım …
Ve ben buna şaşıyorum demiştim.
Çünkü bu arkadaşlarım bir kötülük karşısında susmanın imanın en zayıf halkası olduğunu kendi aralarında ki dini sohbetlerde sık sık baş vurdukları argümanlardandı…
Her şeyin farkındaydılar aslında ama kol kırılır yen içinde kalması gerekiyordu diyerek kötülüğü görmek istemiyorlardı…
DEĞERLİ GÜNAHLAR VE DEĞERSİZ GÜNAHLAR AYRIMI …
Bu özürlü zihnin kafasındaki din algılayışıdır…
Bunlara göre namaz kılsın ve belli klişe günahları işlemesin (faiz ,içki,zina )yeter…
Çünkü bunlar çok ses getiren günahlardır ve çok konuşulur…
Birde Kuranda ismen zikredilmemiş olan günahlar
vardır…
Kantın dediği kategorik imperatif (koşulsuz ahlak)
bunu insan a priori olarak bilir …
Bu bilgi kazanılmış ve öğrenilmiş bilgi değildir …
Fakat bu dindar bilince göre, yolsuzluk,imar rantı ,crony kapitalizm dediğimiz devlet eli ile fert zengin etme ,mutlu bir azınlık yaratma,adaletsizlik, hukuksuzluk,yargının siyasalaşması,kamu kaynakların eşe dosta dağıtılması hazinenin boşaltılması,milletin emanet ettiği paralar ile şatafatlı bir hayat yaşanması hiçte önemli günah değildir …
RETORİKLE İLE KONUŞMAK KÜRSÜDEKİ İMAMIN VAAZ MEMURUNUN VE POLİTİKA YAPICISININ İŞİDİR…
Kürsüde belagat ,etkili ses tonu ,laf kalabalığı ,demagoji etkilidir…
Bu beni hiç ilgilendirmiyor …
Çünkü içinde felsefi düşünce yoktur
KESİN İNANÇLILAR …
Kesin inançlılar bu ülkeye çok büyük zarar verdiler…
Kesin inançlılar asabiyetle hareket eder.
Özetle nesep ve sebep asabiyeti (ibn Haldun)
Ya ırki ya dini şiddetli motivasyon (Milliyetçilik) …
İçinde şuur ve öz bilinç yoktur.
“Eric Hoffer’ın kaleme aldığı “Kesin İnançlılar” adlı eser, temel olarak kitle hareketlerinin ortak yönlerini ortaya koymaya çalışan bir kitaptır.
Hoffer, ister dini, ister milliyetçi isterse devrimsel bir nitelik taşısın, tüm kitle hareketlerini ortak bir çizgide toplayan belirli özelliklerin varlığından bahseder. Kitle hareketlerinin başlangıçta aynı tip insanları kendine çektiğini ve fanatik düşüncelerden doğduğunu ileri süren Hoffer, kitabında kitle hareketinin aktif uyanışçı kısmını incelediğine vurgu yapar. Bu aktif kısımda temel rolü oynayanlar ise, hüsrana uğramış ve bu yüzden benliklerinden sıyrılmak isteyen kesin inançlılardır.
KİTLE HAREKETİNİN CAZİBESİ
Değişim Arzusu…
Devrimci hareketlere katılan kişileri teşvik eden temel şeyin, mevcut yaşam koşullarında değişim ve koşulların iyileşmesi olduğunu söylenebilir.
Fakat dini veya milliyetçi hareketlerin bir değişim aracı olduğu o kadar da net değildir. Dini ve milliyetçi hareketler yeteri kadar değişim vaadi sunamazlarsa onun yerine farklı coşku ve heyecan metotlarına başvurur.”
YASA YOKSA ÖZGÜRLÜK YOKTUR …
Dücane Cündioğlu
Yas var gibi ama bürokrat uymuyorsa orada da benim özgürlüğüm yoktur çünkü mülkiyet hakkım yoktur …
SORUYORUM…
İngiltere’de Göçten Sorumlu Devlet Bakanı Robert Jenrick, aşırı hız yaptığı iddiasıyla açılan dava sonucunda 6 ay trafikten men edildi. Jenrick 1639 sterlin (yaklaşık 40 bin lira) para cezasına da çarptırıldı.(iki gün önceki haber Karar gazetesi)
Soru; benim ülkemde bu neden mümkün değil ?
Soru ;Benim ülkemde böyle bir şey olur mu?
Gemlik Belediyesini sitemin önündeki anayasaya aykırı (kıyı kenar çizgisini değiştirdiler )yapılan inşaat dan dolayı üç kez mahkum ettik .Planlar parselasyon işlemleri ve ruhsatlar iptal edildi.
En son;3.kez Mahkeme kararı işlemleri iptal etti
T.C.
BURSA
ESAS NO : 2021/1091
KARAR NO : 2022/1692
Ve Mahkeme şu ikazı yapıyor …
2709 sayılı Anayasa’nın 138. maddesinin son fıkrasında; “Yasama ve Yürütme
organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır, bu organlar ve idare, mahkeme
kararlarına hiçbir suretle degistiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” kuralına
yer verilmis, 2577 sayılı Idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin 1. fıkrasında ise
“Danıstay, Bölge Idare Mahkemeleri, Idare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin
durdurulmasına iliskin kararlarının icaplarına göre, idare gecikmeksizin islem tesis etmeye
veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir sekilde kararın idareye tebliginden
baslayarak otuz günü geçemez.” kuralı düzenlenmistir.
Soru; benim ülkemde neden mahkeme kararına bir belediye uymaz…
Burada lütfen şuna dikkat edin bu karara bırakın uyulmamayı geciktirilemez diyor kanun …
Almanya da İngiltere de Amerika da böyle bir şey olabilir mi?
Ha AKP ye haksızlık etmeyeyim mahkeme kararırına uymayan yalnız o değil .
Şuan Gemlikte CHP’li belediye var.
Hadi beni utandırın ve yalanlayın …
Bu örnekleri çoğaltabilirim …
Fakat en önemlisi;neden Müslüman sayısı cami sayısı,hafız sayısı,arttı da elimizde tahrif olmadığına inandığımız ve diğer dinlere üstünlük tasladığımız ilahi hitabın(vahyin)yazıya dönüşmüş şekli olan MUSHAF var da neden günlük hayatımızda işvesel olmadı ?
NEDEN BU GÜNAHLAR İŞLENMEKTE? …
İşte bunun nedenini arıyorum …
Neden tüm İslam ülkeleri berbat durumda?
Tek adam rejimleri,hanedanlıklar ve despotizm var ve demokrasi gelişmiyor ?
Hemen aynı aptal argümana sarılıyorlar…
“ bunda İslam’ın suçu yok ki !”
Sanki suçladığım İslam’mış gibi …
Oysa tam tersini söylüyordum …
Din kitapta çok güzel duruyor ama Müslüman da neden güzel durmuyor? diyorum …
Neden model davranış içinde olan Müslüman çok az …
Bu soruların cevabını arıyorum …
Ve din sosyolojisi ve felsefesi bunun cevabını bana verdi …
Yani ben bunun cevabını biliyorum …
Bize bir masal anlattılar asırlardır.
İslam inancı ile İslam düşünce sistemi bambaşka şeylerdir …
İslam düşünce sistemleri olarak İslami ilimler denilen disiplinler bu gün DİN diye
anlaşılmaktadır …
Yani, fıkıh,kelam,hadis,tasavvuf,ilmihal vs vs Onlar ne diyorsa DİN budur dediler …
Bunlar tamamen beşeri disiplinlerdir .
Oysa İslam ontolojik olarak beşerin kurgusu değildir .
Varoluşsal gerçeklik olarak Allahın verdiği Müberra bir dinin ismidir …
Ve İslam mutlaktır …
İslam ancak kendisi ile özdeştir…
Eğer bu özdeşliğin insanın yaptığı ilimde de olduğu iddia edilirse,yani fıkıh, kelam, hadis,
tasavvuf, ilmihal, ile de özdeştir denirse bu iddia mantık ilkelerine aykırıdır …
Bir şey hem A hem B olamaz …
Din bu kadar ihtilafı kaldırır mı?
Bunda rahmet olabilir mi?
Uydurulan bir hadisi göre olabilir …
Adam karşındakini kafirlikle itham ediyor.
Her dini fraksiyon ve kişi kendini dini en doğru anlayan ilan ediyor …
Hepsi benimki ile kurtuluş gerçekleşecek diyor…
O zaman nasıl oluyor da Kuran hepsine sende
haklısın diyor ?
Tabi ki Kuran demiyor .
Kuran konuşmaz …
Onu konuşturan insan…
Bunu yaparken kendi beşeri ve yanılmaktan muaf olmayan düşüncesini mutlaklaştırarak yapıyor …
Mutlaklaştırılan her çıkarım artık Tanrısal bir mahiyet kazanır …
O artık dokunulmaz olur …
İslam lafzını başına geçirdiğiniz her şeyi mutlaklaştırıyoruz …
Sanki Allah demiş gibi …
Veya Allah bizim yaptığımız tanımı onaylamış gibi bir durum …
İşte bu mantık kurallarına aykırıdır …
Çünkü din Allaha aittir…
Düşünce ise İnsana aittir…
Düşünün bir kez …
Başına İslam lafzını ekliyor ve İslam iktisadı oluyor …
Başına İslam lafzını ekliyor İslam sanatı oluyor …
Başına İslam lafzını ekliyor İslam devleti oluyor …
Başına İslam lafzın ekliyor İslam felsefesi oluyor…
Başına İslam lafzını ekliyor İslami banka oluyor …
Başına İslam lafzını ekliyorsunuz İslami iktidar oluyor …
Ve bu beşeri düşünce sanki bir anda Allahın isteği oluyor…
Artık kimse bu kurumlara eleştiri getiremiyor …
Tabi bunların başarısızlıklarından ve
saçmalıklarından İslam nasibini alıyor …
Çünkü İslam lafzı bunları
MUTLAKLALAŞTIRIYOR…
Oysa mutlak olan sadece İslamdır …
Geri kalan bizim kuruntumuz
Sanki bu konuda Allah’la konuştular ve onun görüşünü aldılar …