Abidin Uyar Yazdı; “Hîle-i şer`iyye…”

Abidin Uyar Yazdı; “Hîle-i şer`iyye…”

Neden yazıyorsun diyenlere mantıklı bir cevabım yok.
Birkaç kişi hariç, genelde benim gibi vasıfsız insnaların   yazılarının sadece başlığına bakar okur.
 Veya içinden üç beş satır okur.
Yazıya bakan bin kişide olabilir.
 Ama okuyan hiç olmaz. Bunun bilincindeyim…
Okur son derece haklıdır.
Bu durum benim içinde geçerli …
 Bu günkü anlatmaya çalışacağım konu dindeki  Hîle-i şer`iyye…
Çünkü bu kapı aralandığında başta hukuksuzluk, adaletsizlik ve bir çok konudaki kötülük meşrulaşır.
 Siz dinen caiz görüldüğüne inandırıldığınız anda artık bu adamlar bunca kötülüğü nasıl yapar demezsiniz .      
  Bu “hile” din adamı eli ile literatüre girdi …
Hile iyi niyetle de olabilir, zalim bir kralın infazlarına Allah’ı ortak etmek içinde olabilir .
İSLAMİ İLİMLER …
Bizler İslami ilimler dendiğinde, Allah‘ın o ilimleri  onayladığını peygamberinde o ilim hakkında bilgi sahibi olduğunu ve o ilimlerin mutlak doğruya ulaşmış disiplinler olduğunu zannederiz .
Oysa İslami ilimlerin ortaya çıkışı sözlü metnin(hitabın)yazılı metne (Mushaf’a) dönüşmesi ile ortaya çıkan anlam sorunundan kaynaklanmıştır.
Soru şu; Kuran kendini Mübin apaçık bir kitap olarak açıklamakta…
 
Kendi için apaçık diyen bir kitabı   açıklamak için asırladır binlerce kitap  neden yazıldı ?
 Bunu kurumsal dinin memuru izah edemez …
 
Neden  İslami ilimler  ve onlarda anlam sorunu ortaya çıktı?
   
Bu linkler meraklısına cevap verebilir.
Meraklısı derken diyanette  görev yapanı kast etmedim.
Din adamı olmayan ama d ini anlamak için merak edip soru soran halkımız insanımızı  kast ettim…    
 
DİN VE SİYASET …
 
Ulü’l-emr ‘e itaat Nisa suresi  59.cu ayet dayanır.Aslında bu meşru emir ve isteklere uyma anlamındadır …
Ancak bu emirler her zaman gücü elinde bulunduranların meşru istek ve arzuları değildir…
Örneğin ;Anayasanın 18 maddesinin oylandığı 2017 referandumunda o anlı şanlı FIKIHÇI evet oyların fazileti  hakkında fetva  yayımlamıştı.
Şöyle diyordu …
“Neyi Oyluyoruz. Nasıl bir ülke, nasıl bir düzen istiyorsunuz? Bunu kendinize sorun. İkinci sorunuz şu olsun: Bu hedefe bir adımda, bir sıçrayışta ulaşmak mümkün müdür? Mümkün değilse zamansız ve usulsüz sıçrayışlarla durmadan sakatlanmak mı istersiniz, yoksa hedefe götüren adımları, usulüne ve gereğine uygun olarak sırayla atarak her adımda sağlıklı mesafeler kat› etmek mi istersiniz? İşte bir de bunu oyluyoruz! Bizi hedefe yaklaştıracak olan bir adımı daha “Evet» diyerek atmak, “farz olanı tamamlayan ve ona yaklaştıran her fiil farzdır» kuralının çerçevesine dahildir.”
Sonuç ne oldu  peki?
Hîle-i şer`iyye
Hîle-i şer`iyye denilen  mucizevi  bir yöntem bulmuş bu disiplinlerden biri …
 
*Hîle-i şer`iyye; dış görünüş bakımından fıkha uygun düşürmek, İslâm`da yasak olan hususları görünüşte meşru olarak yapabilmek için bulunan yollar, çâreler, çıkış noktaları demektir.
 
Ben bir fıkıhçın kıyasa konu olan bir problemin(fer)çözümü için bilmiyorum dediğine hiç tanık olmadım…
Lakin bu benim düşüncem doğrusunu Allah bilir demeyenine çok tanık oldum…
Genelde çıkarımları mutlaktır
Fakat kendisi mukayyet varlıktır… 
 Akıl çeperi, zaman ve mekan ile son derece sınırlı varlıktır.
Mukayyet bir varlık “mutlak”  hüküm koyamaz.
Ama koydu .
Siz nereye danışıyorsunuz zekat için zenginlik ölçüsünü?
(80,18 gram altını olan zengin midir?)
 Siz kime soruyorsunuz mahremi olmadan bir hanımın kaç kilometre seyahat edeceğini ?
Siz kime soruyorsunuz Ramazan ayında hayızlı   bir hanımın oruç tutup tutmayacağını ?
Erkeğe farz olan Cuma namazını  kadına farz kılmayan kimdir?
Ramazan ayında kasıtlı  orucunu bozana  61 gün kefaret orucu  tutulacağı hükmünü kim çıkartmıştır?
Bu soruların cevabının hiç birini Allah vermemiştir …
Daha onlarca soru sorabilirim .Hepsinin cevabı ehli sünnete göre cümlesi ile başlar .    
Peki bu durunda şari (hüküm koyan) kim oluyor ?
Allah diyebilir miyiz?
Bu konuda mebzul miktar verilmiş fetvalar var.   
Benim asıl tezim hiçbir beşer, Allah’ın hakkında görüş beyan etmediği bir konuda bilinenden yola çıkarak ki buna “asıl- fer” ilişkisi denmekte, bilinmeyene mutlak anlamda ulaşamaz sadece bir zandır zannettiği şeydir. O bir “sanı”dır sandığı şeydir .
 
Banka  kredisi ile ev almak caiz midir ?
 
Baştan bankadan kredi almak caiz değildir derseniz, sonradan da gömleğin yamuk durduğunu fark ettiğinizde ilk düğmesini  yanlış iliklediğinizi itiraf etmeyi kendinize yediremediğinizden ama Toki den kredili ev almak caizdir dersiniz( Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı açıklamaya göre Devletin söz konusu borçlandırmadaki amacı, faiz geliri elde etmek değil, aksine ödeme güçlüğü içindeki vatandaşlarının ev sahibi olmalarına yardımcı olmaktır. Bu itibarla bu projeden yararlanmak caizdir.)
  …  
  
İşte bu bir paradokstur.
İlk görüşünü düzeltmeden ikinci görüşünü ortaya attığında ikisi arasında inanılmaz çelişki vardır.
 
Oysa  buz gibi faizli iki işlemin birini Riba kapsamına alıyorsunuz diğerini Riba kapması dışında tutuyorsunuz…
Bu çelişkiyi nasıl izah edeceksiniz? 
Edemezsiniz.
 Edemediğin için mantık çarpıtmasına  gideceksin mecbursun… 
Yani  Hîle-i şer`iyye yapacaksın…
Riba ile iktisattaki üretim araçları içindeki sermayenin zaman değerinin kiralanması işlemine ki  BUNA  FAİZ DENMEKTE  BU İKİ İŞLEMİ BAŞTAN özdeş kabul ettiniz.
 
Özdeş kabul edince devletin karşılaştığı çıplak gerçeklik karşında çark edemeyen din adamı  hayali kurgu ile kavramlara ve yapılan işleme takla attırarak  resmen hile yaptı …
  Çünkü baştan İslam iktisadı diye, iktisattaki faizsiz bir dünya olduğu ütopyasını ortaya atınca ve İslamcı bir iktidarda “nas var nas” diye  riba ayetini politik mübadeleye (oya )kurban edince devletin kapalı kapılar arkasında yaptığı faizli işlemi ör; swap ,merkez bankasının repo,politika , gecelik faiz veya TOKİ nin ev kredisi faizi    gibi  veya katılım bankalarının buz gibi konvansiyonel bakanların yaptığı faizli işlemin ismini değiştirerek dinen meşru kılarsınız  … 
Bu yazım çok ciddi  bir çalışmanın ürünü olan akademik bir makaleye dayanmaktadır .
(Microsoft Word – Kat\375l\375m Bankac\375l\375\360\375) Katılım bankacılığı  Kitaba uymak mı kitabına uydurmak mı *Ahmet terzi
 
           ***    ***  ***
 
İYNE SATIŞI…
Hile deki iyne satışını bilmek gerek… 
    İyne Satış: Hali hazırda malik olmadıkları mallar, kendilerinden talep edildiği anda, tüccardan malı peşin alıp, talep edenlere vadeli olarak satanların yaptığı muamelenin adıdır.
 UYGULAMA …( Muamele-i Şer’iyye)
 Ör; Kredi verirken haram olan faizden kurtulmak için tahakkuk edecek fazlalığın satım akdinden kaynaklanmış olmasını sağlamak amacıyla yapılan işleme denir. En yaygın kullanılan iki şekli şöyledir. Birincisinde, borç almak isteyen kişi bir malını borç veren  kişiye peşin satar (100TL), mal ve bedel teslim edildikten sonra satıcı aynı malı bir yıl vadeyle geri satın alır (115TL).
Böylece borç almak isteyen kişi 100TL almış ve karşılığına bir yıl vadeyle 115TL borçlanmış olur.
Yaygın olarak kullanılan bir diğer yöntemde, borç almak isteyen kişi, bir yıl sonra geri vermek üzere borç veren kişiye 100TL borçlanır. Bunun yanında borç veren kişinin bir malını 10TL’ye yine bir yıl vadeli satın alır.
Borç alan bu malı üçüncü bir şahsa hibe eder. Üçüncü şahıs da kendine hibe edilen malı ilk sahibine hibe eder ve bu sayede borç veren kişi malına kavuşmuş olur. Borç alan kişi de bir yıl vadeli olarak 110TL borçlanmış olur.
HAMİŞ;
Hepinizin bayramını kutlar, oportünist partili  dindar bilincin, muktedirin cari propaganda aygıtı olan din adamının henüz tanışmadığı  İslam* üzere kalınız 
 
*İslam ; “barış, huzur, adalet ve esenlik(mutluluk) ” dir …  
 
 
 
 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

5 yorum

  1. Çok bilgilendirici ve bir o kadar da can yakan bir yazı olmuş. İslam dininde yapılan onlarca sahtekarlıkları, hurafeleri güzel bir dille önümüze koyan Abidin Bey’e saygılarımı iletiyorum.

    • Yunus bey Bil mukabele sizi tanıyorum .Siz Ankarada görevli bir mühendisiniz.Yazımın başındaki okumayan kitleden değilsiniz. selam ve hürmetler

  2. Her zamanki gibi döktürmüşsün üstad
    Lakin sahilde çay söylemeyeli epey oldu.
    Bu arada kalemine aklına sağlık diyorum

  3. Her zamanki gibi döktürmüşsün üstad
    Lakin sahilde çay söylemeyeli epey oldu.
    Bu arada kalemine aklına sağlık diyorum

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM