“Asgari ücret yalnız asgari ücret değildir…” Abidin Uyar yazdı

“Asgari ücret yalnız asgari ücret değildir…” Abidin Uyar yazdı

En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim…

Ücretli için asgari ücretin en yüksekten ödenmesini istemesi haklı bir gerekçeye dayanır .

Bu yazımdaki çözümleme ücretlinin yani işçinin haklı talebinden bağımsızdır …

Yazının özü asgari ücretin, politika  yapıcısı tarafından  politik mübadeleye (Oya) kurban edilmesi  sonucu toplumun tüm kesimlerinin  nasıl etkileneceği ile ilgilidir…

Ve asla işçinin yüzünü güldürmeyecek ve yıllara sâri ekonomik çıkmazı ve sorunları daha da büyütecek  kısır döngü nün devamın sağlayacaktır .

Sonuçta emek kutsaldır.

Bu asla tartışılmaz.

Lakin bu kutsal bu tip yapay ve illüzyon vari  çözümlerle korunmaz …

Benim itirazım siyasi partilerin muhalefet dahil (ikisi hariç ) asgari ücret konusunda popülizm yarışına katılması ve seçmene gerçeği   anlatmamasıdır …

İkincisi mevcut iktidarın ekonomideki ölümcül  başarısızlığıdır …

Çünkü bu artışın kayıt dışılığı da artırması kuvvetle muhtemeldir …

İşçi çıkartmaları olacaktır .

Ücret kırıcılığı da olacaktır .

Marx’ın yedek endüstrisi ordusu dediği gizli işsizler ordusunun işçilerin üzerinde baskı kurmasıdır. Yani mevcut ücretten daha aşağıya kayıt dışında yaparım teklifi

İşveren ile işçi merdiven altı pazarlıkla çalışacaktır .

Şu fabrika şu kadar işçi çıkartıyor diye haberler gelirse şaşırmayın …

 

Deva partisinden İbrahim Alper Akalın çok haklı gerekçeyi şöyle açıklıyor ) 

@ialperakalin 

Asgari ücret popülizmi ile; 

 

Niyetlenen sonuç:

Dar gelirlinin alım gücünün artması….

Niyetlenmeyen sonuç:

İşverenin çalışan sayısını azaltması Kayıt dışılığın ve sosyal güvencesizliğin artması Kaçak göçmen çalıştırılması Ürün ve hizmet fiyatlarında artış yaşanması

         Asgari ücretin yükseltilmesi milyonları etkileyecektir?    

– İşçi ve işveren sosyal güvenlik primleri 

– Bağ-Kur primleri 

– Genel Sağlık Sigortası primi  

– İşsizlik Sigortası primi 

– Sosyal Güvenlik Destek Primi 

– Kıdem tazminatı 

– İhbar tazminatı 

– Sosyal Güvenlik Kurumu idari para cezaları 

– Çeşitli vergilerle ilgili para cezaları 

– Ücretten kesilen gelir ve damga vergisi 

– Çıraklar ve stajyer öğrencilerin SGK primleri ve ücretleri 

– Doğum, askerlik ve yurt dışı borçlanması 

– İsteğe bağlı sigorta primleri 

– Taksici, dolmuşcu, rehber ve part – time çalışanların sigorta primleri 

– İkili sözleşme bulunmayan ülkelere çalışmaya giden işçilerin sigorta primleri 

– Genel Sağlık Sigortası ödemelerinde gelir testi kriteri 

– Geçici işsizlik ödeneği 

– İşsizlik maaşı 

– Asgari geçim indirimi 

– Evde bakım ücreti 

– 65 yaş ve engelli aylığı  

– Emekli aylıkları 

– Teşvik uygulamalarındaki sübvansiyonlar 

– Bireysel Emeklilik Sigortası için sağlanan devlet katkısı 

 

 

 

              AK parti iktidarı asgari ücreti niçin 20 bine ne çıkartmadı ? 

Madem konu seçime giderken kamu kaynaklarını sıfıra indirmek pahasına en irrasyonel ve us dışı ekonomik kararları alabiliyor, benden sonrası tufan ,yeter ki ben iktidar da kalayım diyor, neden asgari ücreti 20 bin lira yapmadı ?

Çünkü devlet kamu kaynağından inanılmaz kaynağı hazine garantisi vaadi ile hak etmeyen kişilere aktardı .

İnanılmaz bir şekilde şatafatlı hayatına devam etti .

Dövizleri nasıl erittiğini ,merkez bankasına yaptığı müdahaleyle ve kur korumalı mevduatı teşvikle hazinen nasıl zarar uğratıldığı artık saklı bir şey değil…

(“Kur korumalı mevduatın Hazine’ye yükü en az 40 milyar TL”

https://medyascope.tv/2022/04/18/269367/

  Bu hatalar yapılmayıp bu paralar emekliye ,işçiye, tarımla  geçinene verilseydi  ( ki bu da doğru değil o da başka bir konu )bu asgari ücret artışındaki tahribat kadar maliyet enflasyonuna   ekonomiye yük getirmeyecekti buna inanıyorum .

Herkesin anlayacağı dilden bir metaforla neden  işçi – işveren arasındaki bir  konuda devletin böyle müdahalesinin tümdengeleri alt üst edeceğini anlatmaya devam ediyorum .

Gemlik bir zeytin beldesi .

Üretici zeytini bir an evvel toplatmak istiyor .

Fakat işveren olarak maliyetlerini de düşünmek zorunda .

İlaç fiyatı ,budama, yerlerin imarı ve ürün alma zamanındaki en önemli maliyet onun için işçilik .

Toplayıcı adam la anlaştı yevmiyesi 350 liradan insan buldu …

Fakat o anda kapıda bir polis belirdi .

Ve devletin bir tebliğini açıkladı .

350 tl veremezsin en az 500 lira vereceksin …

Üretici mecbur kaldı .

Tamam dedi …

Adamlar mutlu .

350 liraya iken 500 lira verecek zoraki de olsa işveren .

Zeytini toplamaya başladılar.

İşveren akşam olduğunda toplanılan zeytine baktı

Birde ödediği işçiliğe baktı …

500 tl ücreti hepsi hak etmemişti …

Oysa iktisat bilimi şunu diyordu …

Ücret denilen olgu verimlik ve arz talep esasına bağlıdır …

Eğer verimlilik ücretten düşük ise yani ücret verimlikten büyük ise (ücret   >verimlik) bu zarardır …

Biraz daha açayım.

Eğer adamın topladığı zeytin kendine verilen ücretin çok altında ise ,

o adam dükkânı kapatır veya kayıt dışına çıkar ..

Eğer zeytin üreticisi zeytin toplayan adamlardan bazılarında arzu edilen verimliliği  göremezse yani   300 tlik zeytin toplayan adama 500 tl ücret veriyorsa, o adamı kesin işten çıkartır .

O sezon olmasa önündeki yeniş sezonda ona iş teklif etmeyecektir .

Çünkü her bireyin hak ettiği ücret farklıdır .

Kimi kaytarmayı sever.

Kimi çok ağırdır elinden iş gelmez .

Kimi çok pratiktir.

Kimi çok tembel, kimi çok çalışkandır vs vs .

Fakat işverene otorite ( devlet) hiçbirini ayırmadan asgari 500 tl vereceksin demişse ne olacak?

Aynı şekilde bir fabrika düşünelim …

Bir yıl evvel Mühendis almış ve asgari ücretin üstünde maaş veriyor .

Bu yıl da yeni işçi almış asgari ücretle .

Aradaki makas işçi lehine kapanmış ama mühendis aleyhine de açılmış …

Orada iş barışı nasıl sağlanacak ?

İkincisi talep konusu …

Her konuda olduğu gibi eğer emeğe olan talep az fakat iş arayan sayısı çok ise , yani bir ülkede üretimi yapacak fabrika sayısı az ama iş arayan çok ise ve işsizlik var ise ;

Eğer bir ülkede pıtrak gibi politik kaygılarla yüksel okul ve fakülte açmış ama oradan mezun olanlar için iş sahası planlamamış ise ve maliyet enflasyonu da gayri iktisadi  gösterişli tüketim çılgınlıı denilen yatırımlarla zaten kıt olan kamu kaynaklarını, toplanılan vergileri bilinçsizce harcamış iseniz   asgari ücreti yükselterek   hiçbir çözüm bulamazsınız .

                             İşverenin durumu  

 

Bizde   emek daima üstündür .

Retorik olarak bu böyledir …

Kalp, sağ duyu,  vicdan bunu böyle kabul eder .

Peki sermaye ?

Sermaye kötüdür .

O sömürür.

Peki ya sermayedar yani işveren .

O zaten ücretliyi sömürür  ama ücretli,  onu sömüremez .

Bu da tamam (oysa buz gibi sömürür baksınlar  belediyelere   her gün gözlemliyorum, hele geçmişte  Sunğipek fabrikasında çalışanlara bir baksınlar…

65 yaşına kadar devletin çıkartamadığı kamu görevlilerine, salla başını al maaşını  denen özdeyiş .

Tam bankamatik memurları ları .

Ne iş yaptıkları da belli değil ,bu devletin işveren olduğu  bizim gibi kurumları çalışmayan  yerlerde kaçınılmaz sonuçtur.)

Fakat ortada bir sorun var…

Çünkü bilimsel olarak üretim araçları şunlardır …

Bunlardan biri olmazsa üretim gerçekleşmez .

1-Toprak

2-Emek

3-Sermaye

4-Sermayedar

O zaman şöyle yapalım amacımız  ve nihai hedefimiz emeği korumak değil mi ?

Emeği sömüren de sermaye değil mi?

Üretim araçları içinden önce sermayeyi çıkartalım …

Tabi sermaye çıkınca otomatikman sermayedar da yani paranın sahibi de çıkmış olacak devreden …

Ve emek  üretim araçları içinde tek başına kalsın …

Yani artık emeği sömürecek olan ne kapital ne kapitalist kalacaktır .

Fakat o emeği kim kiralayacak ?

Yani emek iş gücü var ama ona iş verecek adam yok …

Bu kadar uzun yazmamın sebebi   düşündürtmek …

Niçin bizde işsizlik fazla …

Neden bunca genç  iş bulamıyor …

Neden insanlarımız yurt  dışına gidiyor …

Şimdi gene klasik bir şehir efsanesi klişe cümle ,”yok arkadaşım iş yok diye bir şey yok işi beğenmemek var “. 

Evet doğru şimdi o beğenilmeyen işin nasıl beğenilecek hale geleciğini kayıt dışını anlatmaya çalışacağım …

Adama dersen gel  kardeşim iş var  sana  ayda 3000 lira . 

 

Ama sigortan yok ,iş güvenliğin de yok 18 saat çalışacaksın . 

Bu kafa bunu iş olarak kabul ettiğinden ve onu kabul etmeyen genci de işi elin tersi ile ittiğini iddia ederek   bu klişeyi sürekli tekrarlar … 

Veya şöyle  duyarsanız  15 bin lira aylıkla adam aradık ta kimse baş vurmadı   beğenmedi işi … 

Tabi işin detayını ve ne iş yapacağını anlatmıyor bu kafa … 

15 bin lira teklif ettiğini bir an için doğru kabul edelim ona ne iş yaptıracaksın? 

Bu sadece klişe.  

 

             Peki asgari ücret dedik ve arttırdık hangi sorunu çözülecek ?  

Tablo şöyle ..

Önce bu para kimin cebinden çıkacak …

Vergi teorisini bilmeyen ikinci klişe ve hurafe cümle  arkadaş bu vergiler işçiden kesiliyor …

Hayır işçiden kesilmiş gözüküyor …

Neden ?

Çünkü işçi zaten baştan zihninde net ücreti biliyor.

Ona bürüt ücreti verseniz ve örneğin mart ayında tıpkı esnaf gibi beyanname ile vergini öde deseniz.

İmkânı yok ödeyemez .

Onun için kanun diyor ki işverene .

Bak arkadaşım sen bürüt  10.008.00 tl vereceksin işçiye .

Ama bu parayı onun eline tamamını  vermeyeceksin.

Sen önce elini cebine at  şöyle bir 10 bin lira çıkart …

Ondan sonra o paradan kaynağında anında  şu vergileri  kes bana ver …

Ama verirken unutma  senden alacağım işveren hissesi  var .

%2…

Her asgari ücret artışında devlet çaktırmadan İşverenden bakın nasıl vergi alıyor.

Çünkü bu para her halükarda işverenden çıkıyor .

Aşşağıdaki  net tablo (1)

İşverene bu asgari ücretin  maliyeti  11 759 Tl ..

Yazımın başında asgari ücret  yalnız asgari ücret değildir dedim …

 Siz gene de bu yazının tümünü okumak zahmetine katlanamayın derim

Sadece şu linki okuyun …

https://www.mahfiegilmez.com/2022/12/asgari-ucret-artsnn-mikroekonomik-ve.html

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM